CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile akademik çalışmalar yapan yaklaşık 13 bin 11 araştırma görevlisinin iş güvencesinin kaldırıldığını ve birer yıllık sözleşmelerle çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirterek, “13 bin 11 genç akademisyenin emekleri doğrultusunda YÖK’ten aldıkları kadrolar ve kazanılmış hakların akıbeti, rektörlerin ve dekanların inisiyatifine bırakılmıştır. Binlerce genç akademisyen doktora eğitimi sonrasında işsiz kalma endişesi yaşıyor” dedi.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile akademik çalışmalar yapan akademisyenler, geçtiğimiz yıla kadar daimi kadro ile üniversitelerde görev yapıyordu. Ancak 1 Eylül 2016’da çıkarılan 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile akademisyenlerin statüleri değiştirildi. Buna göre akademisyenlerin doktora eğitimi bitene kadar birer yıllık sözleşme ile çalışmaları ve sözleşmelerin yenilenmesi konusunda rektörlere yetki verilmesinin önü açıldı.
CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, 13 bin 11 genç akademisyenin yaşadığı bu sıkıntı ve belirsizliği meclis gündemine taşıdı.
Çamak, “ÖYP’li akademisyenlerin iş güvenceleri ortadan kaldırıldığı için doktoralı işsiz olmaya aday duruma gelmişlerdir. KHK öncesinde geleceğin bilim insanları olarak görülen 13 bin 11 ÖYP’li genç araştırma görevlisinin, suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan doktoralı işsiz adayı olarak, geleceklerinin bir belirsizliğe sürüklendiği, kadrolarının güvencesiz hale getirilerek fırsat eşitsizliği yaratıldığı görülmektedir. Bir nevi ÖYP’li araştırma görevlilerinin hiçbir etki olmaksızın kendi haklarıyla ve yüksek puanlarıyla kazandıkları kadroları ve statüleri, iş güvenceleri ve özlük hakları ile birlikte ellerinden alınmış, başarıları ve emekleri maalesef cezalandırılmıştır” dedi.
Getirilen yeni düzenlemenin kazanılmış anayasal hakların hiçbir neden gösterilmeden alınması anlamına geldiğini kaydeden Çamak, “KHK ile yapılan bu düzenlemenin malum FETÖ Terör Örgütü soruşturmaları ile yakında uzaktan bir ilgisi bulunmamaktadır. KHK ile alınan bu kararla beraber neredeyse 13 bin 11 kişinin tamamı FETÖ Terör Örgütüne mensup gibi gösterilerek yaratılan bu algı yanılsamasının yarattığı çok ciddi kısa ve uzun vadeli zararları bulunmaktadır. Öncelikle kendi devletinin açmış olduğu kadroya yerleşerek doğrudan devletin ‘senetli’ güvencesine inanan 13 bin 11 kişinin güveni sarsılmıştır. Bu süre zarfında bizlere ulaşan bilgilere göre ÖYP’liler arasında büyük oranlarda kronik depresyon süreçlerine giren, mide kanaması geçiren, yoğun stres sonucu anne karnında iken bebeğini kaybeden çok fazla örnek olduğu gibi yıllarca çalışıp ülkesine ve milletine hizmet etmek için akademisyen olma ideali ile yanıp tutuşan binlerce genç beynin tüm hevesi kırılmıştır” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde binlerce doktoralı insan açığı varken, devletin büyük fedakârlıklarla ve bütçelerle yetiştirmeye çalıştığı ÖYP’li araştırma görevlilerinin üniversitelerden tasfiye edildiğine işaret eden Çamak, “Merkezi sistemle 3 farklı notun ortalaması alınarak görevlerine girmiş ÖYP’li araştırma görevlilerinin sistemden tasfiyesi, Türkiye üniversitelerine, ülkemizin akademik geleceğine ve 2023 hedeflerine ulaşmada ülkemize büyük zararlar verecektir. ÖYP’liler çözüme, kazanılmış hakların iadesine inançlarını yitirmekte, gelecek kaygısından kaynaklı işlerini ve akademik çalışmalarını gerçekleştirirken motivasyonlarını yitirmektedirler. Güvenlik soruşturmasından geçirilmiş ve suçsuz bulunan 13 bin 11 ÖYP’li genç akademisyen, 1 Eylül 2016 öncesinde gelecekleriyle ilgili planlar yapabiliyor, makaleleriyle, araştırmalarıyla, tezleriyle, dersleriyle ilgilenebiliyor, insanca yaşayabilmek adına planlar yapabiliyorken şimdilerde ise aileleriyle ve çocuklarıyla birlikte koca bir belirsizlik, güvencesizlik ve umutsuzluk yaşamak durumunda kalmışlardır” dedi.
YÖK’ün, ÖYP’li akademisyenlerin hak kaybının önüne geçilmesi için tüm inisiyatifi yine sadece rektörlüklerin insafına bıraktığına değinen Çamak, “Bazı üniversiteler bu inisiyatiflerini ÖYP’lilerin aleyhinde kullanıp ciddi sayıda akademisyene ihtiyaçları olmasına rağmen, sözleşmeli statülerinin değişmeyeceğini ve dolayısıyla yüksek lisans ve doktora eğitimleri sonrasında işsiz kalacaklarını duyurmuştur. Büyük bir eşitsizliğe neden olan bu durumdan ötürü halen binlerce akademisyen mağdur durumdadır. Üniversitelerin farklı yaklaşımlarıyla şu an ÖYP’lilerin durumunda bir netlik söz konusu değildir. Rektörlerin kapının önüne koymakta çekinmediği üniversitelerin yoğunluğuna bakılacak olursa, bu sorun halen ciddi anlamda güncelliğini korumaktadır. Bu durumun önüne geçilmesi için acilen bir uygulama birliğine gidilmesine gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde de şu sorulara yanıt istedi:
“-Herhangi bir suçu bulunmayan 13 bin civarındaki ÖYP’li genç bilim insanı için, gerek psikolojik bir bunalıma itilmeleri, gerek statü açısından yaratılan bu büyük haksızlığın ve damgalayıcı algının iadeyi itibar yapılarak düzeltilmesi için herhangi bir çalışmanız ya da planınız var mıdır?
-33A’dan bir gecede 50D kadrolarına geçirilmeleri ile beraber ÖYP’lilerin mezuniyet sonrası ilişiğini kesme kararı alan bazı üniversitelerin yarattığı mağduriyetlerin önüne geçebilmek için ÖYP’lilere dair verilen kararlarda tüm üniversiteleri kapsayan bir uygulama birliğine gitmeyi düşünüyor musunuz?”