14 Ekim 2025 Salı


14:35   TUNCER BAKıRHAN: GELIN, BU YASAMA YıLıNı TÜRKIYE TARIHININ ÇÖZÜM YıLı YAPALıM   14:34   DICLE ÜNIVERSITESI ÖĞRENCILERI ROJIN KABAIŞ IÇIN YÜRÜDÜ…   14:33   ESKI NILÜFER BELEDIYE BAŞKANı TURGAY ERDEM TUTUKLANDı   14:29   MHP GRUP TOPLANTıSı... BAHÇELI’NIN ODAĞıNDA BU HAFTA DA CUMHURIYET HALK PARTISI VARDı   14:28   ABD BAŞKANı TRUMP: “ERDOĞAN RUSYA-UKRAYNA SAVAŞı’Nı BITIREBILIR”   14:05   DÜNYA KıZ ÇOCUKLARı GÜNÜ YENIŞEHIR’DE RENKLI ETKINLIKLERLE KUTLANDı   13:52   MEZITLI’DE AKDENIZ BALıK PAZARı’NA BÜYÜK YENILIK!    13:45   TOROSLAR BELEDIYESI’NDEN HASTA NAKIL AMBULANSı HIZMETI   13:43   MASTERCHEF AKıN’DAN SıNAVA HAZıRLANAN ÖĞRENCILERE DÖNER SÜRPRIZI   13:41   ‘ULUSLARARASı TARSUS YARı MARATONU’ HEYECANı MERSIN’I SARDı   09:30   BAŞKAN SEÇER’DEN ÖĞRENCILERE MÜJDE: ÖĞRENIM DESTEĞI %40 ARTıRıLDı, SON GÜN 24 EKIM!   10:57   MERSIN’DE CEVIZ ÜRETICISINE TEKNOLOJIK DESTEK! 1 SAATTE 1 TON CEVIZ SOYULUYOR   18:29   AKDENIZ’DE TEMIZLIKTE VITES YÜKSELDI: HAFTA SONU MESAISIYLE 8 KAMYON ATıK BERTARAF EDILDI   10:10   KıZ ÇOCUKLARı İÇIN BIR GÜN DEĞIL, BIR GELECEK: MERSIN’DE COŞKULU KUTLAMA!   01:13   SANAT SOKAKTA HAYAT BULDU: YENIŞEHIR’DE FESTIVAL COŞKUSU   19:20   BAŞKAN SEÇER KURDALI PAZARıNDA: “YOKSULLUĞUN FOTOĞRAFı BURADA!”   17:55   KOOPERATIFLER İÇIN YENI BIR DÖNEM: MERSIN’DEN KADıN GÜCÜYLE KÜRESEL MESAJ   21:10   MECLIS KOLTUKLARıNDA BU KEZ GELECEĞIN LIDERLERI VARDı   20:40   ZEYTINLE DIRILEN TOPRAKLAR: SEÇER’DEN MUT’A CUMHURIYET VURGULU DESTEK   19:14   MERSIN DOB’DAN SEZONA NEFES KESEN AÇıLıŞ   
 
     
   

MHP Grup Toplantısı... Bahçeli’nin Odağında Bu Hafta da Cumhuriyet Halk Partisi Vardı


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP’nin yurt dışı mitinglerini eleştirerek, "Aziz Atatürk’ün kemikleri sızlamaktadır; CHP’de eksen kaymış, erdem kaybolmuş, Türkiye’ye ve Türk milletine muhalefet eden yabancı beslemesi bir anlayış maalesef yuvalanmıştır" dedi. Bahçeli, DEM Parti’nin TBMM Grup Toplantısı’ndaki "Biji serok Apo" sloganlarına ilişkin de, "TBMM çatısı altında taşkın sloganlara asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz ’Terörsüz Türkiye’ hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz" diye konuştu.

 

Tarih : 14 Ekim 2025 Salı 14:29   Okunma : 477

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'nin yurt dışı mitinglerini eleştirerek, "Aziz Atatürk’ün kemikleri sızlamaktadır; CHP’de eksen kaymış, erdem kaybolmuş, Türkiye’ye ve Türk milletine muhalefet eden yabancı beslemesi bir anlayış maalesef yuvalanmıştır" dedi. Bahçeli, DEM Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'ndaki "Biji serok Apo" sloganlarına ilişkin de, "TBMM çatısı altında taşkın sloganlara asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz 'Terörsüz Türkiye' hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz" diye konuştu.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "inanç ve ifade hakkıyla insan ve fikir hürriyetinin kullanımına ses çıkaran, itiraz eden, tepki gösteren, dudak büken kim varsa, buna her kim teşebbüs ve tenezzül ediyorsa ya akıl ve vicdan mahrumu ya da taşeron olarak sahaya sürülen ajan provokatör mahluk" olduğunu söyledi.

