Türk eğitim dünyası ve özelinde Bolu geçtiğimiz hafta Dini(!) Eğitim Bakanlığının “dindar ve kindar nesil” yetiştirme konusunda yeni bir uygulaması ile karşı karşıya kaldı.
Uygulama alanı için Bolu pilot il olarak seçiliyor, yeni alınan bir karar ile ilköğretim öğrencilerinin “serbest zaman etkinliği” diye anılan sadece Talim Terbiye Kurulunun yönetmelikleri doğrultusunda müfredatta olan derslerin görüleceği ders saatlerine Müftülük personelinin girmesi öngörülüyordu.
Pedagojik formasyonu olmayan Müftülük personelinin derslere girecek olması, önceden belirlenmemiş konularda eğitim(!) verme teşebbüsleri veliler, öğretmenlerimi kaygılandırmıştı.
Eğitim camiasının emekten ve cumhuriyet değerlerinden yana sendikası Eğitim Sen Bolu Şubesi velilerle beraber bu kaygı verici duruma müdahale etti.
Bolu Valiliği nezdinde Bolu Milli Eğitim Müdürlüğünü basın açıklamaları ile uyarma görevini üstlendi. Eğitim Sen Genel Merkezi de aynı doğrultuda bakanlık nezdinde girişimlere başladı. Konu Bolu’nun dışına taştı, Türkiye’nin eğitim gündemini oluşturdu. Cumhuriyet değerlerinden yana basın yayın organları konuyu sahiplendi, kamuoyuna taşıdı.
Tepkiler sonucunda MEB ile MEM geri adım atmak zorunda kaldı. Dini eğitimde “pilot” il seçilen Bolu’da yapılmak istenilen bu uygulama iptal edildi.
BOLU EĞİTİM SEN ŞUBE BAŞKANI ZEHRA KULALI GEZİCİ’NİN KONU HAKKINDAKİ AÇIKLAMASI İSE ŞÖYLE
Bildiğiniz gibi geçen hafta Bolu ilinde ilköğretim okulları ve anaokullarında pilot bir uygulama olarak hayata geçirilen, okul ders saati içerisinde müftülük personelinin derslere girmesini mümkün kılan bir protokolle karşı karşıya kaldık.
Protokolün eğitim birliğini bozan ve çocuklarımızın gelişim dönemlerine uygun olmayan bir içeriğe sahip olması; mevzuat ve yasal çerçeveye aykırı ve en önemlisi pedagojik formasyonu olmayan ehliyetsiz kişilerce verilecek olması, öğretmenlerimizi, velilerimizi ve kamuoyunu kaygıya sevk etmişti.
Laik, bilimsel ve nitelikli kamusal eğitim mücadelesi veren Eğitim Sen açısından bu protokolün kabul edilemeyecek uygulamalar içermesi , takip edildiği üzere protokolün detayları ve sakıncalarıyla birlikte , öğrenci, veli ve öğretmenlerimizin kaygılarını, Bolu kamuoyu ile birlikte ülkenin gündemine taşıdık. Bu uygulamayı Genel Merkezimizle de paylaştık. Kaygılarımızı, uygulamanın durdurulması ve iptali yönündeki taleplerimizi Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bolu Valiliğine iletmek üzere görüşme talep ettik.
Genel Merkezimizin katılımıyla gerçekleşen görüşmelerimizde uygulamanın okullarımızda öğretim birliğini bozan işlevi, mevzuata ve yasal çerçeveye aykırı yapısı, anayasal hakkımız olan laik eğitim alma hakkımızı engelleyecek ve onarılması güç travmalar yarabilecek bu uygulamayı kabul etmeyeceğimizi ve konun her açıdan takibinde olma kararlılığımızı ilettik.
Yetkililerin bu uyarı ve hassasiyetlerimizi dikkate alarak, protokol de bulunan 2. Ve 3. Sınıf öğrencileri için Serbest Etkinlik dersinde ‘’ değerler eğitimi’’adı altında ders türetilerek, Kuran-ı Kerim ve İslam bilgisi eğitimini kapsam dışı bırakmalarını çok olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Ancak anaokullarında 4-6 yaşta, değerler eğitimi adı altında verilecek olan din eğitiminin de bilimsel ve pedagojik olarak kabul edilemeyeceğini buradan bir kez daha iletmek istiyoruz.
Konuyu, kamuoyu için pedagojik olarak şöyle somutlamak istiyoruz.
4-6 yaşındaki bu çocuklara fiziksel gelişimleri açısından 50 kilo yükü nasıl yükleyemeyeceksek, ruhsal ve zihinsel gelişimleri için de soyut kavramları içeren din bilgisini yükleyemeyeceğimizi, taşıyamayacaklarını belirtmek istiyoruz. Aksi takdirde çocuklarımızın ruhsal ve zihinsel gelişimlerinin olumsuz etkileneceğini belirtmek istiyoruz.
Aynı nedenlerle okuma yazması dahi olmayan bu çocuklara kendi alfabemizde yazı çalışmasını nasıl yaptırmıyorsak, Arapça harf çalışmasının da yaptırılamayacağını belirtmek istiyoruz.
Anaokullarında itibaren çocuklarımızı dersi istiyorum ve istemiyorum diye ayrıştırılmasını kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın el ele tutuşup oynadıkları oyunlarını çalmanıza izin vermeyeceğiz.
Yurttaşlık bilincinin gelişmesi açısından kritik bir öneme sahip olan ,okul öncesi eğitimde farklı iki formasyonda yurttaş yetiştirilemeyeceğini, bunun toplumsal barışımızı da zedeleyeceğini belirtmek istiyoruz.
Yetkilileri bu konuda tekrar uyarıyor ve bu hatadan derhal dönülmesini talep ediyoruz. Öğrencisi, velisi ve öğretmeniyle bu sürecin her açıdan takipçisi olduğumuzu da buradan tekrar hatırlatıyoruz.
Bilimsel bilginin, evrensel ahlak ve değerlerinin, 100 yılı aşkın taşıyıcısı ve örgütleyicisi olan sendikamız Eğitim Sen olarak, çocuklarımıza bir arada kardeşçe yaşamayı, farklılıklara saygıyı , kendi yaşam pratiklerimizle dayanışmayı , doğruluğu ,dürüstlüğü ,aklı ve liyakati değer olarak yaşatmak ve aktarma kararlılığımızı tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra KULALI GEZİCİ