HABER: GÜLARA SUBAŞI / KAMERA: ONUR BİNGÖL
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Bugün, Tarım Bakanımız konuştu. Hayvanlarla ilgili büyükbaş, küçükbaş olsun, bir aşı merkezi kurulacağından bahsetti. Hastalıklı hayvanların izlenebileceği noktalar kurulacağını, bir tanesinin yeni Erzurum`da kurulduğunu, 7 tane daha kurulacağını, çiçek aşılarının devlet tarafından karşılıksız yapılacağını... Günaydın Sayın Bakan. Bunlar, daha önceden yapılması gereken konulardı. Öncelikle hastalıklı hayvanların ithalatına engel olacaktınız. Siz onlara bile engel olmadınız. Hastalıklı hayvanlar, daha önceki yıllarda ülkemize giriş yaptı. Şimdi hastalığı engellemek için aşıları bedava vereceksiniz. Pes yani” dedi. Adem, marketlerde çürümeye başlayan ürünlerin ‘olgun meyve sebze` olarak satılmasına ilişkin de, “Vatandaşlarımızın daha önceden pazarda arta kalan ürünleri toplamasına alışmıştık. Ancak pazarda veya marketlerde bozulan ürünlerin daha ucuz fiyata vatandaşımıza sunulması, satılmasını ilk defa görüyoruz. Biz buradan AKP hükümetini, Sayın Cumhurbaşkanı`nı, ekonomi bakanlarını ülkeyi getirdiği nokta için alkışlıyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, tarım alanındaki son gelişmeleri, çiftçinin yaşadığı problemleri ve tüketicinin tarımsal ürüne erişimde yaşadığı zorlukları ANKA Haber Ajansı`na değerlendirdi. Adem, marketlerde çürümüş ürünlerin “olgun meyve/sebze” etiketiyle satışa sunulmasına ilişkin şunları söyledi:
"`BEN EKONOMİSTİM` DİYENLERİN ÜLKEMİZİ GETİRDİĞİ SON NOKTA BURASIDIR: ÇÜRÜMÜŞ SEBZELER YÜKSEK FİYATLARDA VATANDAŞA SATILIYOR”
“Bu konu vatandaşın ekonomisinin ne kadar bozulduğunun, tarım ürünlerinin fiyatının ne kadar yüksek olduğunun, vatandaşın artık tarım ürünlerine ulaşmakta ne kadar güçlük çektiğinin bir göstergesidir. Önceden bozuk olan meyveleri veya sebzeleri market sahipleri ayırıyor ve ihtiyacı olanlara ücretsiz olarak veriyordu. Maalesef geldiğimiz noktada, onlar da o kadar zarar ediyorlar ki satışa sunarak marketin en azından biraz da olsa masraflarını karşılaması, zarar etmemesi açısından değerlendirmek istiyorlar. Geldiğimiz noktada, ‘Ekonomiyi iyi yöneteceğim. Ben ekonomistim` diyenlerin ülkemizi getirdiği son nokta burasıdır. Maalesef çürümüş sebzeler bile yüksek fiyatlarda, on liranın üzerinde 12,13,14 lira gibi paralara satılıyor.
"EN UCUZ ÜRÜN SALATALIK, 40 LİRA. BU VATANDAŞ, ASGARİ ÜCRETİN 17 BİN 2 LİRA OLDUĞU BİR NOKTADA NASIL GEÇİM SAĞLAYACAK”
Vatandaşlarımız 50 liranın altına sebzelere ulaşamamakta. En ucuz ürün bugün salatalık bildiğim kadarıyla 40 lira markette. Hal fiyatı 25 liranın üzerinde. Dolma biber olmuş 80 lira, sivri biber olmuş 80 lira, fasulye olmuş 90 liraya yakın. Bu vatandaş, asgari ücretin de 17 bin 2 lira olduğu bir noktada nasıl geçim sağlayacak? Vatandaşlarımızın daha önceden pazarda arta kalan ürünleri toplamasına alışmıştık. Ancak pazarda veya marketlerde bozulan ürünlerin daha ucuz fiyata vatandaşımıza sunulması, satılmasını ilk defa görüyoruz. Biz buradan AKP hükümetini, Sayın Cumhurbaşkanı`nı, ekonomi bakanlarını ülkeyi getirdiği nokta için alkışlıyoruz.
"GİRDİ MALİYETLERİ AŞIRI ARTTI. ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN KAÇIYOR. ÖYLE OLUNCA ARZ-TALEP DENGESİ KURULAMIYOR. SİSTEMDE YANLIŞLIK VAR”
Açlık sınırı 18 bin 973 lira olmuş, yani asgari ücretin 1871 lira üzerinde. Açlık sınırı, asgari ücreti geçmiş durumda. Gerçekten tarım ürünleri pahalı, doğru ancak çiftçiler de bu ürünlerden yüksek miktarlarda kâr edemiyorlar. Çünkü girdi maliyetleri çok yüksek; gübre fiyatları olsun, mazot fiyatı olsun, tarla icarları olsun, tohum maliyeti olsun. Bunların hepsi birden girdi maliyetini aşırı derecede arttırıyor. Ve çiftçiler maalesef üretimden kaçıyor. Öyle olunca üretim miktarları azalınca arz-talep dengesi kurulamıyor. Sistemde yanlışlık var. Defalarca söyledik: Küçük aile işletmeleri kesinlikle desteklenmeli. Küçük aile işletmelerine verilecek her bir destek, Türk ekonomisine kazandırılacak paradır. Önce küçük aile işletmeleri desteklenmeli, gübre desteği, uygun kredi, faizsiz kredi, tohum desteği, akaryakıt desteği verilmeli. Bunlar sağlanarak üretim alanları genişletilmeli, üretici mutlu olmalı, tüketiciye de daha ucuz ürüne ulaşmakta kolaylık sağlanmalı.
"ÇİFTÇİNİN 582 MİLYAR TL TARIMSAL KREDİ BORCU VAR”
Çiftçinin tarımsal kredi borcunun 582 milyar TL olduğundan bahsediliyor. 582 milyar TL`nin olduğu bir yerde çiftçilik yapmak kolay mı? Demek ki insanlar üründen para kazanamıyor ki kredilere başvuruyor. Bunun geri ödemesi var, faiz oranları çok yüksek. Çiftçi daha da mağdur olacak. Ben örnek vereyim: Kendim de çiftçiyim. 200 dekar patates ektim, 5 milyon TL masrafım var. Onu da yarısını krediden karşılayarak, tarımsal kredi kullanarak yaptık.”
"TARIM BAKANI AŞI MERKEZİ KURULACAĞINDAN BAHSETTİ. GÜNAYDIN SAYIN BAKAN. ÖNCE HASTALIKLI HAYVAN İTHALATINA ENGEL OLACAKTINIZ”
CHP`li Adem, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı`nın bugün TİGEM`de yaptığı, “Bakanlığımıza ait Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğünde yeni bir ulusal aşı eğitim tesisini kuruyoruz” açıklamasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bugün, Tarım Bakanımız konuştu. Hayvanlarla ilgili büyükbaş, küçükbaş olsun, bir aşı merkezi kurulacağından bahsetti. Hastalıklı hayvanların izlenebileceği noktalar kurulacağını, bir tanesinin yeni Erzurum`da kurulduğunu, 7 tane daha kurulacağını, çiçek aşılarının devlet tarafından karşılıksız yapılacağını... Günaydın Sayın Bakan. Bunlar, daha önceden yapılması gereken konulardı. Öncelikle hastalıklı hayvanların ithalatına engel olacaktınız. Siz onlara bile engel olmadınız. Hastalıklı hayvanlar, daha önceki yıllarda ülkemize giriş yaptı. Şimdi hastalığı engellemek için aşıları bedava vereceksiniz. Pes yani.”