Yeri geldiği zaman, ihtiyaç duyulan her zeminde bilhassa Alevi İslam inancına aidiyetlik duyanlarla ilgili düşüncelerini samimi ve şeffaf biçimde paylaştıklarını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim: İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz? Hepimizin Allah’ı bir, Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi? Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz? Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için satıhtaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? Mayaları karanlıkla yoğrulmuş, kanları yaslı anaların gözyaşlarıyla tuzlanmış iblis uşaklarının tezgah ve tuzaklarını bozmanın ve buruşturup atmanın vakti gelmedi mi? Türk milletinin ebedi ve tarihi varlığında tek yürek olmayalım mı? Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Aleviyiz, hem Sünni; hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim elbette Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken, esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır.

"Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir"

Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir. Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir. Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam’ın mükellefiyetleri de bizimdir. Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur. Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur: Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin Cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır. Dün ne düşünüyorsak bugün de aynı çizgideyiz. İftira ve isnatlara sırtını dayayanlar, Maraş’tan Çorum’a kadar yaşanan dış mahreçli provokasyonların iç yüzünü hala okumayanlar, bu nedenle de tarihten husumet üretmek için emre amade bekleyiş içinde olanlar emin olunuz ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın da sonuna kadar dışındadır.

"Ehlibeyit’in aydınlık meşalesi orada yanacak"

Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu’na hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6 bin metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan, aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük Cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi’nin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah’tan niyazımdır. Bu Cemevinin açılış tarihi Hacı Bektaş Veli’nin ebediyete irtihalinin de 754’üncü yıl dönümüne tekabül etmiştir. Ehlibeyit’in aydınlık meşalesi orada yanacak, yürekleri ısıtan manevi mesajları oradan yankılanacaktır. Edep ve hürmet mektebi, muhabbet ve meşveret meclisi orada kurulacaktır. Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşk ve ahlakla körüklenecektir. Manevi kurtuluşumuzun mihmandarı ve mimar başları olan Ehlibeyit’in aziz büyüklerini saygı ve rahmetle yad ediyorum. Ehlibeyit sevdalılarına selam ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Mehmet Şahin başta olmak üzere Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesi’nin yapımında emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun, uğurlu olsun, canlar hep var olsun.

"Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının misliyle bedelini ödeyecekler"

Gazze Şeridi’ni ihtiva eden 738 günlük şiddet ve dehşet süreci 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen son bulmuş, nihayet İsrail ile Hamas arasında ateşkes rejimi 10 Ekim 2025 tarihinde itibaren de tesis edilmiştir. Mezkur anlaşmanın ilk aşamasının devreye girmesiyle esir takası, insani yardımların sağlanması ve İsrail askerlerinin belirlenen birinci etaba çekilmeleriyle ilgili müspet gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Savaşı sona erdirmek amacıyla dün Mısır’da tertiplenen uluslararası zirvenin ve beliren geniş konsensüs ortamının sadece Filistin-İsrail ihtilafının çözüm iklimini değil Orta Doğu’nun istikrar ve barış arayışlarını da güçlendirmesini hassaten diliyorum. Asıl mesele yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulaması ve çatışan tarafların taahhütlülerine ve imzalarına sadık kalmasıdır. İsrail’in güven vermeyen askeri ve politik tutumu karşısında da tedbirli ve ihtiyatlı hareket kaçınılmaz bir gerekliliktir. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana tarihin gördüğü ve göreceği en dramatik, en vahim savaş ve soykırım suçu İsrail tarafından işlenmiştir. Bu suçun cezasız kalması diye bir şey asla ve kat’a düşünülemeyecektir. Eninde sonunda İsrail Başbakanı ve soykırımda payı olan vandallar küresel adalet ve vicdan huzurunda hesap verecekler, Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının misliyle bedelini ödeyeceklerdir.

"Türkiyemiz adil ve akılcı arabulucu rolüyle bölgesel ve küresel diplomasinin kemer taşı haline gelmiştir"

Gazze’de 67 bin 173 mazlumun canı alınmıştır. Gazze’yi emlak görenlere, nevzuhur Dubai projesi hazırlayanlara, Gazze masum ve hakkı yenmiş Filistin halkının vatanıdır diyorum. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğüne kavuşmuş, iç siyasi istikrar ve demokratik işlerliğe ulaşmış, bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler’de tam üyelik statüsünü elde etmiş bir Filistin Cumhuriyeti kurulmadıktan sonra mevzi kazanımlarla avunmak boşuna bir hevestir. Türkiye ve bölge ülkelerinin girişimiyle, bir yanda huzurlu, güvenli, üniter, kaynaşmış ve iç barışını sağlamış Suriye Arap Cumhuriyeti’yle; diğer yanda küllerinden yeniden doğacak, Suriye’de umut ettiğimiz gelişmelere sahne olacak Filistin Cumhuriyeti’yle Ortadoğu fırtınalı atmosferinden kurtulacaktır. Gazze’nin huzur, güvenlik ve istikrar amacının yanında; sivil, diplomatik ve teknik koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma olarak planlanan Uluslararası Görev ve İstikrar Gücü’nün içinde Türkiye’nin yer alması bölgesel huzur ve sükûnete azami düzeyde katkı sağlayacaktır. Türkiye’miz adil ve akılcı arabulucu rolüyle bölgesel ve küresel diplomasinin kemer taşı haline gelmiştir. Bundan ziyadesiyle gurur ve memnuniyet duyduğumuzu söylemek isterim. Türkiye’nin kudret ve kifayeti artık herkesçe müsellemdir.

"Toplumsal kitlelerin eyleme geçmesinin ilk kıvılcımını yakan Türkiye’dir"

Ülkesine ve milletine yabancılaşmamış kim varsa bu sarih gerçeği kabullenecektir ki, bunun yegane istisnası CHP’nin Genel Başkanı ve yönetim kadrosudur. Az sonra temas edeceğim gibi, Özgür Bey’in İspanya ile başlayan yurt dışı turunun her ayağında ülkemizi kötülemesi, dahası Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Gazze konusunda parmağını kıpırdatmadı' diyerek iftira atması olacak ve sineye çekilecek şey değildir. Gazze’de yaşanan insani felaketi dünyaya süreklilik içinde ve ısrarla anlatan Türkiye’nin vicdan, merhamet ve insan odaklı diplomasi vizyonudur. Körfez ülkelerine ve İslam dünyasıyla beraber kuzuların sessizliği içinde soykırımı tribünden izleyenlere boy aynası tutup gerçekleri haykıran, 'Hala ne duruyorsunuz?' diye çağrıda bulunan Türkiye’dir. Gazze faciasını uluslararası topluma devamlı aktarıp Avrupa ve ABD’de geniş çaplı protesto gösterilerinin ve toplumsal kitlelerin eyleme geçmesinin ilk kıvılcımını yakan Türkiye’dir. Adından ve duruşundan söz ettiren, bundan dolayı saygı uyandıran bir Türkiye fotoğrafı apaçık şekilde ortadadır. Böyle bir Türkiye’den iftihar etmek, helal olsun demek için oncu buncu, şu partili bu partili olmaya lüzum ve ihtiyaç da yoktur. Evvelemirde insan olmak, mertçe davranmak, ülke ve millet sevgisinde erimek ve bir başka ifadeyle de adam gibi adamlıktan taviz vermemek yeterlidir.

"Özgür Bey’in yolu yol değildir, takip ettiği siyaseti ahlaklı siyaset hiç değildir"

Konuşmamın başında kibirli narsistler, işgüzar gevezeler ve bencil muhterislerden bahsetmiştim. Ne hikmetse CHP yönetimine baktığımda maalesef gördüğüm bunlardır. CHP Genel Başkanı geçen hafta bize parmak sallayarak konuştu. Öfkeden deliye dönmüş, sinirden sanki nöbet geçiriyormuş gibiydi. Kendisine sakinlik ve soğukkanlılığı temenni ediyorum. Ancak Özgür Bey’in yalan ve iftiralara sarılarak yaptığı çiğ ve çirkin siyasetin bizim nazarımızda delikli kuruşla ne bir değerinin ne de bir ederinin olmayacağını hatırlatıyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın tenhada özrü kabul edilmez, edilemez. Bizim haddimiz, bu uçurum siyaset müelliflerinin haddini bildiği kadardır. Özgür Bey’in yolu yol değildir, takip ettiği siyaseti ahlaklı siyaset hiç değildir. Bu muhalefet patırtısının yurt dışında ziyaret ettiği her ülkede Türkiyemizi ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni hedef alması işbirlikçi ve manda özlemi çeken bir siyasetçinin hezeyanıdır. Dünya genelinde hangi ülkeye bakarsanız bakınız, biraz sonra anlatacağım bazı istisnalar dışında hangi ülkenin muhalefetini incelerseniz inceleyiniz, ülke ve milletini şikayet eden çürümüşlüğe tesadüf edemezsiniz. Özgür Bey’in Brüksel’de ikram edilen meydanda yaptığı mitingde iktidarın Trump’a çalışmaya başladığını iddia etmesi, Türkiyemizi ayaklar altına alması gayri milli ve gayri ahlaki bir siyasetin kokuşmuş örneğidir. Yazıklar olsun, yazıklar olsun, buna ortak olanlara da yuh olsun. 

"CHP’de eksen kaymış, erdem kaybolmuştur"

Bakınız, bu yılki Nobel Barış Ödülü Venezuelalı sözde bir muhalefet liderine verildi. Bu hanımefendi, ABD’nin ülkesine müdahale etmesini isteyecek kadar zıvanadan çıktı. Siyonizmin hayranları arasında yerini aldı. İsrail’in bile ülkesine askeri müdahale etmesini talep etti. Bildiğiniz gibi ödülü de ABD Başkanı’na ithaf etti. Cezaevinde bulunan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da 'Venezuela’da demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerin başarısı' diyerek bu bahsettiğim şahsı aldığı Nobel Barış Ödülü’nden dolayı kutladı. İşte CHP budur. Aziz Atatürk’ün kemikleri sızlamaktadır. CHP’de eksen kaymış, erdem kaybolmuş, Türkiye’ye ve Türk milletine muhalefet eden yabancı beslemesi bir anlayış maalesef yuvalanmıştır. 

Dinamiti bulup insanlığın felaketine hizmet eden birisinin adına verilen 'Barış Ödülü' elbette ve kesinlikle bizim nezdimizde rüşvetin, hilenin, emperyal heveslerin ve su katılmamış rezaletlerin küresel dolaşımından başka bir şey olmayıp yok hükmündedir. Alın ödülünüzü tepe tepe kullanın, sonra da başınıza külah diye geçirin. Bizim için yegâne ödül Allah’ın rızasını kazanmak, milletimizin sevgi ve takdirine layık olmaktır. Yabancı ülkelerde Türkiyemize hakaretler yağdıran, seçilmiş Cumhurbaşkanına iftiralar savuran muhalif bir siyasetçinin adres ve yeri, hatta daha mutlu ve mesut olacağı memleketi de zannediyorum haricimizdeki herhangi bir ülkedir. Ayıptır ayıp, bu kadar ağır sıkleti millet terazisinin çekmesi söz konusu değildir.

"CHP’nin başındaki zat histeri krizine tutulmuştur"

İstiyoruz ki, kol kırılsın yen içinde kalsın. İstiyoruz ki, geçmişten tevarüs ettiğimiz yaraları saralım ve şifa dağıtalım. Kardeşçe ve huzur içinde yaşayalım. Kimin ne meselesi, kimin ne diyeceği varsa oturup konuşalım, ortak aklın ve ortak iradenin refakatinde ülkemize müftehir bir siyaset ruhuyla hizmet edelim. Ülkemizi yabancılara şikayet etmek şerefli bir tavır değildir. Arsızın güçlü olması haklının suçlu olmasının yolunu açacaktır. Çok şükür arsızlar ve arsızlık kaybedecek, haklı ve ahlaklı olanlar mutlaka kazanacaktır. CHP yanlış rotadadır. CHP’nin başındaki zat histeri krizine tutulmuştur. 

"TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur"

Bizim sağduyu ve sükûnetle perçinlenmiş kamil duruşun her kilidi açacak anahtar işlevine ihtiyacımız vardır. Aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sacayağında konuşmaya ve sorunları mutabakatla ele almaya asgari seviyede talebimiz olacaktır. 'Terörsüz Türkiye' de bu hedeflerden birisidir. Bu süreçte heyecanla çılgınlık arasında kesin bir ayrım yapmak, yanlışa yorulabilecek şuursuz tezahürat ve telaffuzlardan kaçınmak elzemdir. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sonuna yaklaşmaktadır. Mazisi 41 yılı bulan bölücü terör sorununun bir günde çözümünü elbet beklemiyoruz. Ancak herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir, onlar bizim kahramanımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresi'nde buyurulduğu gibi, 'Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler'. 

TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz 'Terörsüz Türkiye' hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı üsluptan uzak durmalıyız. Bilinmelidir ki, her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Terörsüz Türkiye Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sarfınazar edenler ahlaken, tarihen, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karşılacaklardır. 27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir söz, tez, teklif ve değerlendirmenin hükmü yoktur. Kurucu Önder'in 27 Şubat açıklaması bize göre esastır. O esas üzerinde yürüyen her insan akıllı insan demektir.

"Askeri hastaneler tekrar hizmete alınmalı"

Bu yasama yılında sosyal ve ekonomik reformların çıta yükselteceğine inanıyorum. Milletimizin aşına aş, işine iş, refahına refah eklemek hepimizin görevidir. Bu çerçevede haklı istek ve ihtiyaçları da mutlaka karşılamakla mesulüz. Bunlardan birisi de askeri hastanelerin tekrar hizmete alınmasıdır. MHP olarak askeri hastanelerin tekrar devreye girmesini bekliyor, bu hususta elimizden gelen çabayı göstereceğimizi ifade ediyorum."






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA