5 Kasım 2025 Çarşamba


15:56   MEZITLI’DE ZEYTININ BEREKETI EĞITIME DÖNÜŞÜYOR   15:54   TOROSLAR’ıN YEŞIL ALANLARı KASıMPATı İLE RENKLENDI   14:28   AİHM’NIN SELAHATTIN DEMIRTAŞ HAKKıNDAKI KARARı... CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN: BURASı BIR YARGı ÜLKESIDIR, YARGı NE DERSE O OLUR   14:25   İÇIŞLERI BAKANı YERLIKAYA’DAN, "İBB’DEKI VERI SıZıNTıSı SORUŞTURMASıNDA ZAFIYET YOK" DEDIĞI IDDIALARıYLA ILGILI AÇıKLAMA   14:21   BÜLENT ECEVIT’IN 19’UNCU ÖLÜM YıLıNDA MEZARı BAŞıNDA ANıLDı   14:19   CHP GENEL BAŞKANı ÖZGÜR ÖZEL: "DILEK HANıM’ıN PASAPORTUNU IPTAL ETTILER; BU YAPTıĞıNıZ UCUZLUK"   09:28   MERSIN’DE KADıNLAR PEDAL ÇEVIRIYOR: ÖZGÜRLÜĞE GIDEN YOL BISIKLETLE BAŞLıYOR   09:14   NEW YORK’TA TARIH YAZıLDı: ZOHRAN MAMDANI BELEDIYE BAŞKANı OLDU   09:09   RAFLARDA TEHLIKE: AKDENIZ’DE TARIHI GEÇMIŞ ÜRÜNLERE ZABıTA MÜDAHALESI   09:06   KUKLALARLA UMUT ÖRÜLDÜ: TARSUS’TA LÖSEMILI ÇOCUKLAR İÇIN DAYANıŞMA ATÖLYESI   09:03   MERSIN’DE SANATıN RITMI YÜKSELIYOR: HAYALLER ENSTRÜMANLA BULUŞUYOR   08:48   ADANA SANAYISI ALARM VERIYOR: 100 FABRIKA KAPANDı, TÜRKIYE 22. SıRAYA GERILEDI!   08:33   EĞITIMDEN ÜRETIME: MERSIN’DE GÜÇLÜ İŞ BIRLIĞI DÖNEMI   23:44   İMAMOĞLU’NDAN ÜMRANIYE’YE DIRENIŞ ÇAĞRıSı: “YA HEP BERABER, YA HIÇBIRIMIZ!”   16:50   AYM BAŞKANı ÖZKAYA: “ADALET YALNıZCA MAHKEME SALONLARıNDA DEĞIL, HAYATıN HER ALANıNDA BIR PUSULADıR”   16:40   TÜSİAD’DAN DEM PARTI’YE KRITIK ZIYARET: EKONOMI VE DEMOKRASI GÜNDEMDE   16:31   ÖZEL’DEN SERT ÇıKıŞ: “BAŞSAVCı AKıN GÜRLEK, MAAŞıN DıŞıNDA GELIRIN VAR Mı?”   16:15   BAROLAR BIRLIĞI BAŞKANı: “DEMIRTAŞ KARARı EZBERE YORUMLANAMAZ!”   16:13   TOROSLAR BELEDIYESI, ÇEVRE BILINCINI ÇOCUK YAŞTA KAZANDıRıYOR   16:11   TARSUS BELEDIYE MECLISI KASıM AYı OLAĞAN TOPLANTıSıNı GERÇEKLEŞTIRDI  
 
     
   

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: "Dilek Hanım’ın pasaportunu iptal ettiler; bu yaptığınız ucuzluk"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’na eşi Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için kanunen verilen yeşil pasaportun gerekçe gösterilmeksizin iptal edildiğini belirterek, "Dilek Hanım yurt dışına Ekrem Bey’e verilmiş olan bir ödülü almak üzere çıkacaktı. Dilek Hanım’a yurt dışına çıkmaya niyet ettiğinde, bir haber yolladılar ve dediler ki ‘Pasaportu iptal onun.’ Sayın Erdoğan’a söylüyorum: Seçildiğinde altına bacağı kırık sandalye vererek küçük düşürmeye çalıştığınız kişiye o yaptığınız ucuzluktu, bu yaptığınız da ucuzluk. Diplomatik pasaportu iptal etsen ne olur, etmesen ne olur" dedi.

