Okunma : 211
Tarih : 13.08.2025
E-Mail : mehmed.ok33@gmail.com
Mehmet OK
YARGI DEVLETİ
Yargının Siyasallaşması…..
Yargının siyasallaşması, yani kararlarını hukuk kurallarından çok siyasi beklentilere göre vermesi, hukukun üstünlüğünü zedeler. Bu durum, özellikle muhalif görüşlerin cezalandırıldığı, bazı kişilerin ise hukukun üstünde tutulduğu bir düzene yol açar.
Bu da halkın adalete olan güvenini ciddi biçimde sarsar.
Yargı, Güçler Ayrılığı İlkesinin Temel Direğidir….
Demokratik rejimlerde yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsızdır. Bu ayrım, iktidarın keyfî kararlar almasını engellemek için vardır. Ancak yargı bağımsızlığını yitirirse:
- Yasama (meclis) etkisizleşir.
- Yürütme (hükümet) denetlenemez.
- Yargı, halkın değil iktidarın hizmetine girer.
Siyasi Yargı Kararları:
İktidar İçin Araç, Toplum İçin Tehdittir…..
Siyasi saiklerle verilen yargı kararları:
- Muhalifleri bastırma aracı haline gelir.
- Hukukun bireyleri koruma misyonunu yok eder.
- “Kimin yanındasın?” sorusu “Hakkın mı var?” sorusunun önüne geçer.
Bu noktada hukuk, bir güvence değil; bir tehdit aracına dönüşür.
Rejim Değişikliği Sessizce Gerçekleşir….
Bir ülkede:
- Basın susturulmuşsa,
- Muhalefet sindirilmişse,
- Yargı iktidarın denetimine girmişse,
bu artık “hukuk devleti” değil, “otoriter rejim” tanımıdır. Ve çoğu zaman bu değişim, anayasalar yazılmadan, seçimler iptal edilmeden gerçekleşir. Yargının ele geçirilmesi, bu dönüşümün ilk adımıdır. Çünkü diğer tüm alanlara müdahale, hukuk yoluyla meşrulaştırılır.
Halkın Güvenini Kaybetmiş Bir Yargı, Devleti Ayakta Tutamaz….
Bir ülkede insanlar adaleti sadece mahkeme salonunda değil; sokakta, işyerinde, evinde hissetmek ister. Bu duygu kaybolduğunda:
- Toplumun devlete olan bağlılığı zayıflar.
- Bireyler kendi adaletini aramaya başlar.
- Hukuki değil, duygusal veya şiddet içeren çözümler yaygınlaşır.
Ne Yapmalı?
- Bağımsız denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.
- Hâkim ve savcı atamaları, liyakate ve objektif kriterlere göre yapılmalıdır.
- Sivil toplum, yargı üzerindeki siyasi baskıyı sürekli gündemde tutmalıdır.
-Hukuk eğitimi, sadece bilgi değil, etik ve vicdan temelli olmalıdır.