Milletvekili Talat Dinçer, Anadolu’nun bazı illerinde ve Mersin'de 8 yerel gazetenin resmi ilan hakkının süresiz olarak durdurulması yaptırımlarını “kabul edilemez bir zorbalık” olarak nitelendirdi.

“BİK basın infaz kurumuna dönüşmüştür!”

Talat Dinçer, "Anadolu’da yakılan bu ateş, Mersin’de olduğu gibi tüm Anadolu'yu sarsan bir yangındır. Basın İlan Kurumu, asli görevi olan basını destekleyerek yaşatmayı bırakmış, adeta bir infaz kurumuna dönüşmüştür. Gazeteleri birleşmeye zorlamak; önce koyulan şartların ağırlığı, sonrasında verilen desteğin en asgari düzeye düşürülmesi ve ardından resmi ilan gelirlerini keserek gazeteleri kapanma noktasına getirmek, çok sesliliği boğma ve tek tip bir medya düzeni oluşturma planından başka bir şey değildir." ifadelerini kullandı.

Amaç: Her ilde sadece tek gazete..!

Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti gibi meslek örgütlerinin haklı çığlığına kulak verilmesi gerektiğini belirten Dinçer, şunları söyledi: "Anadolu'nun dört bir yanında, zor şartlarda halkın gözü kulağı olmaya çalışan basın emekçileri, BİK'in bu şekilde planlı ve keyfî kararlarıyla cezalandırılamaz. Bir yandan denetim silahıyla gazetelerin son can damarı olan resmi ilanlar kesilirken, diğer yandan bu ilanların BİK’in kendi portalında yayımlanması, kurumun kendine çıkar sağladığı yönündeki iddiaları güçlendirmektedir. BİK, kamuoyuna yaptığı açıklamada ‘Mersin’deki 8 günlük gazetenin kesilen ilanları için kendilerine başvuruda bulunmadıklarını’ ifade etmiştir. Ancak 8 gazete hem dilekçe verip hem de denetim masrafı olarak gazete başına 22.500 TL yatırmış olmasına rağmen hâlen denetime gelinmemiş olması da düşündürücüdür.

Kendi kurumunu küçülten Basın İlan Kurumu, ekonomik darboğazdaki gazetelerin en temel maliyet kalemi olan personel sayısını azaltmasına izin vermeyerek, yerel basının omuzlarındaki yükü bilerek ve isteyerek artırmaktadır."

İletişim Başkanlığı'na ve BİK'e son çağrı

Milletvekili Talat Dinçer, Basın İlan Kurumu’nun uygulamalarının, binlerce basın emekçisini ve ailelerini işsiz ve geçim sıkıntısı içinde bırakarak basını bitirmeye ve tek gazeteye indirgemeye yönelik büyük bir vebal olduğunu belirtti.

 Dinçer, “Yerel basının sorunlarını gerçek anlamda bilen, onlarla olumlu diyalog kurabilen yeni bir yönetim anlayışı şarttır. Bu aşamada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na yeni atanan Burhanettin Duran'a önemli bir görev düşmektedir. Kendisinden, demokrasimizin teminatı olan çok sesli Anadolu basınının bu çığlığına kulak vermesini ve bu yıkım politikalarına bir an önce ‘dur’ demesini bekliyoruz. Unutulmamalıdır ki, yerel basının sustuğu yerde, demokrasi de susar." ifadelerini kullandı.