TBMM Genel Kurulu`nda pırlanta kutusunu milletvekillerine gösterip içinde ne olduğunu soran CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, “İçinde pırlantadan daha değerli bir ürün var. Sarayda tüketilen beyaz çay. ÇAYKUR`dan aldım 20 gramı 226 lira. Yani kilosu 11 bin 300 lira. Bir asgari ücretli bunu almak için en az iki ay çalışacak. Buradaki beyefendiler ve sarayın başındaki zat tüketiyor. Vatandaş sabahları fırınların önünde bir gün önceden kalan bayat ekmeği alıp tüketmeye çalışırken birileri de refah, şatafat içinde her türlü israfın olduğu yerde yaşıyorlar. Vatandaş markete gittiğinde gıdada KDV yüzde 18 ama pırlantada 0 KDV” dedi.

TBMM Genel Kurulu`nda bugün Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi görüşülüyor. Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun şunları söyledi:

“BU BÜTÇE HALKIN DEĞİL ZENGİNLERİN CEBİNİ DOLDURAN BÜTÇEDİR”

“Bu bütçe saray bütçesiyle fakirleşen halkın bütçesi arasındaki farkı anlatan bütçedir. Bu bütçe sarayın insafını anlatan bütçedir. Bu bütçe halkın değil zenginlerin cebini dolduran bütçedir. Bu bütçe Türkiye`nin karnını doyuran Türk çiftçisini toprağa küstüren bütçedir. Çankaya Köşkü`nün mütevazi bütçesine karşın bin 100 odalı Türkiye`nin bütçesini yutan obur bir saray bütçesidir.

Geldiğimiz noktada dünyayı doyuran ülkemiz artık Ukrayna`nın, Rusya`nın eline bakar hale gelmiştir. Kendi kendine yeten ülkemiz maalesef bu özelliğini kaybetmiştir. Vatandaşımız meyve ve sebzeyi taneyle almaya başlamış, eti bırakın, yumurtayı, tavuğu, bakliyatı yiyemez olmuştur. 1946`dan bu tarafa 12-18 Aralık Yerli Malı Haftası kutlanmaktaydı ama nerede kaldı Yerli Malı Haftası, gitti. Cumhur İttifakı sayesinde. Sarayın bütçesine yüzde 62,4 oranında artış ama çiftçisinin bütçesine yüzde 35,1 artış. İşte yerli malı haftasının bitmesinin sebebi burada ortada.

“ŞİFA REÇETESİNİN 4 KİŞİLİK BİR AİLEYE EN İYİMSER BÜTÇESİ 2 BİN 220 LİRA”

Sarayın yatmadan önce bir de ara öğünü vardı. Cumhurbaşkanımız 27 Mart`ta Tokat`ta bir ziyarette ifade etti. Her akşam özel manda yoğurdu, birkaç kaşık yulaf, birkaç kaşık kestane balı, 4-5 tane de Medine hurmasını karıştırıyormuş yatmadan önce bunu ara öğün olarak tüketiyormuş. Sayın Cumhurbaşkanı çocuklar yatağa aç giriyor. Anneler bayat ekmekleri, bayat simitleri çocuklarımızın beslenme çantasına koyuyor. Siz bunun farkında mısınız? Manda yoğurdunun kilosu 50-80 lira arasında, kestane balının kilosu tam 800 lira olmuş, Medine hurmasının kilosu 200-250 lira, yulaf ezmesi de 120 lira civarında. Bu şifa reçetesinin 4 kişilik bir aileye en iyimser bütçesi 2 bin 220 lira. Bir asgari ücretli bunu almak isterse ana öğünlerde aç kalır.”

İÇİNDE BEYAZ ÇAY OLAN PIRLANTA KUTUSU TBMM KÜRSÜSÜNDE

Genel Kurul`da pırlanta kutusunu milletvekillerine gösterip içinde ne olduğunu soran Aygun, “İçinde pırlantadan daha değerli bir ürün var. Pırlantadan daha değerli sarayda tüketilen beyaz çay. ÇAYKUR`dan aldım 20 gramı 226 lira. Yani kilosu 11 bin 300 lira. Bir asgari ücretli bunu almak için en az iki ay çalışacak. Buradaki beyefendiler ve sarayın başındaki zat tüketiyor. Vatandaş sabahları fırınların önünde bir gün önceden kalan bayat ekmeği alıp tüketmeye çalışırken birileri de refah, şatafat içinde her türlü israfın olduğu yerde yaşıyorlar. Vatandaş markete gittiğinde gıdada KDV yüzde 18 ama pırlantada 0 KDV” dedi.

“20 YILLIK AKP İKTİDARI GÜVENLİK ALANINDA BÜYÜK TAHRİBATLAR YARATTI”

Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçeleri üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç şunları kaydetti:

“20 yıllık AKP iktidarı güvenlik alanında büyük tahribatlar yarattı. Saray iktidarının önceliği ülkenin ve toplumun güvenliği olmadı. Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma anlayışıyla öncelik tek adamın, sarayın güvenliği oldu. Bu yaklaşım sonucunda ülkemiz ve bölgemiz büyük güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. 10 milyona yakın düzensiz göçmen, kevgire dönmüş sınırlar, caddelerinde bombaların patladığı, mafyanın çatıştığı kentler, alışveriş merkezleri, uyuşturucu gemilerinin yanaştığı limanlar, uyuşturucu girdabında kıvranan mahalleler, aileler, kara para için açılan kapılar, sahipsiz bırakılan, intihara sürüklenen polisler, terörün kör kurşununa hedef olan canlarımız, çocukların bile çocukları öldürebildiği güvensiz bir ortam.

“MİLLET İKTİDARINDA EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ ÜLKEMİZ VE HALKIMIZIN GÜVENLİĞİ OLACAK”

Sarayda yuvalanan paramiliter yapılar, saraya teslim olmuş siyasetçiler, çürüyen bir güvenlik yönetimi, narkopolitik oligarşik bir yapı. Saray iktidarı geride böyle bir ülke bırakarak gidiyor ve ülkemizde yeni bir dönem başlıyor. Milletin gür sesi duyulmaya başladı. Hazırlıklarımız tamam halkımıza güvenimiz tam. Millet iktidarında en büyük önceliğimiz ülkemiz ve halkımızın güvenliği olacak. Millet iktidarında devletin kozmik odasına terör örgütleri giremeyecek. Devletin istihbaratı, emniyeti, jandarması, yargısı paralel yapılara teslim edilmeyecek. Sarayın avukatları FETÖ borsası kuramayacak. Devletin mahrem bilgileri organize suç örgütlerinin malzemesi olmayacak. Devlet suç örgütleriyle ortaklık kurmayacak. Paramiliter yapıların mensupları cumhurbaşkanı danışmanı olamayacak. Devlet görevlilerinin uyuşturucu baronlarıyla, kara paracılarla, kripto vurguncularıyla fotoğraf albümü olmayacak. Baronlar siyasi talimatla tahliye edilemeyecek sınırlarımıza bile yaklaşmaya cesaret edemeyecekler.”