 

Tarih : 5 Kasım 2025 Çarşamba 14:19   Okunma : 464

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, eski Başbakan ve CHP'nin 3'üncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in ölüm yıldönümü nedeniyle Devlet Mezarlığı’nda kabri başında düzenlenen anma törenine katıldı. Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, şunları söyledi:

“Rahmetli Bülent Ecevit’i mezarı başında andık. 4-5 Kasım Kurultayı ki iki yılını dün ve bugün tamamlamış oluyoruz, bittikten sonra buraya gelmiştik. Rahmetli Ecevit’in mezarı başında da söz vermiştik. ‘Siz 1970’lerde partimizi iki yerel ve iki genel seçimden birinci parti çıkardınız. Biz de bir daha huzurunuza geldiğimizde seçimleri kazanmış olarak geleceğiz’ diye. Geçen yıl da geldiğimizde bugün de geldiğimizde partimizi girdiğimiz ilk yerel seçimlerden rahmetli Ecevit ve arkadaşları gibi, arkadaşlarımızla birlikte birinci parti yapmanın verdiğimiz sözü tutmanın iç huzuruyla geldik. Ümit ediyorum gelecek sene, olmadı ondan sonraki sene, buraya geldiğimizde bu sefer de girdiğimiz ilk genel seçimleri kazanmış, partimizi iktidar yapmış, Bülent Ecevit gibi bir Cumhuriyet Halk Partiliyi yürütmenin başına getirmiş olarak burada olmayı ümit ediyoruz.

Bugün sabah hem Dilek Hanım ile, hem Selim ile hem Hasan amcayla konuştuk. Erken saatlerde evlerinden çıktılar, Vatan Emniyet'in önünde buluştular ve ifadeye çağrılmışlardı. Avukat arkadaşlarımızla birlikte ordalar. Bir kere büyük bir husumet var. Şimdi ilk kez benden duyacağınız bir şey söyleyeyim, daha önce bunları konuşmadık. Ama bir hukuk devletinde bu kadar ayıp, güya çok güçlü bir iktidarda bu kadar acizlik olmaz. Devlet işi gücü bırakıp aileyle uğraşmaz. Eşle, çocukla uğraşmaz. Hukuksuz bir iş yapmaz. Dilek Hanım yurt dışına çıkacaktı Ekrem Bey’e verilmiş olan bir ödülü almak üzere. Dilek Hanım’a yurt dışına çıkmaya niyet ettiğinde, bir haber yolladılar ve dediler ki ‘Pasaportu iptal onun.’ Dilek Hanım’ın ve çocukların büyükşehir belediye başkanlarına bu Meclis’in çıkardığı kanunla verdiği diplomatik pasaportları var. Onu iptal etmişler. Ne oldu? ‘Normal düz pasaport alacaksınız.’ Niye? ‘Öyle.’ Şu an Ekrem İmamoğlu’nun ünvanı, ‘seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı.’ Bir mahkeme kararı var mı? Bir ceza almış mı? Aldığı ceza onaylanmış ve kesinleşmiş mi? O güne kadar haklarından yararlanır. Hatta görevinden uzaklaştırılan belediye başkanlarına devlet maaşlarının herhalde üçte iki oranında öder ve ödemek zorunda. Ailelere dönüyor, babası hakkında bir suçlama var. Bakın daha iddianame bile yok, suçlama var. Suçlamayı o biliyor. Gizlilik kararı var, işine geleni servis ediyor. Yani en kötülerini duyuyoruz ama lehe delilleri bilmiyoruz, toplamıyor bile. Kafasında mahkum etmiş, diplomatik pasaportunu iptal ettiriyor. Ya bu nasıl devlet?

"Bu yaptığınız ucuzluk"

Bir kere birazcık ahlak olsa, bu kadar hassas bir dönemde aile bu kadar zorda. Baba hasta. Çocuklar, sonuçta babaları aylardır yok. Herhangi bir tutukluluk durumu da değil. Düşünsenize üç kanal hariç açtığınız her kanalda Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın bilgilendirmesi, İletişim Başkanlığı talimatıyla ailenize, haysiyetinize, namusunuza, şerefinize her gün saldırıyorlar. ‘Hırsız’ diyorlar, babalarına, eşlerine, oğullarına. ‘Yolsuz’ diyorlar, ‘terörist’ diyorlar, yetmedi ‘casus’ diyorlar. Bu şartlarda ifade mi alacaksın, niye savcılığa çağırıp almıyorsun? ‘Vatan Emniyet’e gelin’ diyor. Çağır savcılığa, al ifadesini. Soruşturmadan artık neredeyse kovuşturma aşamasına geçilecek. ‘İddianameyi yazıyorum’ diyorsun. ‘Her şeyim hazır’ diyorsun ve ‘Söz vermiştim bu iddianameye.’ Bu acizlik. Bu güçsüzlük bu, güç değil. Sayın Erdoğan’a söylüyorum: Seçildiğinde altına bacağı kırık sandalye vererek küçük düşürmeye çalıştığınız kişiye o yaptığınız da ucuzluktu, bu yaptığınız da ucuzluk. Diplomatik pasaportu iptal etsen ne olur, etmesen ne olur. Şimdi çağırmış; ‘yurtdışına çıkış yasağı.’ Ne oldu bak, kendi ayaklarıyla gittiler sabahın erken saatinde. Ben herhalde saat 9.30’da aradım, ‘Vatan Emniyet’teyiz’ dedi Hasan Amca. Belki daha önce kalktılar gittiler.

"Millet sizin eşinizle, çocuğunuzla mı uğraşsın iktidarı bıraktığınızda?"

Böyle yapmayın arkadaş, bu ülkenin genetiğinde aileyle uğraşmak yok. Adnan Menderes idam edilecekken İsmet Paşa idam önlensin diye uğraşırken eşler birbiriyle görüşüyorlardı ya bu memlekette. ‘Ne yapılabilir?’ diye uğraşılıyordu, dayanışma gösteriliyordu. Öyle eşle, çocukla uğraşmayı getirirseniz, seneye iktidar değişecek, bu kötü örneği mi bırakacaksınız? Millet sizin eşinizle, çocuğunuzla mı uğraşsın iktidarı bıraktığınızda. Aptalca bir şey yani. Yapmayacağız, ant içiyorum, yemin ediyorum. Yapmayacağız, biz sizin çoluğunuzla, çocuğunuzla uğraşmayacağız ama yapmayın yahu. Senin bütün güvencen Özgür Özel‘in bu konudaki kararlılığı olabilir mi? Niye böyle bir gelenek bırakıyorsun? Daha iddianame yazılmamış kişiye suçlu muamelesi yapmak ne? Ceza almış muamelesi yapmak ne? Olacak iş değil. Şimdi çıkacak, verecek ifadesini Selim. Babasının başının etini yemiş, ‘Yurt dışında iş açacağım’ diye. Babası da demiş ki, bana anlatıyor ve o gün de anlatmıştı, ‘Batıracak parayı’ diyor. Ekrem Başkan iyi bir iş adamıdır ama biraz böyle tutumludur, akıllıdır. ‘Batıracak parayı’ diyor. Babasından almayınca anasına bastırmış, dedesine bastırmış. Dedesi bir şey bozdurmuş vermiş, annesi daire satmış vermiş. Selim de gitmiş orada o işi yapmış. Şimdi ‘İşte ne oldu o iş’ diyor Ekrem Başkan. Bunun üzerinden ‘Efendim acaba o para bilmem ne?’ Şimdi çıkacak belgelerini göreceksiniz. Dedesinin nereden aldığını, annesini nereden verdiğini. ‘Selim bu parayı nereden bulmuş?’ Hayır, insanlar gelirler ve bunları anlatırlar ama bu ayıp bir şey, utanç verici bir şey. Gerçekten siyasetin bu hale getirilmiş olmasından utanıyorum. Biz uçaklarda, havaalanlarında, orada, burada eşlerle, ailelerle karşılaşıyoruz ve kendi çocuğumuz gibi ihtimam gösteriyoruz AK Partili, MHP’li arkadaşların çocuğuna, eşine. Doğrusu da budur. Bizimkiler de Allah için öyle ihtimam görüyor. Bu ülkenin örfünde, geleneğinde bunlar yok. Bu ülkede karşıdan vuruşulur. Şimdi bir arkadan vuranlar çıktı, bir de yere düşene tekme atan AK Parti zihniyeti çıktı. Biri yere düştüyse, sendelediyse babası kolunda değilse, çocuğunu sen kaldıracaksın. Ben gerçekten bu kadar ucuz bir siyaset görmedim. Bu talimatı verene de yazık, İstanbul’da yapana da yazık. Ayıptır.”

