1 Eylül 2025 Pazartesi


13:53   AFGANISTAN’DA 6,0 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM...   13:52   CHP’LI BAŞARıR’DAN YENI ADLI YıL MESAJı   13:51   ÖZGÜR ÖZEL, BALıKÇıLARLA "AV SEZONU"NU AÇTı   10:56   MERSIN BARO BAŞKANı ÖZDEMIR: “HUKUKA VE ADALETE OLAN GÜVENI DERINDEN SARSıLMıŞTıR”   10:15   MESKİ, DEĞIRMENDERE MAHALLESI’NIN İÇME SUYU HATTıNı YENILEDI   17:25   MERSIN’DE ZAFER COŞKUSU SAHAYA TAŞTı: AYVAGEDIĞISPOR ŞAMPIYONLUĞA ULAŞTı   17:12   ÖZGÜR ÖZEL’DEN ADALET BAKANı’NA 7 KRITIK SORU: “İKILI HUKUK SISTEMI MI İŞLETILIYOR?”   10:01   MERSIN’DE ATıKTAN HAYAT KURTARAN DÜDÜKLER: MINIKLERE HEM BILIM HEM BILINÇ   23:50   SINOP MEYDANı’NDA TARIHI BULUŞMA: CHP’DEN KUCAKLAŞMA ÇAĞRıSı   15:30   30 AĞUSTOS’UN GÖLGESINDE ANıTKABIR’DE SIYASI SLOGANLAR: CHP’DEN SERT TEPKI   14:15   KOLERA SALGıNı DERINLEŞIYOR: 382 BIN VAKA, 4.500 CAN KAYBı   13:29   ÖZGÜR ÖZEL’DEN İTTIFAK MESAJı: “DEMOKRASI YOLUNDA HERKESLE YÜRÜRÜZ”   11:25   ÖZGÜR ÖZEL: "BAŞTA GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE TÜM KAHRAMANLARıMıZıN YOLUNDA ILERLIYOR; HEPSINI SAYGı VE MINNETLE ANıYORUZ"   11:25   KÜTAHYA ŞEKER’DE GREV BAŞLADı ,ENFLASYONA KARŞı ALıNTERIYLE DIRENIŞ   01:01   MERSIN BÜYÜKŞEHIR’IN EĞITIM BAŞARıSı: GENÇLER HAYALLERINE ULAŞTı, SEÇER’DEN ANLAMLı MESAJ   15:54   SOSYAL BELEDIYECILIKTE DERSHANE MODELI: MERSIN’DEN TÜRKIYE’YE ÖRNEK BAŞARı   15:45   TOROSLAR BELEDIYESI’NDEN KAÇAK DÖKÜMLERE DIJITAL MÜDAHALE: ÇEVREYI KIRLETENLERE ANıNDA CEZA   15:37   YAYA GÜVENLIĞI TEHLIKEDE: AKDENIZ BELEDIYESI’NDEN SERT MÜDAHALE   15:20   GÜLCAN KıŞ: “TÜİK KÂĞıT ÜSTÜNDE İŞSIZLIĞI BITIRDI, GENÇLER HÂLÂ İŞSIZ!”   15:05   BAŞKAN VAHAP SEÇER’DEN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMı MESAJı  
 
     
   

HATAY DEPREMZEDE DERNEĞİ`NDEN DEPREM RAPORU: SİYASAL İKTİDAR, SORUNLARI ÇÖZECEK KÖKLÜ ADIMLAR ATMADIĞI İÇİN HATAY HALKI, SOSYAL, SİYASAL, DEMOGRAFİK SORUN VE HAK İHLALLERİNİ YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR


Hatay Depremzede Derneği, 6 Şubat`ta yaşanan depremlerin birinci yılında bölgedeki sorunlara dikkat çeken bir rapor yayınladı. Raporda, "Depremin yaralarını sarması gereken siyasal iktidar ve devlet kurumları o günden bugüne sorunları çözecek köklü adımlar atmadığı için yaşanan bir yıllık süreçte barınma hakkından, eğitim hakkına, sağlık hakkından çevre ve mülkiyet hakkına, ekonomik, sosyal, siyasal ve demografik sorun ve hak ihlallerini Hatay halkı yaşamaya devam ediyor Depremin ilk günlerinde yalnız ve çaresiz bırakılan, ölüme terk edilen bu halk kendisine yaşatılanları asla unutmayacak, asla affetmeyecek. Hatay halkı olarak, Hatay`da yıkımın en ağır yaşandığı; Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz ilçeleri için Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz" denildi.

 

Tarih : 18 Şubat 2024 Pazar 22:01   Okunma : 301

Hatay Depremzede Derneği, 6 Şubat`ta yaşanan depremlerin birinci yılında bölgedeki sorunlara dikkat çeken bir rapor yayınladı. Raporda, "Depremin yaralarını sarması gereken siyasal iktidar ve devlet kurumları o günden bugüne sorunları çözecek köklü adımlar atmadığı için yaşanan bir yıllık süreçte barınma hakkından, eğitim hakkına, sağlık hakkından çevre ve mülkiyet hakkına, ekonomik, sosyal, siyasal ve demografik sorun ve hak ihlallerini Hatay halkı yaşamaya devam ediyor Depremin ilk günlerinde yalnız ve çaresiz bırakılan, ölüme terk edilen bu halk kendisine yaşatılanları asla unutmayacak, asla affetmeyecek. Hatay halkı olarak, Hatay`da yıkımın en ağır yaşandığı; Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz ilçeleri için Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz" denildi.

Hatay Depremzede Derneği, 6 Şubat`taki Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden geçen 1 yılın ardından Hatay`a ilişkin yaşanılanlara dair bir rapor hazırladı. Hataylı depremzedeler, bölgenin sorunlarına ve ihtiyaçlarına dair hazırlanan raporu kamuoyuyla paylaştı.

Raporda dikkat çekilen sorunlar ve çözümlerine ilişkin sunulan öneriler şöyle:

"Resmi rakamlara göre 50 bini aşkın insanımız hayatını kaybetti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 24 Şubat 2023 tarihli raporuna göre, depremin yaşandığı bölgedeki toplam bina sayısı 717 bin 614 olarak açıklandı. Yaşanan afetin ardından tarihi yapılarla birlikte 35 bin bina yıkıldı, 300 bine yakın bina ağır hasar aldı, 2 milyon kişi barınma sorunu yaşıyor. 5 milyona yakın kişi farklı bölgelere göç etti, 700 bine yakın insan geçim olanaklarını kaybetti. Hatay ise en büyük yıkımın meydana geldiği şehir oldu. AKP, 20 yıllık iktidarı boyunca kamu kurumlarının özelleştirilmesine, halkın doğal varlıklarının talanına, mülksüzleştirme ve el koyarak birikime dayanan neo-liberal ekonomi politikaları uyguladı. Büyük bir kısmı inşaat sektörü üzerinden işleyen bu sermaye birikim rejimi, denetimsiz ve kontrolsüzce yapılan otoyol, köprü, tünel, havaalanı, şehir hastaneleri vb. mega sabit sermaye yatırımlarına dayanmakla birlikte, müşteri garantili ihalelerle yandaş, asalak sermaye gruplarına peşkeş çekildi. Üstelik deprem vergisi gibi kamu için harcanması gereken paraların buralara harcandığı, insanların gözlerinin içine baka baka alay edercesine bir kibirle itiraf edildi.

