CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu`nda, "Emeklinin durumu perişan. İkramiyeyi verdiniz, 5 bin TL çalışana da verilecek. Halbuki 23 milyarlık bir rakamdı, baştan çalışan emeklilere de verilebilirdi. Sadece Kur Korumalı Mevduatın 2024 Haziran`a kadar buradaki vergi istisnasından ülkeye olan maliyeti zaten 20 milyar, geçen yıl 60 milyardı. Emeklimizin durumu perişan, çiftçimizin durumu perişan, çalışanlar, asgari ücretliler, esnaflar gerçekten büyük bir sıkıntı altında, enflasyon altında eziliyorlar. Ülkemiz bir hiperenflasyon yaşıyor. Reel sektörde de çok büyük krizler var. Reel sektördeki KOBİ`ler özellikle finansmana ulaşamıyor. Faiz oranları yüksek, aynı zamanda tahsis konusunda sıkıntılar var" dedi.
TBMM Genel Kurulu`nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul`da bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay şunları söyledi:
"HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI`NIN İÇERİSİNDE DE EN ÖNEMLİ KONU FAİZ GİDERLERİ"
"Konsolide bütçe büyüklüğü 11 trilyon 89 milyar, bütçe gelirleri açısından da 8,4 trilyonluk bir vergi geliri hedeflenmiş. Bütçe açığı ise 2 trilyon 651 milyar olarak öngörülmüş. Genel bütçenin içerisinde Maliye Bakanlığı bütçesine baktığımız zaman da genel bütçenin yaklaşık yüzde 41`ini Maliye Bakanlığı bütçesi oluşturuyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı`nın içerisinde de en önemli konu faiz giderleri. 1 trilyon 254 milyarlık bir faiz gideri söz konusu, bu da Maliye Bakanlığı`nın yaklaşık yüzde 27`sine tekabül ediyor. Bütçe büyüklüğünün yüzde 11`ine, vergi gelirlerinin de yüzde 14,86`sına tekabül ediyor.
Bu bütçede borç, ana para, faiz ve bütçe açığı en önemli noktalardan biri. Bu borçla bu faiz yüküyle nasıl baş edeceksiniz? Bütçe açığını nasıl aşağıya çekeceksiniz, istihdamı artırıcı, ihracatı artırıcı, yatırımı geliştirici projeleri hayata geçirmeniz lazım. Sabit sermaye yatırımlarını da ülkeye çekmeniz lazım. Bakıyoruz gri listedeyiz. 21 Kasım 2022 tarihinde Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF) ülkemizi gri listeye almış. Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanıyla ilgili mücadelede yetersiz kalındığı için alınmış. Uluslararası suç örgütleri, uyuşturucu baronları, suç işleyen kırmızı bültenle aranan kişiler ülkemizde cirit atmışlar.
"SÖYLEMLERİNİZİN EYLEME DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR Kİ SABİT SERMAYE YATIRIMLARINI ÜLKEMİZE ÇEKEBİLELİM"
Buradan çok kısa bir süre önce bir liste paylaşmıştım. Bu liste yaklaşık 2 metrelik bir listeydi. `Emniyet güçlerimiz, güvenlik görevlilerimiz bu uluslararası suç örgütleriyle yeterince mücadele etmeye çalıştı` diyorlar. Ama sizin de ifadenizle bu gri listeden çıkmak için maliye politikası ve para politikası tedbirlerinin uygulanması gerekiyor. Söylemlerinizin eyleme dönüşmesi gerekiyor ki bu sabit sermaye yatırımlarını ülkemize çekebilelim.
Toplanan gelirlerin 1 trilyon 28 milyarlık kısmı deprem harcamalarında kullanılacak. Geçmişte dönemde 1999 yılında yaşanan deprem sonrasında ihdas edilen deprem vergileri oldu. Buradan da AKP iktidarı döneminde yaklaşık 36,2 milyar dolarlık bir vergi geliri toplandı. Bunlar toplandı ama nerelere harcandı? Otoyola harcanmış, demir yollarına harcanmış, havaalanlarına harcanmış. 2011 Van`daki depremden sonra Sayın Bakan size sorulan soruya verilen bir cevap bu. 6 Şubat depreminden sonra görüyoruz ki; bu kadar can ve mal kaybından sonra bu tip harcamalar olmuş mu? Bu konuda vicdanen bir rahatsızlık duyuyor musunuz? Çünkü bu 1 trilyon 28 milyarlık harcamanın tarafınızdan özellikle çok sağlıklı bir şekilde izlenmesi ve kontrol edilmesi önem arz ettiği için soruyorum.