"Kayyumumun kumda oynasın"

Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığında görevlendirilen kayyıma yönelik yaptığı itiraz başvurusunun reddedilmesi hakkında şöyle konuştu:

“Ya komik işler bunlar komik. Orada bir tane şuursuz var, 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, AK Parti döneminde eşini İBB’ye sokmuş bir avukat. Kendisi Karayolları'ndan dosya almış bir avukat, partili. Ne olduğunun farkında değil. Kendisini Yüksek Seçim Kurulu’nun, İl Seçim Kurulu’nun, İlçe Seçim Kurulu’nun yerine koyuyor. Biz şekil şartı tamamlamak için dedik ki, ‘Arkadaşlar tedbir kararını kaldırın.’ Bazı odalar çok kötü durumda, kırıldı, döküldü, komple yenilenmesi lazım. Biz zaten orada tadilat yapacağız, boya yapacağız, ilaçlayacağız, börtü böcek girdi çıktı. Bir ilaçlamaya, dezenfeksiyona ihtiyaç var. Hadi dedik ki tedbir kararını kaldırsın öyle. Genel merkezin binası. Veririm il başkanı oturur. Götürürüm başka bir şey yaparım, o yapar. İl Başkanlığını başka bir adrese taşıdık zaten. Binayı tadilata alacağız. Arkadaşlar şekil şart tamamlansın diye dilekçe yazmışlar. Şuursuzlar ‘Duracak kayyım.’ Neyi durduruyorsun? Üstüne iki il kongresi yapılmış, mahallelerden başlayarak yeni bir kongre yapılmış, yeni bir il başkanı seçilmiş. O il başkanı Özgür Çelik değil başka biri de olabilirdi. Aday olmazdı, başkası olurdu. Onun üstünden geçmiş. Şimdi önümüzdeki hafta kurultay yapılacak, Ankara’daki Genel Merkez için açılan benzer dava konusuz kalması, ki daha biz genel kurulumuz yapmadık. Önceki olağanüstü genel kurulu üzerine konusuz kaldığına yetkili Ankara Mahkemesi zaten, bir partiye İstanbul’da dava açamazsın, kanun öyle. Partilere açılan dava Ankara’da görülür. O şuursuz, bilgisiz, beceriksiz, küstah, şimdi durmuş oradan tedbir almış onu uygulatıyor. Kayyumun git kumda oynasın. Bir kum bahçesi yapalım ona, kayyumun kumda oynasın. Kalmadı ki öyle bir şeyin konusu yani. Yani bunlara hukuk diploması veren hocalar hakikaten vicdanları sızlıyordur, elleri titriyordur yani. Ben bu halimle bu kadar değerli hukukçu arkadaşın söylemesine ve yönlendirmesiyle artık bu meselelerde neyin ne olduğunu eczacıyım, görüyorum ya. Bir hukuk fakültesini bitirmiş, ya devlet ünvan vermiş, savcı demiş, üstüne cübbe giydirmiş seni oraya oturtmuş. Biraz utanmak olur ya."

"Bir çiçek açtı diye bahar gelmez ama baharın gelmesi için bir çiçeğin açması lazım"

Önceki HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesine yönelik tartışmaların sorulması üzerine Özel, şunları kaydetti:

"Aklın, hukukun, vicdanın gereği budur. Ben son ziyaretimde Cumartesi günü Can Atalay'ı da ziyaret ettim. Sayın Kavala ile ilgili milletvekillerine görüş izni verilmiyor demişlerdi. Ondan başvurmamıştık. Sonrasında 'Ya Genel Başkan isteseydi verirdik' gibi bir yaklaşım olunca, biz de Sezgin Bey oradaymış, görevlendirdik. Sayın Kavala ile Sezgin Bey görüştü. Hukuk bir dosya üzerinden olmaz. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının tamamının uygulanması lazım. Doğrusu bu. Ama şöyle bir şey de söylemem lazım. Burada zorluklar varsa, birkaç gün, birkaç hafta gecikmeler olacaksa, başvurular olacak, kararlar olacak. Bir şeyler gecikecekse gecikmeden olabilecek hepsi olmalıdır. Şöyle bakarım ben. Bir çiçek açtı diye bahar gelmez ama baharın gelmesi için önce bir çiçeğin açması lazım. O çiçek bugün Edirne'de açacaksa, açsın varsın. O olmadan bu olmasın, hepsi birden olsun değil. Başlasın ve hepsine uygulansın yaklaşımındayım. Bugün Demirtaş ile iyi bir haber gelmesini ümit ederiz. Ayrıca Sayın Kahraman'ın Anayasa Mahkemesi'nden hem sağlık hem adil yargılanma ihlaliyle ilgili kararı çıktı. O da günlerdir bekliyordu. Dün savcılıktan kötü bir mütalaa gelmiş ama mahkeme mütalaa ile bağlı değil. Oradan da olumlu bir karar bekliyoruz.

Sayın Kavala ile ilgili görüş izni vermiyorlarmış, konuşulmasın, bu iş hallolacak. O kadar büyük acılar var ki, 9 yıl, 10 yıl insanlar eşinden, ailesinden... Hayatlarının sağlıklı ve en önemli, en üretken dönemlerini insanların elinden aldılar. Böyle olunca milletvekillerine görüş izni verilmiyormuş. Sustuk, gitmeyin arkadaşlar, yapmayın, gerginlik ve kutuplaşmanın tarafı olmasın diye baktık. Bunlar uygulansın diye bakılıyor. Bütün beklentiler haklı ve yerindedir. Başımızda Türk milleti adına mahkemenin suçsuz bulduğunu, zihninde suçlu gördüğü zaman talimat verip o talimatı uygulatan bir zorba var başımızda. O yüzden ben ana muhalefet lideri olmanın gereğini yapmak yerine bazen insanların çoluğunun, çocuğunun, ailesinin eşinin böyle çektikleri ızdırabın hatrına bazen sosuyorum. Erdoğan dedi ki 'Birileri Kavala’yı beraat ettirmeye kalktı'. Yahu o birileri dediğin devletin hakimi. Sen nasıl bu ülkenin Cumhurbaşkanıysan, o da hakimi. Ona verilmiş yetki, sana değil. Sonra ne yaptılar, o gün bu Akın Gürlek, hemen ardından 'casus bu Kavala deyip yeni bir tutuklama çıkardılar. 4 saat kapıyı üstüne kapalı tutarak salmadılar. Şimdi casusluktan beraat etti. Gezi davasını bir daha açıp ceza verdiler. Yani bunları yaşıyoruz bu ülkede. Ondan ben bu zorbalar çocuklara, eşlere daha büyük kötülük yapmasın diye böyle kritik dönemlerde hadi diyorum susayım da bir şey yapsın yani. Yoksa rezaletin daniskasını yaşıyoruz."

