(TBMM) - TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonunda yer alan CHP milletvekilleri, komisyonda mağdur ailelerin, sivil toplum örgütlerinin, uzmanların dinlenmediğini bu nedenle komisyonun sorunun çözümü noktasında yetersiz kaldığını ifade ederek, son komisyon toplantısı dışında toplantılara katılmayacaklarını ifade etti. 

TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonunda yer alan CHP`li milletvekilleri; CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP Milletvekilleri Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Semra Dinçer, Nermin Yıldırım Kara ve Türkan Elçi, TBMM`de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, komisyonun sadece merkezi hükümet sunumlarından ibaret kaldığı vurgusu yapılarak sorunun çözümü için yeterli adımların atılmadığı eleştirisi getirildi. 

"Komisyon, devlet kurumlarının sunumlarını dinler hale evrildi"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, şunları söyledi:

"Bu araştırma komisyonu ülkemizin en acı, en önemli, en utanç verici sorunlarından birinin nedenlerinin araştırılması, çözüm önerilerinin belirlenmesi, ilgili yasal düzenlemelere yönelik çalışmaların yapılması amacıyla 9 Ekim 2024`te tüm partilerin ortak kararı ile kuruldu. CHP olarak komisyon çalışmalarına başından bu yana olumlu bir destek verdik, gündelik siyasetin tartışmalarını yansıtmamaya gayret ettik. Çalışmaların başlamasıyla birlikte 100`e yakın uzman, dernek, akademisyenden oluşan bir listeyi komisyon başkanlığına sunduk. Ancak maalesef komisyon bu alanda çalışan ve komisyona önemli katkı sağlayacak uzmanları davet etmek yerine bugün yapılacak toplatıyı da sayarsak 6 uzman ve 9 kamu kurumunu davet etti. CHP grubu milletvekilleri olarak komisyon çalışmalarının çocukların yoğun bir ihmal, istismar ve şiddet mağduru olduğu bir ülkede çok etkin kamusal süreçler yürüten sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin, mağdur ailelerin dinlenmesi yerine temel olarak devlet kurumlarının sunumlarını dinler hale evrildiği gerekçesiyle komisyon başkanlığına hem yazılı hem sözlü olarak başvuruda bulunduk. Bu talebimizin kabul edilmemesi nedeniyle geçen hafta komisyon toplantısına iştirak etmeme kararı aldık. 

"Maalesef bu komisyonun sonu da böyle olacaktır"

Çocuklarımızın ölmesine sebep olan süreçlerin öncesi ve sonrasının dinlenmesi yerine komisyonun üç buçuk ayını merkezi hükümetin politikalarını dinleyerek geçirdik. Kamu kurumlarını ve çalışmalarını dinlemek elbette önemli ama burada iktidar tarafından öyle bir imaj yaratıldı ki sanki ülkemizde her şey yolunda ve hiçbir sorun yok gibi. Çocuklarımız istismara uğramaya, vahşice hayatlarını kaybetmeye devam ediyorlar. Komisyon çalışmalarına devam ederken 14 yaşındaki evladımız katledildi. Komisyonun kurulmasına neden olan olaylardan Sıla bebeğin davasını takip edecek olan komisyon, Adalet Bakanlığı`nın izin vermemesi üzerine davayı takip edemeyeceği cevabını verdi. Biz CHP olarak Tekirdağ`da davayı takip ettik. İzmir`de yanarak hayatını kaybeden beş evladımıza defalarda giden Sosyal Hizmetler görevlisinin çağırılmaması, sivil toplum kuruluşlarının çağırılmaması sorunu bu hale getirdi.

Geçen haftaki toplantıdan bu sebeplerle taleplerimizin kabul edilmemesi üzerine ayrıldık. Dün ise sivil toplum örgütü, akademisyenlerden oluşan bir ekip ile Genel Merkezimizde bir çalıştay gerçekleştirdik. 2016 kurulmuş ve komisyon başkanlığını Adalet Bakanlı Yılmaz Tunç`un yaptığı benzer bir komisyon vardı. Aynı komisyonun raporu aradan geçen 9 yıla ve başkanının bugün bakan olmasına rağmen uygulanamamıştır. Maalesef bu komisyonun sonu da böyle olacaktır. 

"Çocuklarımızın güvende olduğu bir Türkiye`yi kurmak için yolumuza devam edeceğiz"

Buradan bir kez daha sormak isteriz; sorumluların tespit edilip ilgililerin dinlenmediği, verilerin şeffaflıkla paylaşılmadığı, suçluların yeterli cezayı almadığı bir ülkede çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz? Bizler TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu CHP üyeleri olarak komisyonun çalışma süresi boyunca sağduyu ile hareket ettik ama geldiğimiz noktada komisyon raporunun yazılmasına bu kadar az bir zaman kalmışken sadece yapılan güzel işleri dinleyerek çocuklarımıza, ülkemize nasıl hizmet edeceğimizin şüphesini duyuyoruz. Biz ilgili mağdur ailelerin, sivil toplum örgütlerinin, uzmanların dinlenmesini isterdik. Çocuklarımızın adil bir dünyada mutlu ve kaygılardan uzak, özgür ve kendini gerçekleştirebildiği eşit ve sağlıklı bir ortamda büyümesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çocuklarımızın ailede, okuduğu okulda, yaşadığı sokakta, şehirde ve ülkede ne kadar güvende ise tüm yurttaşlar o kadar güvendedir. CHP olarak bir kez daha söylemek isteriz ki bizler her çocuğumuzun ve vatandaşımızın güvende olduğu bir Türkiye`yi kurmak için yolumuza devam edeceğiz."