"TCDD KULLANILAN KREDİLERİN, ANAPARA VE FAİZLERİN SİLİNDİĞİNİ GÖRDÜK"
Demir yollarına, depremle ilgili toplanan vergilerden harcamalar olmuş ama sadece Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına buradan harcama olmamış. Aynı zamanda bütçe kanunun 12. maddesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı`na verilen bazı borçlanma yetkileri var. Bu yetkiler de aşağı yukarı 645 milyar TL civarında. Bu çok önemli bir yetki. Buradaki borçlanma yetkisinden TCDD`ye de proje finansmanıyla ilgili borç verilmiş. Fakat 79 sayılı bir kanun geldi önümüze orada gördük ki burada kullanılan kredilerin, anapara ve faizlerin silindiğini gördük. Ama Hazine ve Maliye Bakanlığı bu borçları ödemek zorunda. Kurumlar kullandıkları kredileri geri ödemek zorundalar. Hazine kefaletiyle aktarılan paranın zamanında ödenmesi gerekir. Burada böyle olmamış. Bilançodan anapara ve faizler silinmiş, silinmekle de kalmamış ödenmemiş sermaye sayılmış. Bu aynı zamanda bir özelleştirmeye de hazırlık gibi tarafımızdan görünüyor.
Makro finansal istikrarın sağlanması enflasyonla mücadele edilmesi ve enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi sizin ifadenizde geçiyor. Baktığımız zaman enflasyonla yeterince mücadele edilmediğini görüyoruz. Daha dün akşam akaryakıta çok önemli bir zam geldi, gelmeye de devam edecek. Maliyet enflasyonu tetiklenecek, enflasyonla mücadele konusunda sıkıntı yaşayacağımız önümüzdeki dönemde de görülüyor. Vergi gelirlerinin yüzde 68,5`i dolaylı vergilerden oluşuyor. Dolaysız vergiler düşük kalmış. Dolaylı vergiler kabul edilebilir bir durum değil. Az kazanandan da çok kazanandan da aynı verginin alınması söz konusu. Dolayısıyla gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da artıracak. Vergi dilimlerinde de çalışanlar açısından haksız bir durum var. Sadece yeniden değerleme oranı kadar artırıyorsunuz. Vergi dilimlerinde de ayarlama yapılması lazım.
"ÜLKEMİZ BİR HİPERENFLASYON YAŞIYOR"
Emeklinin durumu perişan. İkramiyeyi verdiniz, çalışana da verilecek. 23 milyarlık bir rakamdı baştan çalışan emeklilere de verilebilirdi. Sadece Kur Korumalı Mevduatın 2024 Haziran`a kadar buradaki vergi istisnasından ülkeye olan maliyeti zaten 20 milyar, geçen yıl 60 milyardı. Emeklimizin durumu perişan, çiftçimizin durumu perişan, çalışanlar, asgari ücretliler, esnaflar gerçekten büyük bir sıkıntı altında, enflasyon altında eziliyorlar. Ülkemiz bir hiperenflasyon yaşıyor. Reel sektörde de çok büyük krizler var. Reel sektördeki KOBİ`ler özellikle finansmana ulaşamıyor. Faiz oranları yüksek, aynı zamanda tahsis konusunda sıkıntılar var.
İhracatı artırmamız lazım, ihracatla ilgili olarak önümüzdeki dönem içerisinde Avrupa Birliği`nde başta Almanya`da olmak üzere bir sürü AB ülkesinde resesyon var. Resesyonla boğuşacağız. İhracat gelirlerindeki hedefimizin de önümüzdeki dönemde buradan tutmayacağını size özellikle ifade edelim. Zor ve sıkıntılı bir dönem bizi bekliyor. Vatandaşımızın omuzunda çok büyük yük var. Bu yükün kaldırılması için önümüzdeki dönemde işsizlik artacak, fiyatların genel seviyesi yükselecek, kur yükseliyor, faiz yükseliyor ve refah kaybı oluyor. Bunların önüne geçilmesi ve önlemlerin alınması gerekir. Bu bütçe sermayenin, yandaşın yanında, emeklinin, çiftçinin, esnafın, çalışanın, öğretmenin, polisin, mavi yakalının, beyaz yakalının yanında bir bütçe değil. Enflasyon altında ezilmiş bir halk kitlesiyle karşı karşıyayız."