"Bunların hepsine çip takmak lazım"

Özel, Başsavcılık'ın kendisinin "Aziz İhsan Aktaş yurt dışına kaçtı" iddiasını reddettiğinin anımsatılması üzerine, "Çip mi takmış? Şimdi insanı çıldırtacak, çip mi takmış Aziz Aktaş‘a da kaçıp kaçmadığını biliyor. Demek ki ne yapıyor? Görüntülü mü görüşüyorlar bütün gün Akın Gürlek‘le kaçmadığını biliyor. Yurt dışına çıkış yasağı var mı? Adli kontrol var mı? Çıksa, gitse kim ne diyecek? Kaçmadı diyor. Neden? İş birliği içinde. Bunların hepsine çip takmak lazım" dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik iddiasına yönelik verdiği sürenin dolmasına ilişkin Özel, şunları söyledi:

"Bugün akşam miting sırasına kadar açıklama yapmazsa dolacak. Bakın öyle bir komik durum var ki, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir tarafında geçmişte teması olan kim varsa, hangi suçlu varsa, hangi itirafçı varsa avukatları arattırılıyor: Ne dediniz ne biliyorlar? Ne bildiğimi biliyorsun, akşama kadar itiraf et. Etmezsem söyleyeceğim. Ama şunu öğrendim arkadaşlar: Ben bir şey açıklayacağım ya, birden fazla şey olduğu çıktı ortaya. Hangisi olduğunu öğrenmeye çalışır mı adam ya? Bir yerden ilave bir gelir temin etmediysen, 'hodri meydan' dersin. Neden bu sabah bir basın açıklaması yapılmadı? Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı diyor, sayın da demiyor, terbiyesiz. Akşam öğrenecek hangisi olduğunu. Sonra öbürlerini de öğreneceğiz hep beraber."

"Devlet Bey’in söyledikleri üzerinden bir anlam çıkarma meselesini sorunlu görüyorum"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, dün partisinin grup toplantısında, 29 Ekim’de Beştepe'ye ve Anıtkabir'e gitmemesine ilişkin söylediği ilişkin "Kimin kiminle iş çevireceğini, ne söyleyeceğini kafasının içindeki spekülasyonlarında şifresi için imtihan test gibi görmüş ve düşünmüş olamaz mıyız?" sözlerinin belirtilmesi üzerine Özel, şu açıklamayı yaptı:

"Olabilir, yani Devlet Bey böyle yapmış olabilir. Bana sorduklarında 'sizin çatlağınızla ben mi uğraşacağım?' demiştim. Yani onların arasında çatlak olsa ne olur su sızsa ne olur su sızmasa ne olur. Sızdığında kötülük sızıyor. İnşallah dün çıkışta bir hayırlı laf etti. O Türkiye’de önemli bir adıma vesile olursa iyi olur. Devlet Bey'e iyi diyorsun, kötü oluyorsun. Kötü diyorsun, kötü oluyorsun. Susuyorsun kötü oluyorsun. Yorum yapsan kötü oluyorsun, yapmıyorsun yine kötü oluyorsun. Ne istiyorsa yapsın Devlet Bey. Bizim ona o anlamda hiçbir kısıtımız yok. Ben de Devlet Bey’in söyledikleri üzerinden bir anlam çıkarma meselesini sorunlu görüyorum. Devlet Bey, hal, hareket, tutum, tavır, sitem, küfür ne yapıyorsa yapsın. Bunların üzerinden bir siyasi mesaj çıkarmaya ilişkin harcanan enerjiyi ülkemizi daha iyi yönetmeye, daha iyi muhalefet yapmaya, işlerimizi daha iyi yapmaya, daha iyi gazetecilik yapmaya falan harcamamız lazım. Öbürü beyhude yani."






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA