Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda imar affı öngören yasa tasarısı üzerine söz aldı.
Bugüne kadar çıkarılan onlarca imar affı ve kaçak yapılaşmanın yarattığı kendiliğinden büyümenin kentleri biçimlendirdiğini ifade eden Kuyucuoğlu, “Çıkarılan imar afları toplum yararı amacından uzaklaşmış, kaçak yapıların yasal hâle getirilip ödüllendirilmesi toplumsal hukuk düzenine ve devlete karşı güvensizlik yaratmıştır. İmar affı düzenlemeleri kentlerin sürekli olarak plansız büyümesini körüklemiştir. Ülkemizde şimdiye kadar çıkarılan tüm imar afları, mevcut iktidarların seçim dönemlerinde ekonomik gelir ve oy elde etme amacıyla gündeme getirilmiştir. Bugün de bunlardan birini yaşıyoruz. Bugün yapılmak istenen imar affı, bir seçim rüşvetinden başka bir şey değildir. İmar barışı altında hukuka saygılı yurttaşların cezalandırıldığı ve buna karşın, imar suçu işleyenlerin ödüllendirildiği imar affı bir kez daha gündeme getirilmektedir” dedi.
‘KAÇAK YAPILAR YASAL HALE GELECEK’
1984 yılında çıkarılan İmar Affı Yasası sonrası kaçak yapılaşmanın daha da arttığını ve çevre sorunlarının büyüdüğünü söyleyen Kuyucuoğlu, “Ardından yaşanan 1999 Marmara depremleriyle büyük ölçüde imar aflarının yarattığı sağlam olmayan yapı stokunun yıkılmasının ağır bedeli topluma ödetilmiştir. Yapıların hatta mahallelerin yerle bir olması ve yaşanan can kayıpları nedeniyle imar afları bugüne kadar gündemden kaldırılmıştı. AKP tarafından seçim sürecinde yasalaştırılmak üzere Meclis gündemine getirilen bu imar affı yasası, tepkileri azaltmak amacıyla da imar barışı olarak tanıtılmak istenmektedir. İmar affıyla, denetimsiz yapıların, toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan bütün kaçak yapıların yasal hâle getirilmesi söz konusudur. Bu yasa seçim öncesi verilen bir rüşvettir” ifadelerini kullandı.
‘ELLİ SANTİM BÜYÜTEN DE, 3 KAT ÇIKAN DA AFFA UĞRUYOR’
Yasa tasarısında ‘Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması’ ifadesinin yer aldığını belirten Kuyucuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani imara aykırı ne kadar yapı varsa ruhsatsız olarak yapılmış, ilaveler yapılmış, ekler yapılmış yani sadece binanın yerini değil elli santim büyütmüş insan ile üç kat ilave yapmış insan veya gidip kısıtlı arsasına yani yeşil alan ise arsası, tapusu kendine aitse, gidip oraya yapı yaptıysa veya bir okul alanı ise oraya gidip bina yaptıysa bunların hepsi af kapsamı içerisine giriyor. Yani şimdi, bunlar bir taraftan af kapsamına girerken devlet, özellikle de belediyeler bir sürü gelirinden vazgeçiyor. İşyerlerinden yüzde 5'lik harç alınarak bunlar affa giriyor. Hâlbuki, bunlardan belediyelerin aldığı değişik harçlar var. Neler alıyorlardı? İmar harcı alıyorlardı, belediye katılım payı alıyor, bina inşaat harcı alıyor, otopark harcı alıyor, proje denetim harcı alıyor, hafriyat harcı alıyor, suret harcı alıyor, iskan harcı alıyor, kullanma izni harcı alıyor, yapı denetim ücreti alıyor ve proje ücreti alıyor. Yani vatandaştan, doğru dürüst işini yapan, ruhsatlı yapanlardan bunların hepsi alınıyor. Ama bunların hepsi bugün affediliyor.”
‘BELEDİYELERİN GELİRİ GENEL BÜTÇEYE AKTARILIYOR’
Belediyelerin gelirlerinin genel bütçeye aktarılmasının imar barışı konusundaki samimiyetsizliklerin bir göstergesi olduğunu ifade eden Serdal Kuyucuoğlu, “Bizim buradaki teklifimiz bu gelirlerin belediyelere aktarılması.Çünkü bunların yükünü belediyeler çekiyor. Sayın Bakan siz de belediyecilikten geliyorsunuz, altyapısını hazırlayan, her türlü hizmeti veren belediyeler, bunların geliri neden genel bütçeye aktarılıyor bunu da anlamakta güçlük çekiyoruz.Yine, hazine tarafından birilerinin elinden alınmış -vakıfların veya şahısların- ve davalı hâle gelmiş ve bir kısım insanların da buralara gidip yapılaşma suretiyle sahip çıkmaya çalıştığı yerler de muvazaalı. Bunların da tabii ki bunun dışında bırakılması gerekiyor.Başka bir konu, Boğaziçi ve tarihî yarımada da İstanbul'da, burası koruma alanı, sit alanı. Onun için, bu yasanın bunu da dışarıda bırakması gerekiyor” diye konuştu.