Okunma : 342
Tarih : 22.10.2025
E-Mail : mehmed.ok33@gmail.com
Mehmet OK
İsrail Gerçek Barışa Hazır mı?
— İsrail Savaşa Geri mi Dönmek İstiyor?
10 Ekim 2025’te duyurulan ateşkes anlaşması, Gazze Şeridi’nde iki yılı aşkın süredir süren kanlı çatışmaların ardından bölgede bir umut ışığı yakmıştı. Ancak son haftalarda yaşanan gelişmeler, bu umudun ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
İsrail’in sürdürdüğü hava saldırıları, kara operasyonları ve yalnızca söylemde kalan “ateşkes” rejimi, akıllara şu kaçınılmaz soruyu getiriyor:
— İsrail savaşa geri mi dönmek istiyor?
- Ateşkes mi, sadece bir mola mı?
Ateşkesin ilanından bu yana Gazze’de ne tam bir sessizlik ne de gerçek bir normalleşme yaşanabildi. Özellikle 18–20 Ekim tarihleri arasında Gazze’nin kuzeyine yönelik İsrail operasyonları, ateşkesin yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını gösterdi.
İsrail, bu saldırılarını “Hamas’ın ateşkesi ihlal ettiği” gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalışıyor. Ancak operasyonların kapsamı ve hedef seçimi, çatışmasızlıktan çok kontrollü bir gerilim siyaseti izlendiğini düşündürüyor.
— Hedefe ulaşılamadı, gerilim korunmak isteniyor.
- Bu noktada asıl sorulması gereken şu: İsrail neden hâlâ saldırgan bir tutum içinde?
Cevap yalnızca güvenlik kaygılarında değil; mesele aynı zamanda stratejik ve siyasi hedeflerle ilgili.
- İsrail’in uzun süredir dillendirdiği “Hamas’ın tamamen tasfiyesi” hedefi henüz gerçekleşmiş değil.
- Gazze’de kalıcı bir yönetim formülü oluşturulamadı.
- İçeride ise Netanyahu hükümeti, artan siyasal baskı ve kamuoyu tepkileriyle karşı karşıya.
Böyle bir tabloda hükümetin “sertlik” politikasına sarılması, yalnızca askeri değil, iç politikayı kontrol etme stratejisi olarak da okunabilir.
— Topyekûn savaş mı, kontrollü gerilim mi?
- Peki, İsrail yeniden savaşa mı hazırlanıyor?
Yanıt, doğrudan bir “evet” olmayabilir. Ama tüm işaretler, İsrail’in düşük yoğunluklu ama süreklilik arz eden bir gerilim politikası izlediğini gösteriyor. Bu model, sahadaki silahlı grupları baskı altında tutarken, uluslararası tepkileri de minimumda tutmayı amaçlıyor.
— Kırılgan denge ne kadar sürebilir?- Bugün itibarıyla ateşkes hâlâ “resmen” yürürlükte. Fakat bu resmiyet, sürekli ihlallerle, karşılıklı suçlamalarla ve derinleşen güvensizlikle gölge altında kalıyor.
Siyasi çözüm yolları açılmadan, bölgeye insani yardım akışı güvence altına alınmadan ve gerçek bir diyalog başlamadan bu kırılgan denge, her an yeni bir savaşa evrilebilir.
Netanyahu hükümeti, ateşkese resmen bağlı kalsa da sahadaki uygulamalar bu bağlılığın içini boşaltıyor. Ateşkesi bir geçiş süreci yerine belirsiz bir bekleyiş haline getirmek, taraflar arasındaki çözüm ihtimalini günden güne zayıflatıyor.
— Sonuç yerine:
- Barış mı, stratejik bekleyiş mi?
İsrail’in savaşa geri dönüp dönmek istemediği sorusu belki de yanlış sorudur.
Asıl mesele şudur:
İsrail gerçek bir barışa hazır mı?
Eğer askeri hedefler tamamlanmadan, kontrol alanları netleşmeden ve içeride siyasi istikrar sağlanmadan barış masasını “zayıflık” olarak gören bir yaklaşım egemenliğini korursa, ateşkesler yalnızca zaman kazanma aracı olur.
Bu, Gazze için barış değil; yalnızca daha karmaşık ve daha riskli bir bekleyiş anlamına gelir.
Ve her bekleyiş, bir sonraki patlamanın habercisidir.