"EN UFAK KARARLARDA BİLE GÖZLERİN TEK ADAMA ÇEVRİLMESİ YARALARI SARMAK YERİNE YARALARINI SARMAYA ÇALIŞAN TOPLUMSAL KESİMLERİN ÖNÜNDE ENGELE VE KRİZ DİNAMİĞİNE DÖNÜŞTÜ"

Bu vahşi sermaye birikim rejiminin sürekliliği, halkın müşterek varlıklarının üzerine çöken sermayeyi, toplumsal kesimlerden koruyacak merkeziyetçi otoriter bir rejimle mümkün olabilirdi. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, parlamentonun rafa kaldırıldığı, yetkilerin tek adamda toplandığı rejim bu ihtiyaç üzerine inşa edildi. Kamusal tüm kurum ve mekanizmaların dağıtılarak tek adama bağlandığı sistem halkın can ve mal güvenliği söz konusu olduğunda hareket edemez bir niteliğe büründü. En ufak kararlarda bile gözlerin tek adama çevrilmesi, en ufak bir planlamaya, akla sahip olamayan kurum ve kadroların (AFAD, TSK, vb.) yaraları sarmak yerine yaralarını sarmaya çalışan toplumsal kesimlerin önünde engele ve kriz dinamiğine dönüştü. Bu ekonomik ve siyasal durum 6 Şubat depremini bir felakete dönüştürdü.

"TTB`NİN SON RAPORUNA GÖRE HATAY, HALA SAĞLIK LİMİT DEĞERİNİN DÖRT KATI TOZ SOLUYOR"

Depremden etkilenen toplumsal kesimler ise depremin ilk gününden bugüne, yaşanan felaketin yaralarını dayanışmayla sarmaya devam ediyor.
Hatay Depremzede Derneği olarak, bu dayanışma ve hak mücadelesini Hatay`da sürdürmeye devam ediyoruz. Depremin yaralarını sarması gereken siyasal iktidar ve devlet kurumları o günden bugüne sorunları çözecek köklü adımlar atmadığı için yaşanan bir yıllık süreçte barınma hakkından, eğitim hakkına, sağlık hakkından çevre ve mülkiyet hakkına, ekonomik, sosyal, siyasal ve demografik sorun ve hak ihlallerini Hatay halkı yaşamaya devam ediyor. 

Çocukların ve gençlerin yaşamış olduğu psikolojik yıkımlarının yanı sıra eğitime dair yaşadıkları derin eşitsizlik sürüyor. Deprem bölgesinde eğitime dair sorunların hızlıca çözülmesi gerekmektedir. Anayasal bir hak olan sağlık hakkına erişemeyenler olarak tam teşekküllü hastane talebimizde ısrarcıyız. Hali hazırda var olan yönetmelikler, mevzuatlar ya da kanunlar deprem koşullarına göre revize edilerek halkın ihtiyaçları karşılanmalıdır. Mahallelerde nüfusu gözetilmeksizin Aile Sağlık Merkezlerinin oluşturulması gerekmektedir. Enkaz kaldırma süresince özensiz davranılmıştır. TTB`nin son raporuna göre Hatay, hala sağlık limit değerinin dört katı toz soluyor.

Sağır sultan bile depremin yaşanabileceğini biliyorken ne iktidar ne de yerel yönetimler bu konuda önlem almamışlardır. Zemin sıvılaşmasının yoğun olduğu, altından fay hattının geçtiği Amik Ovası`na tüm uyarılara rağmen hastanenin, havaalanının, stadyumun yapılmasında ve bu yapılarla birlikte barınma amacıyla inşa edilen yapıların artmasında, kentin o bölgeye doğru yönelmesinde depremle birlikte yaşamını yitiren insanların sorumlularının bu yaşanılanlardan sonra özeleştiri vermemesini, istifa etmemesini yetmezmiş gibi bizleri tehdit etmesini Hatay halkı olarak unutmayacağız affetmeyeceğiz.

"KENTİN ÜRETİME DAYALI VE KAMUCU BİR EKONOMİK DÖNGÜYE YENİDEN KAVUŞTURULMASI İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR HIZLICA ATILMALIDIR"

Kentteki demografik yapı, kültürel ve tarihsel dokunun önemi Hatay halkı için çok önemli bir yerde duruyor. Kentin yeniden inşasında atılacak tüm adımların kentin bu hassasiyeti gözetilerek atılması gerekmektedir. Rezerv alan ile endişelenen bu halk, komşusunu, mahallesini ve tarihsel hafızasını korumak istiyor. Deprem sonrası yaşlılar, engelli bireyler gibi ampüte bireyler ve kimsesiz kalmış çocuklar gibi vatandaşlardan oluşan devasa dezavantajlı gruplar meydana geldi. Bu vatandaşlarımızın yaşamış olduğu sorunlar görülmüyor, duyulmuyor. Deprem sonrası yakınlarının hayatını kaybedip kaybetmediğini dahi bilemeyen kayıp aileleri aylardır seslerini duyurmaya çalışıyor. Demak Derneği, yakınları için hayatlarını kaybetmiş olsalar da buna dair küçük bir ipucu istiyor.

Bunca mağduriyet yaşayan bir halk, maalesef hak arama konusunda başını kaldırıp haklarıyla uğraşabilecek bir noktaya dahi gelemedi. Riskli alan, rezerv alan, yerinde dönüşüm, hak sahipliği gibi kavramların tartışıldığı ama halkın ihtiyaçlarını ne denli karşıladığının tam bir muamma haline geldiği kavramlar, halkı belirsizliğe ve kargaşaya sürüklüyor. Tüm bu muğlaklara ve hak kayıplarına rağmen sorularına yanıt alamayacağını düşünen bu yüzden dava açmaktan geri duran bir halkın çaresiz bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Sanayi, ticaret, tarım, inşaat, turizm gibi alanlarda yaşanan sorunlar; daha önce kendi ekonomik döngüsüyle yaşamını sürdürmeye çalışan, yıkık bir kent sonrası ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan bir halkın bu kentte yaşamasının önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Kentin üretime dayalı ve kamucu bir ekonomik döngüye yeniden kavuşturulması için atılması gereken adımlar hızlıca atılmalıdır.

"DEVLETİN BU KENTE ÖZEL BİR BÜTÇE AYIRMASI ELZEMDİR"

Depremin ilk günlerinde yalnız ve çaresiz bırakılan, ölüme terk edilen bu halk kendisine yaşatılanları asla unutmayacak, asla affetmeyecek. Alınması gereken tüm önlemler alınmış olsaydı bu kadar bina yıkılmayacaktı, afete hazırlıklı olunsaydı ve gelen yardım ekiplerinin kente girişi engelenmemiş olsaydı bu kadar insanımız yaşamını yitirmeyecekti. Hatay halkı olarak, bundan sonra nerede olursa olsun yaşanabilecek tüm depremler için uyarıyoruz; Önlem alınsın, bir daha insanlar ölmesin, hayatlar ve geleceğimiz kararmasın. Evlerinden, sokaklarından, komşularından, topraklarından, memleketlerinden uzaklaşıp göç etmek zorunda kalan vatandaşlarımızın yanı sıra bu ağır koşullara dayanamayıp bu belirsizlik yumağı içinde kalanlarımız da göçe zorlanıyor. Kentte yaşanan elektrik, su, internet, kanalizasyon, yol, ulaşım gibi alt yapı ve üst yapı temelli sorunlar kurumlar tarafından sahiplenilmiyor ve ‘başka kurumların sorumluluğunda` denilerek halk çaresiz bırakılıyor.

Bu denli devasa sorunlar ortada dururken halen bu kent için Özel Afet Bölgesi ilan edilmemesinin özel bir sebebi var mı? Eğitimin, sağlığın, ulaşımın ve daha birçok alanın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz olması; üreticilerin ekonomik anlamda desteklenmesi; istihdamın sağlanması ve işsizliğin giderilmesi; kalıcı konutların hızlıca ama güvenli bir şekilde ücretsiz teslim edilmesi, esnafların desteklenmesi, kamu çalışanlarının maaşlarında iyileştirme yapılması gibi taleplerimizin karşılanması için devletin bu kente özel bir bütçe ayırması elzemdir. Bu kapsamda Hatay halkı olarak, Hatay`da yıkımın en ağır yaşandığı; Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz ilçeleri için Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz."

 






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA