7 Mayıs 2024 Salı


13:01   TÜRKER ATEŞ: “4+4+4 KUŞAĞININ YÜZDE 17`Sİ BUGÜN NE EĞİTİMDE NE İSTİHDAMDA. EĞİTİM POLİTİKALARINDAKİ BASİRETSİZLİKLE `EV GENCİ` GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”   12:42   NERMİN YILDIRIM KARA: "DEPREMDEKİ KAYIP ÇOCUKLARIN AKIBETİNİN DETAYLICA ARAŞTIRILMASI İÇİN BİR MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALIDIR"   12:42   BAHÇELİ`DEN SİNAN ATEŞ CİNAYETİ İDDİANAMESİ AÇIKLAMASI   12:19   MEB, 20 BİN SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN ALIMI İÇİN ATAMA TAKVİMİNİ VE BRANŞLARA GÖRE KONTENJANLARI AÇIKLADI   12:06   CHP`DEN SAĞLIK BAKANLIĞI`NA SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN KREŞ ÇAĞRISI   11:58   EĞİTİM SENDİKALARINDAN BAKAN YUSUF TEKİN`E `ATAMA` TEPKİSİ   11:55   CHP`DEN AYM`YE BAŞVURU...    11:22   İSRAİLLİLER ATEŞKES İÇİN TEL AVİV`DE SOKAKLARA ÇIKTI   11:01   ŞANLIURFA`DA OPERASYON: 14 DEM PARTİLİ GÖZALTINA ALINDI   10:25   MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, YENİ YOLLAR AÇMAYI SÜRDÜRÜYOR   10:16   MHP’Lİ UYSAL MERSİN’DE YAPIMI DEVAM EDEN YATIRIMLARI DEĞERLENDİRDİ   10:13   YSK`NIN YEREL SEÇİMLERİN KESİN SONUÇLARINA İLİŞKİN KARARI, RESMİ GAZETE`DE YAYIMLANDI   09:54   VELİ AĞBABA: “MEVCUT ANAYASAYA UYMAYAN BİR ANLAYIŞLA ANAYASA YAPILMAZ. ANAYASA YAPARAK 10 BİN LİRA MAAŞ ALAN EMEKLİNİN SORUNUNU MU ÇÖZECEKSİNİZ?”   09:30   CHP`DE TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI... GÜL ÇİFTCİ BİNİCİ: “EN KATILIMCI, EN DEMOKRATİK, EN DOĞRU, EN AKILCI ŞEKİLDE BU TÜZÜĞÜ HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”   06:14   CHP`Lİ NAMIK TAN: "AKP-MHP KOALİSYONU CUMHURİYETE İHANET EDİYOR"   01:16   YSK`NIN 31 MART YEREL SEÇİMLERİNİN KESİN SONUÇLARINA İLİŞKİN KARARI RESMİ GAZETE`DE   19:01   ÖZGÜR ÖZEL DEVLET BAHÇELİ`Yİ ZİYARET EDECEK   18:45   1 MAYIS SORUŞTURMASINDA 11 KİŞİ DAHA TUTUKLANDI   17:25   MERSİN BELEDİYE BAŞKANI SEÇER, 4 MERKEZ İLÇENİN MUHTARI İLE BİR ARAYA GELDİ   16:25   YÜKSEK SEÇİM KURULU, YEREL SEÇİMLERİN KESİN SONUÇLARINI İLAN ETTİ  
 
     
   

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ: “İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN HAK ARAMA EYLEMLERİ YASAKLANMAMALI, SENDİKALAŞMA, GREV VE TOPLU EYLEM HAKKI GÜVENCEYE ALINMALIDIR”


İnsan Hakları Derneği (İHD), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla “Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürebilmelerini tümüyle imkansız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli, kıdem tazminatı hakkına dokunulmamalı ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu eylem hakkı güvenceye alınmalıdır” açıklamasını yaptı.

 

Tarih : 10 Aralık 2023 Pazar 17:26   Okunma : 177

İnsan Hakları Derneği (İHD), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla “Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürebilmelerini tümüyle imkansız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli, kıdem tazminatı hakkına dokunulmamalı ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu eylem hakkı güvenceye alınmalıdır” açıklamasını yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla Ankara Yüksel Caddesi`ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. İHD tarafından bugün yapılan açıklama özetle şöyle:

DEPREMİN YOL AÇTIĞI ÖLÜMLER YAŞAM HAKKI İHLALİDİR”

“6 Şubat 2023 tarihinde, Türkiye`nin de içinde yer aldığı coğrafyanın yakın tarihinde görülen en büyük doğal afetlerden biri yaşanmıştır. Resmi açıklamalara göre en az 50 bin 783 kişi yaşamını yitirmiştir. Türkiye, aktif fay hatlarının bulunduğu bir deprem ülkesidir. Bu gerçekliğe ve geçmişte yaşanan depremlerden çıkarılan acı derslere rağmen siyasal iktidarlar, sorumluluklarını yerine getirmemişler, bilimin gereklerine uygun deprem hazırlıkları yapmamışlar, etkin afet yönetim planları oluşturmamışlardır. Bu kabul edilemez eksikliği/ihmali devletlerin başta yaşam hakkı olmak üzere tüm hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirme yükümlülüğü/sorumluluğu ile birlikte değerlendirdiğimizde depremin yol açtığı ölümler yaşam hakkı ihlalidir. Daha da ötesi yıkım ve tahribatın bu denli büyük bir boyuta ulaşmasında insan faktörünün doğrudan etkisi düşünüldüğünde yaşanan deprem bizzat ağır insan hakları ihlalidir.

İŞKENCE OLGUSU 2023 YILINDA DA TÜRKİYE`NİN EN BAŞAT İNSAN HAKLARI SORUNU OLMUŞTUR”

Anayasa`nın ve Türkiye`nin de bir parçası olduğu evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına ve insanlığa karşı bir suç olma vasfına rağmen işkence olgusu 2023 yılında da Türkiye`nin en başat insan hakları sorunu olmuştur. Resmi gözaltı merkezlerinin yanı sıra kolluk güçlerinin barışçıl toplanma ve gösterilere müdahalesi sırasında, sokak ve açık alanlarda ya da ev ve iş yeri gibi mekânlarda, yani resmi olmayan gözaltı yerlerinde ve gözaltı dışındaki ortamlarda yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları, yeni bir boyut ve yoğunluk kazanmıştır. 6 Şubat depremleri sonrasında bölgede OHAL ilan edilmesi ve gözaltı süresinin uzatılması işkence yasağı ihlallerinde endişe verici bir artışa yol açmıştır. Özellikle son dönemde yetkililerin işkence yasağına aykırı söylemleri, başvurulan işkenceyi meşrulaştırmaya yönelik teşhir edici yöntemler dikkat çekicidir. Denilebilir ki siyasal iktidarın baskı ve kontrole dayalı yönetme tarzı sonucu günümüzde tüm ülke adeta işkence mekânı haline gelmiştir.

TEK KİŞİ YA DA KÜÇÜK GRUP İZOLASYONU/TECRİT UYGULAMALARI ÇÖZÜLEMEYEN KRONİK BİR SORUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Yakın tarihimizin en utanç verici insan hakları ihlallerinden biri olan insanlığa karşı suç niteliğindeki zorla kaçırma/kaybetme vakalarının OHAL`in ilan edildiği 2016 yılından bu yana yeniden yaşanmaya başlaması son derece endişe vericidir. Devletlerin insan haklarına yönelik saygısının dolayımsız göstergesi olan hapishaneler, bugün Türkiye`de siyasal iktidarın hukuku bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanmasının sonucunda tıka basa dolu durumdadır. Yaşam hakkı ihlalinden işkenceye, sağlık hakkına erişime kadar ağır ve ciddi ihlallerinin yaşandığı yerlerdir. İmralı Hapishanesi başta olmak üzere tek kişi ya da küçük grup izolasyonu/tecrit uygulamaları çözülemeyen kronik bir soruna dönüşmüştür.

GAZETECİLER OLMAK ÜZERE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KULLANMAK İSTEYEN HERKESİN ÜZERİNDEKİ BASKI VE KISITLAMALAR DAHA DA ARTMIŞTIR”

Siyasal iktidarın demokratik toplumun can damarlarından birini oluşturan düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle de basın ve insan hakları savunucuları üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrolü 2023 yılında da sürmüştür. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı önünde engel oluşturan mevcut yasaların yanı sıra kamuoyunda ‘Dezenformasyon Yasası` olarak bilinen, 18 Ekim 2022 tarih ve 31987 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Basın Kanunu`nda bazı değişiklikler yapan 7418 sayılı Kanun ile başta gazeteciler olmak üzere ifade özgürlüğünü kullanmak isteyen herkesin üzerindeki baskı ve kısıtlamalar daha da artmıştır.

YIL İÇİNDE HER TOPLUMSAL KESİMDEN KİŞİ VE GRUP TOPLANMA VE GÖSTERİ YAPMA ÖZGÜRLÜKLERİNİ KOLLUĞUN FİİLİ MÜDAHALELER SONUCUNDA KULLANAMAMIŞTIR”

2023, bir önceki yıl gibi toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü açısından kısıtlama ve ihlallerin kural, özgürlüklerin kullanımının ise istisna olduğu bir yıl olmuştur. Yıl içinde her toplumsal kesimden kişi ve grup toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini mülki idare amirlerinin yasakları ve/veya kolluk güçlerinin fiili müdahaleleri sonucunda kullanamamışlardır. Hakikat ve adalet talebiyle Galatasaray Meydanı`na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Anayasa Mahkemesi`nin verdiği ihlal kararına karşın söz konusu yasak ve müdahaleler sonucu haftalarca işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alınmışlardır. Benzer şekilde, Anayasa tarafından teminat altına alınmış olan toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini kullanmak isteyen kadınlar, LGBTİ+`lar, barış ve insan hakları savunucuları, öğrenciler, çevreciler, işçi ve emekçiler, muhalif siyasi partilerin üyeleri kolluk güçlerinin zalimane ve utanç verici şiddetine mazur kalmışlardır.

TTB MERKEZ KONSEYİNİN GÖREVDEN ALINMASI ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ BAKIMINDAN ENDİŞE VERİCİ BİR GELİŞMEDİR”

Örgütlenme özgürlüğü, demokrasilerin işlemesi için elzem olan temel insan haklarından biridir. Türkiye`de yurttaşlar, toplu olarak bir araya gelip eyleyemedikleri ve düşüncelerini açıklayamadıkları için örgütlenme özgürlüklerini de kullanamamakta, müşterek geleceklerini şekillendirmek üzere sivil ve kamusal alana örgütlü olarak katılamamaktadırlar. 2023 yılında insan hakları örgütlerinin, dernek, vakıf, emek ve meslek örgütleri ile siyasi partilerin çok sayıda üye ve yöneticisi gözaltına alınmış, tutuklanmış, haklarında açılan davalar ile üzerlerinde baskı oluşturulmaya çalışılmıştır. Geçen yıl TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı`nın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalar sonrası başlayan sürecin Merkez Konsey üyelerinin mahkeme kararıyla görevden alınmasıyla sonuçlanması örgütlenme özgürlüğü bakımından endişe verici bir gelişmedir.

ÇATIŞMALARIN HEMEN ŞİMDİ DURMASINI İSTİYORUZ”

Kürt sorunu, Türkiye`nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden bir olarak varlığını korumaktadır. Sorunun barışçıl, demokratik ve adil çözümüne yönelik esas olarak iktidar tarafından içtenlikli, bütünlüklü adımların atılmaması, yanı sıra Ortadoğu`daki gelişmelerin de etkisi ile 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinin hemen ardından başlayan silahlı çatışma ortamı halen sürmekte ve başta yaşam hakkı olmak üzere ağır ve ciddi insan hakları ihlallerine yol açmaktadır. Hak savunucuları olarak bizler, Kürt sorununun her zaman demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle, çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz. Çatışmasızlık ortamının tesisi ile birlikte çatışmasızlık halinin yaşanan olumsuzluklardan da hareketle tahkim edilmiş bir hale getirilerek güçlendirilmesi, izlenmesi ve toplumsal barışın sağlanabilmesi için tüm tarafların içtenlikli, etkin programlar geliştirmesi gerekmektedir.

SIĞINMACI VE MÜLTECİLER, TOPLUMUMUZ AÇISINDAN GÖRMEZDEN GELİNEN, GÖZDEN ÇIKARILAN HAYATLAR OLDULAR”

Artık Türkiye toplumunun bir parçası, asli unsuru haline gelen sığınmacı/mülteci/göçmenler, hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kalıyorlar. 2023`de de ırkçı ve nefret içerikli şiddet maruz kalan sığınmacı ve mülteciler yaşamlarını yitirdiler. İnsan kaçakçıları tarafından ölüme sürüklendiler. Ülkede yaşanmakta olan ağır krizin fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik tüm sonuçlarından en derin şekilde etkilenen sığınmacı ve mülteciler, ne yazık ki toplumumuz açısından görmezden gelinen, hatta gözden çıkarılan hayatlar oldular.

İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN HAK ARAMA EYLEMLERİ YASAKLANMAMALI, SENDİKALAŞMA, GREV VE TOPLU EYLEM HAKKI GÜVENCEYE ALINMALIDIR”

Türkiye uzunca bir süredir cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürebilmelerini tümüyle imkansız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları, mülteci ve sığınmacıları vurmaktadır. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli, kıdem tazminatı hakkına dokunulmamalı ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu eylem hakkı güvenceye alınmalıdır. Son söz olarak; var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarının kurucu değerlerine kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz. İnsan haklarıyla insandır. Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz.”






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA