10 Mayıs 2024 Cuma


16:40   TARSUS BELEDİYESİ PARKLARINDA YENİLEME VE BAKIM ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR   16:38    BAŞKAN YILDIZ’DAN, ŞEHİT ANNESİ RABİA BULUT’A “ANNELER GÜNÜ” ZİYARETİ   16:33   ÖZGÜR ÖZEL ESKİŞEHİRDE KONUŞTU   16:01   ÖMER BOLAT: ŞARTLARIMIZ SAĞLANINCAYA KADAR İSRAİL İLE TİCARETİN DURDURULMASI KARARIMIZ YÜRÜRLÜKTE   15:01   EĞİTİM-SEN TRABZON ŞUBE BAŞKANI MUHAMMET İKİNCİ: ``TOPLUMUN SAĞLIKLI EĞİTİM HAKKI HER ŞEYDEN DEĞERLİDİR``   13:41   GÜLCAN KIŞ’TAN ATAMA VE MÜLAKAT TEPKİSİ   13:15   BAKAN TEKİN, 4 SENDİKAYLA `EĞİTİMDE ŞİDDET` TOPLANTISI YAPTI   13:14   AYŞE ATEŞ: SUÇLULARI KAMUOYUNDAN SAKLAMAYA YÖNELİK HAMLELERİNİZ NAFİLE   12:41   ÖZGÜR ÖZEL AFYONKARAHİSAR`DA KONUŞTU   12:02   MAHMUT TANAL: "BAŞLIK PARALARINI ŞANLIURFA`DA, GÜNEYDOĞU`DA KALDIRILMASI GEREKİYOR. YETKİLİLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUM"   11:55   CHPLİ MEHMET TÜM`DEN “TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ” TEPKİSİ   11:06   ERHAN ADEM: "TÜRKİYE MİLLİ BOTANİK BAHÇESİ MÜDÜRLÜĞÜ`NDE 3 MİLYON LİRALIK BAKIR KABLO ÇALINDI. BAKANLIKTAN HÂLÂ SES ÇIKMIYOR"   10:57   SİNOPLU VATANDAŞ: “BİR YUMURTANIN KOLİSİ 100 LİRA, ETİN KİLOSU 600 LİRA OLMUŞ. ASGARİ ÜCRETLİ NASIL GEÇİNECEK?"   10:33   BURHANETTİN BULUT: "MİLLETİN VERGİLERİ MİTİNGLERDE, TEMEL ATMA TÖRENLERİNDE, PARTİ TOPLANTILARINDA ÇARÇUR EDİLMİŞ"   10:23   EĞİTİM SENDİKALARINDAN `ATAMA` VE `ŞİDDET` TEPKİSİ: “NE EĞİTİMİN NİTELİĞİ BIRAKILDI NE DE ÖĞRETMENLERİN MESLEK ONURU BIRAKILDI”   10:12   MERSİN BÜYÜKŞEHİR ENGELSİZ YAŞAM PARKI, HEM ÖZEL ÇOCUKLARIN HEM ANNELERİN GÖZDESİ   10:11   OSMAN KAVALA YENİDEN YARGILAMA İSTEDİ: "ADALET HERKES İÇİN GEREKLİDİR"   10:01   MERSİN BÜYÜKŞEHİR İTFAİYESİ`NDE OCAK AYINDA İŞE ALINAN 50 İTFAİYE ERİ GÖREVE BAŞLADI   09:29   CHP MANİSA İL BAŞKANI ÖZALPER`DEN MADEN FACİASININ 10`UNCU YILINDA “SOMA” ÇAĞRISI… “SOMA MÜCADELESİNE DESTEK VEREN HERKESİ SOMA`YA BEKLİYORUZ”   09:25   VAHAP SEÇER, SEÇİM GÜVENLİĞİNDE GÖREV ALAN AVUKATLAR VE GÖNÜLLÜLER İLE BİR ARAYA GELDİ   
 
     
   

TRAFİK KAZASINDA YARALANAN KOLUNU DOKTORUN İLGİSİZLİĞİ YÜZÜNDEN KAYBETTİĞİNİ ÖNE SÜREN YURTTAŞ, DOKTOR VE HASTANE ÇALIŞANLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU


Rize`de 14 ay önce geçirdiği trafik kazasında kolundan yaralanan ve tedavi için gittiği Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi`ne doktorun ilgisizliği yüzünden kolunu kaybettiğini öne süren Avni Kuru (67), doktor ve hastane çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

Tarih : 11 Aralık 2022 Pazar 12:43   Okunma : 259

GENÇAĞA KARAFAZLI

Rize`de 14 ay önce geçirdiği trafik kazasında kolundan yaralanan ve tedavi için gittiği Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi`ne doktorun ilgisizliği yüzünden kolunu kaybettiğini öne süren Avni Kuru (67), doktor ve hastane çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundu.

Rize`nin Pazar ilçesinde geçen yıl ekim ayında geçirdiği trafik kazası sonrası Rize`de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim Araştırma Hastanesi`nde yeterli tedavi imkanları bulunmadığı için KTÜ Farabi Hastanesi`ne yönlendirilen Avni Kuru adlı yurttaş, burada görevli plastik cerrah Prof. Dr. Ü.N.K.`nın kendisiyle yeterince ilgilenmediği ve bu nedenle 14 aydan beri bir sürü ameliyat geçirmesine rağmen kolunu kaybettiğini iddia etti. Avni Kuru, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“ÜÇ HAFTA KİMSE YANIMA GELMEDİ”

“Ben, 26 Ekim 2021`de trafik kazası geçirdim. Trabzon`da Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Araştırma Hastanesi`nde müdahale yaptılar, gece 03:00`te ameliyattan çıktım, sabah 08:00`de şüpheli Ü.N.K. Bey tarafından taburcu edildiğimi söylediler. Ortopedi doktoru, kolum açık yara olduğu için, ‘Bu şekilde eve gidemez bu hasta` diyerek beni kendi ortopedi servisine aldı. Olaydan sonra ikinci hafta bir daha ameliyat yaptılar, çünkü benim kolum parçalı kırık olduğu için ölü dokular vardı. Ölü dokular çürümeye başlıyor, çürümeye başladığı zaman bütün kolu sardı, simsiyah oldu. Üç hafta kimse yanıma gelmedi.

“GİTTİĞİ YERE KADAR GÖTÜRECEĞİZ”

Burada ilgisizlik vardı ve başka hastane var mı diye araştırmaya koyulduk. Başka hastaneye gittik, bize ‘Bu kolu o hastaneden başkası (KTÜ) iyileştiremez, oradan dışarı çıkmayın` dediler. Biz de bunaldık, nereye gidelim diye. Bir yakınımı Trabzon`a, Ü.N.K.`ya gönderdik. N. Bey ‘Gel görüşelim` dedi, gitti. Yakınım ‘Hastanede hasta yatıyor Avni Kuru` deyince doktor K., ‘Ben onu birinci gün taburcu ettim, git beni meşgul etme, işim var benim` diyor. Tamamen başından savdı. O zaman, bizim başımıza gelen başkasının başına gelmesin diye şikayette bulunduk. Şu anda mahkemelik olduk. Gittiği yere kadar götüreceğiz. Benim ayağımda pıhtılar oluştu. Daha önce doktor yüzü gördüğüm yoktu, şeker hastası oldum, şimdi ortaya çıktı.

“KOLUMDA KEMİK AÇIKTI, GENE İLGİLENMEDİLER. İSTANBUL`A GİTTİM, ORADA YAPTIRDIM AMELİYATI”

Kolumda kemik açıktı, gene ilgilenmediler. İstanbul`a gittim, orada yaptırdım ameliyatı en son. Şu anda sağ el ve kol görev yapmıyor. Bana ilk önce ‘Yüzde 20 kayıpla görev yapacak` demişlerdi. Sonra asistanı gönderiyorlar, ‘Kolun aksesuar gibi kalacak, hiç kullanamayacaksın` diyor. Yani ‘gitsinler` diye zorluyorlardı beni. Hastaneden gideyim diye zorluyorlar, nereye gideyim? Sevk yapmıyorsun, nereye gideyim? Kesilme riski yok da kullanamıyorum işte. Bilek, dirsek çalışmıyor. Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi`nde, bundan dolayı çıkan hastalıkları tedavi etmeye çalışıyorlar şimdi. Buraya geldiğim zaman plastik cerrahi olmadığı için Trabzon`a sevk etmişlerdi zaten. Önce buraya gelmiştim, ilk müdahale yapıldı. Burada plastik cerrahi yok. Bir tane var, o da ameliyat yapamıyor, ekibi yok.”

“PSİKOLOJİMİZ BOZULDU, PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRÜYORUZ”

Yaşanan ihmal süreci yüzünden eşinin sağlık sorunlarının giderek arttığını ve 14 aydır hayatlarının altüst olduğunu, bu süreçte başkalarının da mağduriyet yaşamaması için hukuken sonuna kadar gideceklerini ifade eden Avni Kuru`nun eşi Dursune Kuru ise şunları söyledi:

“Trabzon Farabi Hastanesi plastik cerrahi doktoru Ü.N.K.`dan dolayı biz Trabzon`a gittiğimizde bize ‘Yüzde 20-30 his kaybı olacak` dendi ama birkaç gün sonra gelip dediler ki ‘Kolu aksesuar olarak kalacak`. Biz, ne yapacağımızı şaşırdık. Eşim psikolojik olarak yıkıldı. Biz aynı şekilde, psikolojimiz bozuldu, psikolojik tedavi görüyoruz. Şu 14 ayda hayatımız altüst oldu, tamamen mahvolduk. Benim eşimin hiçbir şeyi yoktu, gemilere giden bir adamdı, sağlık durumu çok iyiydi. Ama bu olaydan sonra N.K. bizi mahvetti. Tamamen mahvetti, öyle böyle değil.

“ORTOPEDİ DOKTORUMUZ BİZE SAHİP ÇIKTI”

14 aydan beri hastanelerdeyiz. Eşim şimdi de şeker hastası oldu. Ayak damarlarında pıhtı oluştu, fazla antibiyotik kullanmaktan. Bize hiç ilgi göstermedi, ilk günden taburcu etti. Sağ olsun, ortopedi doktorumuz bize sahip çıktı, bu şekilde vicdanı kabul etmedi, ‘Eve gidemez` diye bizi o tuttu. Kol çürümeye başladı. Yazıldı, ‘Kol çürüyor` diye, hiç müdahale etmedi. Üç hafta boyunca bizi orada süründürdü. Hastane köşesinde bizi süründürdü. Ondan sonra ne zaman ki biz şikayette bulununca `Ne münasebet, o benim hastam` dedi. Bir de `Alerjisi olduğunu söylemediler` diyor. Yalan söylüyor. Alerjisi olduğunu eşim, yaralı yatarken kağıdını verdi, çünkü cebinde taşıyordu alerji kağıdını. Bu şekilde bizi mahvetti, uğraştırdı perperişan olduk. 14 aydan beri halen daha uğraşıyoruz, bir sonuca varamadık. Durumu çok kötüydü, kolu tamamen çürüdü, mezardan kalkan bir insanın kolu nasılsa o şekilde çürüdü. Gerçekten mahvolduk, ailece mahvolduk, sadece biz değil çoluk çocuk da mahvoldu. Halen daha uğraşıyoruz, sırf onun yüzünden. Bizim canımızı yaktı, başkalarının canını yakamasın diye sonuna kadar gideceğiz bu işte. Maddi, manevi sonuna kadar uğraşacağız, kararımız budur.

“HASTALIKLARIN HEPSİ BU KAZADAN SONRA OLDU”

Şu an durmadan antibiyotik aldığı için eşim sağlığından oldu, ayaklarında pıhtı oluştu. RTEÜ Eğitim Araştırma Hastanesi Onkoloji Servisi`ndeyiz, o yüzden buraya yatırdılar. Buradan çıkınca da kardiyolojiye gideceğiz, ayakları için. Böyle bu şekilde uğraşıyoruz. Hastalıkların hepsi bu kazadan sonra oldu. Adam taş gibiydi, bir sene önce gemilere gidiyordu, hiçbir sorunu yok, hayatta doktor yüzü görmemişti. Durmadan ilaç kullandığı için mahvoldu. Çok kötü durumdayız. Yetkililerden isteğimiz, başkaları bizim düştüğümüz duruma düşmesin. Biz bu duruma düştük, başkası düşmesin.”

“HASTANENİN ORTASINDA KENDİ KADERİNE TERK ETMİŞLERDİR”

Kuru Ailesi`nin avukatı Av. Seyyid Hasan Öztürk, savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Avni Kuru`nun hastanenin acil servisinde 4 saat sedye üzerinde bekletildiğini öne sürerek şunları kaydetti:

“Ameliyatın sonrasında plastik cerrahi doktoru şüpheli Ü.N.K., müvekkili taburcu etme kararı vermiştir. Ancak bildiğimiz kadarıyla ortopedi doktoru K.Ö., müvekkilin kolunun yakından takip edilerek her gün pansuman yapılması gerektiğine karar vermiş ve bu kararını şüpheli Ü.N.K.`ya iletmiştir. Şüpheli Prof. Dr. Ü.N.K.`nın Dr. K.Ö.`nün kararını kabul etmemesi üzerine müvekkilin ortopedi servisine yatışı verilmiştir. Ancak 26 Ekim 2021-15 Kasım 2021 tarihleri arasında ne plastik cerrahi bölümü ne de ortopedi bölümlerindeki doktorlar, müvekkil ve yakınlarının tüm ısrar ve yakarışlarına rağmen müvekkili hastası olarak görmemiş; gereken ilgi, hizmeti göstermemiş, sadece 3 günde bir pansuman yapılmak suretiyle adeta müvekkili hastanenin ortasında kendi kaderine terk etmişlerdir. Yukarıda belirtilen 20 günlük süreç içerisinde kasten ihmal edilen müvekkil, sadece 4 Kasım 2021 tarihinde kolundaki etlerin çürümeye başlaması sebebiyle ameliyata alınmış, ancak yapılan ameliyat istenen sonucu vermemiştir. Avukat olarak cesaret edip tamamına bakamadığım ve dilekçemiz ekinde sunduğumuz dehşet verici fotoğraflar ve görüntülerden anlaşılacağı üzere, 15 Kasım 2021 tarihinde müvekkilin kolu, kasten yapılan ihmaller zincirine dönüşen eylemler sonucunda artık neredeyse tamamen çürümüş ve kemikleri gözle görünür hale gelmiştir.

“TEDAVİ YERİNE SORUMLULUĞU KENDİ ÜZERLERİNDEN ATMAK AMACIYLA BİRTAKIM GİRİŞİMLERDE BULUNMUŞLARDIR”

15 Kasım 2021 tarihinde şüpheli Ü.N.K`nın asistanı Dr. B.H., müvekkilin yanına gelmiş ve 26 Ekim 2021 tarihinden beri plastik cerrahi polikliniğinden bir doktor ilk defa müvekkile açıklama yapma ihtiyacı hissetmiştir. İlk ameliyat sonrasında müvekkilin kolunun en fazla yüzde 15-20 oranında kullanım kaybı olabileceği belirtilmişken yapılan bilgilendirmede Dr. B.H., müvekkilin kolunu artık sadece aksesuar olarak kullanabileceğini belirtmiştir. Aldığı bu haberle tabiri caizse başından aşağı kaynar sular dökülen müvekkil ve yakınları, hastane tarafından yapılan ihmalin ne derece ağır olduğunu artık tamamen idrak etmişlerdir. Alerjisinin olduğu hastaneye ilk yattığı tarihinden beri bilinen müvekkile, 15 Kasım 2021 tarihinde ameliyat edileceği bildirilmiş olmasına rağmen gerekli alerjik testlerin yapılmadığı gerekçesiyle müvekkilin ameliyatı iptal edilmiştir. Yapılan ihmaller zincirine rağmen hastane doktorları, gelinen durumda dahi tedavi yerine sorumluluğu kendi üzerlerinden atmak amacıyla birtakım girişimlerde bulunmuşlardır.

“PLASTİK CERRAHİ DOKTORLARI EVİNE GÖNDERMEK İSTEDİ”

Bu kapsamda 16 Kasım 2021 tarihinde Dr. K.Ö., müvekkile, kendisini ortopediden taburcu edeceğini ve plastik cerrahi kliniğinden randevu alarak oradan tekrar yatış yapması gerektiğini belirtmiştir. Ancak 17 Kasım 2021 tarihinde plastik cerrahi doktorları, müvekkile, eve gitmesini, her gün polikliniğe gelerek pansuman yaptırmasını, alerji bölümünden bilgi geldiğinde immünoloji bölümüne yatışının yapılacağını, yatış sonrasında günde iki tane olmak üzere toplam 11 ilaç denemesinin yapılacağını, ancak altıncı günün sonunda yapılan denemeler biteceğinden dolayı, sonrasında SBÜ Trabzon Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi`ne sevk edilerek şüpheli Prof. Dr. Ü.N.K.`nın ayarladığı bir doktora gitmesi gerektiğini söylemiştir. Durumu öğrenen Dr. K.Ö., plastik cerrahi doktorlarının aksine müvekkilin bu halde eve gidemeyeceğini ve her gün hastaneye pansumana gelemeyecek durumda olduğunu belirterek müvekkili taburcu etmemiş ve 18 Kasım 2021 tarihinde müvekkilin immünoloji servisine yatışını vermiştir.

“ÇEKTİĞİ AĞRILARDAN DOLAYI PSİKOLOJİSİ BOZULAN MÜVEKKİL, ARTIK PSİKİYATRİK DESTEK ALMAYA DA BAŞLAMIŞTIR”

Nihayet 29 Kasım 2021 tarihinden itibaren plastik cerrahi tarafından gün aşırı ameliyata alınan müvekkil, kolundaki iltihabın çekilmesi için bir cihaz takılmak suretiyle peş peşe 13 ameliyat daha olmuştur. 13. ameliyatında iltihabı tam olarak kurumamış olan müvekkilin kolundaki açıklığı kapatmak üzere bacağından deri alınmak suretiyle koluna deri nakli yapılmıştır. Daha sonra taburcu edilen müvekkil, daha sonra tekrar ameliyat olmuş, ameliyat sırasında kolunun kesilmesi ile kolundan iltihap akmıştır. Bu ameliyatı gerçekleştiren Dr. K.Ö, akan iltihabın yeni olmadığını, koldan parça alınacağını ve iltihap sebebiyle hastanede kalması gerektiğini belirtmiş ve 14 Nisan 2022 tarihinden bugüne değin müvekkilin tedavisi hastanede devam etmiştir. Tüm bu süreçte çektiği ağrılardan dolayı psikolojisi bozulan müvekkil, artık psikiyatrik destek almaya da başlamıştır.

“ŞÜPHELİ VE TESPİT EDİLECEK DİĞER ŞÜPHELİLERİN OLASI KAST İLE YARALAMAYA SEBEBİYET VERMEK SUÇUNDAN YARGILANMASINI TALEP VE ARZ EDERİZ”

Müvekkilin kolunun 4 Kasım 2021 tarihinde hali hazırda zaten çürümeye yüz tuttuğu, şüpheliler tarafından yapılan ameliyat ile bilinmekteydi. Buna rağmen şüpheliler, müvekkilin tedavi ve pansumanını aksatmış, 29 Kasım 2021 tarihine kadar hiçbir operasyon yapmamışlardır. Göz göre göre yapılmayan müdahaleler sonucunda müvekkilin durumu ağırlaşmış, kolundaki maluliyet oranı artmış ve yaşananlar sonrasında müvekkil psikolojik tedavi görmeye başlamıştır. Yukarıda yer verilen detaylı anlatımlar sonucunda, olayın olası kasta konu eylemler ile gerçekleştiği sabit olup, şüpheli ve tespit edilecek diğer şüphelilerin olası kast ile yaralamaya sebebiyet vermek suçundan yargılanmasını talep ve arz ederiz.”

HASTA İLE İLGİLENMEME DURUMU, HİÇBİR HASTA İÇİN MÜMKÜN DEĞİLDİR”

ANKA Haber Ajansı, Prof. Dr. Ü.N.K.`ya hakkındaki suçlamaları sordu. Olayın bir yıl önce yaşandığını ve suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Ü.N.K., şunları söyledi:

“Konuyla ilgili üniversiteye cevap geldi hem CİMER`den hem idari mahkemeden, beni suçsuz buldular zaten. Bir buçuk yıl önceki mesele, hâlâ aynı şekilde bunu tekrar yazdırmaya çalışıyor olmaları çok ilginç, anlamak mümkün değil. Bununla ilgili hâlâ bir şey yazıyor olmaları çok terbiyesizce, çok ayıp. Elinin halini nerelerden nereye getirmiş olduğumuz bir pozisyonda hâlâ beni suçluyorlar. Hasta yakınının iddia ettiği gibi bir görevi kötüye kullanma, ihmal ve hastanın hayati riski söz konusu değildir. Bu üniversite, eğitim ve araştırma hastanesidir ve her hasta ister özel olsun ister olmasın, hocaya danışılır ve hocanın bilgisi ve oluru ile ameliyat edilir. Kaldı ki hasta ile ilgilenmeme durumu, hiçbir hasta için mümkün değildir. Söz konusu hastanın pansuman amaçlı yapılan bütün ameliyatlarına ve deri grefti (aşısı) ameliyatlarına bizzat eşlik etmiş bulunmaktayım. Sizlere belgeler sunacağım, bakar değerlendirirsiniz.”






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA