11 Mayıs 2024 Cumartesi


14:44   MEZİTLİ BELEDİYE BAŞKANI AHMET SERKAN TUNCER’DEN ANNELER GÜNÜ MESAJI   14:41   CHP MEZİTLİ İLÇE BAŞKANI YILMAZ, ANNELER GÜNÜ’NÜ KUTLADI   14:37   BAŞKAN YILDIZ, TOROSLAR’IN KADIN ÜRETİCİLERİYLE ANNELER GÜNÜ ETKİNLİĞİNDE BULUŞTU   14:29   CHP`Lİ BÜLBÜL`DEN “ETKİ AJANLIĞI” SUÇU TEPKİSİ: “TEK ADAM REJİMİ MUHALİF SESLERİ SUSTURMAK İSTİYOR”   11:22   SİNOP`TA CEVİZ SATIŞI YAPAN ŞAHİN: "GEÇİNEBİLSEM 75 YAŞINDAKİ KİŞİ BURAYA KADAR GELİP BEKLER Mİ?"   10:42   GAMZE TAŞCIER: "ERDOĞAN İKTİDARI KADINLARI KUŞATAN ŞİDDETLE MÜCADELE ETMEK BİR YANA VAR OLAN POLİTİKALARDAN DA VAZGEÇME NİYETİNDE"   10:39   DİYARBAKIR``DA ``EVLAT NÖBETİ`` TUTAN ANNELER, ANNELER GÜNÜ`NE BURUK GİRİYOR   10:27   VAHAP SEÇER`DEN ANNELER GÜNÜ MESAJI   10:22   RESMİ GAZETE`DE YAYIMLANAN CUMHURBAŞKANI KARARIYLA, 7 BİN YABANCI HASTAYA ÜCRETSİZ SAĞLIK HİZMETİ VERİLECEK   09:58   MERSİN BÜYÜKŞEHİR`DEN ‘ENGELLİLER HAFTASI` KAPSAMINDA SEMİNER   09:33   İZMİRLİ ÇİÇEKÇİLERİN UMUDU, ANNELER GÜNÜ... İZMİR ÇİÇEKÇİLER ODASI BAŞKANI KAZIM KIŞ: "EKONOMİK KOŞULLAR BİZLERİ ÇOK YORUYOR”   05:38   EĞİTİM SENDİKALARI OKUL MÜDÜRÜNÜN ÖLDÜRÜLMESİNİ PROTESTO ETTİ   02:15   HAMDİ GÜLEÇ, KAMU İHALE KURUMU BAŞKANLIĞI`NA YENİDEN ATANDI   01:02   9. YARGI PAKETİ TASLAĞINA ANKA HABER AJANSI ULAŞTI: TEKERRÜR HALİNDE İŞLENEN SUÇLAR İÇİN DE KOŞULLU SALIVERME GELİYOR   23:06   ERDOĞAN`DAN ÖĞRETMENLERE ŞİDDET AÇIKLAMASI: “KAPSAMLI BİR DÜZENLEMEYİ SÜRATLE HAYATA GEÇİRECEĞİZ”   16:04   TARSUS’TA “DÜNYA SAĞLIK İÇİN HAREKET ET”GÜNÜ RENKLİ AKTİVİTELERLE KUTLANDI   15:56   MERSİN BAROSU BAŞKANI ÖZDEMİR, KENDİSİNE HAKARET EDEN HÂKİM HAKKINDA HSK’YA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU   15:46   BİRLİK SAĞLIK SEN İZMİR ŞUBE BAŞKANI BERNA BORAN: “3 HEMŞİRENİN YAPACAĞI İŞİ 1 HEMŞİRE YAPMAKTADIR”   14:25   ÖZGÜR ÖZEL KÜTAHYA`DA KONUŞTU   14:11   TÜRKİYE’NİN BİRÇOK NOKTASINDA ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKTI  
 
     
 
 
image

Okunma : 614  Tarih : 2.07.2019  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan  Kara.

İNSAN YAKANLARI UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM

  Aşağıdaki yazıyı, 07.07.2011 tarihinde yazmıştım. Yarın, “O günden bu yana değişen bir şey var mı?” sorusunun yanıtını siz verin artık.
  2 Temmuz 1993 günü Sivas-Madımak Oteli'nde yapılan katliamın üzerinden 18 yıl, anma yıl dönümünün üzerinden 5 gün geçmesine karşın bu konudaki yazımı özellikle bugün yazıyorum.
  SİVAS'TA NARA YAKILAN" canların acısı yüreğimizde o günkü kadar sıcak ve anılarına olan saygımız, her gün biraz daha büyüyerek sürüyor.
  UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ.
  Katliamın yıl dönümündeki anma etkinliklerine izin verilmemesi nedeniyle, herhangi bir kurum veya yetkiliden konu ile ilgili bir açıklama yapılmasını 5 gün boyunca bekledim.
  "Sizin babanız yakıldı mı?" diye soran, babası yakılmış bir evladın feryadına kulak verecek ve yanlıştan dönülmesini sağlayacak yetkili bir insan, bir baba aradım. Anma etkinlikleri üzerindeki yasaklamayı kaldıracak makamlarda bulunanların çocuklarının, eşlerinin, çevrelerindeki insanlardan hiç değilse bir kaçının tepki koymasını bekledim.
  Ortadoğu ülkelerinde peş peşe gelen halk hareketleri nedeniyle o ülkelerin yöneticilerine her fırsatta akıl veren yöneticilerimizin bu konuda en kısa zamanda doyurucu ve özür dolu bir açıklama yapmasını boşuna beklemişim.
  Meğer söylemekle yapmak farklı şeylermiş. Meğer yakmak serbest anmak yasakmış. Eminim ki; anma etkinliklerini önlemek için gösterilen önlemlerin onda biri yakma girişiminden önce gösterilseydi öylesine utanç verici bir olay yaşanmazdı.
  Orda yakılan insanlar, anma etkinliklerine izin verilmemesiyle ve kendilerini yakan insanlarla aynı yerde adlarının bulunmasıyla her gün yanmaktadırlar her halde.
  Madımak Oteli'nde yaşanan olaylar tam anlamıyla vahşettir, insanlık dışıdır, ahlak dışıdır, mantık dışıdır. Aklı başında olan veya aklının başında olduğuna inanan herkes tarafından da kınanmalıdır. Olay ne kadar korkunçsa olayı kınamamak, kınamak isteyenlere izin vermemek, engellemeye çalışmak da o kadar korkunçtur çünkü.
  Din tüccarları tarafından tertiplenen bu olayın toplumsal tepkiyle de demokratik hakla da uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dini kötü emellerine alet etmeye çalışan bir kaç simsarın öncülüğünde yapılan bir olay da değildir.
  Organize bir takım kişiler tarafından tertiplenen bu olayın; haksızlığa baş kaldırmanın sembolü olan Pir Sultan Abdal'ın, gönül gözüyle gerçekleri görebilmenin en büyük örneklerinden olan Aşık Veysel'in ve onlarca aydının ilinde yapılması daha da ilginçtir.
  Neymiş halk dini ve toplumsal değerlerine sahip çıkmış. Hadi canım sen de. İnsan olan insan yakar mı?
  Çocukluk yıllarımda, yakın köyümüzde bir adam tarla anlaşmazlığı üzerinden öldürülünce babam bizlere, "İnsana canı verenin de o canı alanın da Allah olduğunu, insan öldürmenin Allah'a karşı gelmenin bir türü olduğunu" anlayabileceğimiz bir dille anlatmıştı.
  Her katliamdan sonra o sözleri anımsarım. Yaşama hakkına saygıyı öğretmenin ailede başladığını da.
  "Bir Delinin Hatıra Defteri" adlı oyunda; bir adam çöplerden topladığı ekmek artıklarını yerken başka bir adam gelip payına ortak olmaya kalkınca onun kafasını ısırmaya kalkıyor ve bunu gözlemleyen deli kendi kendine "Adam adamı yer mi demeyin, aç kalınca yer" diyor.
  Belki adam adamı aç kalınca yer ama insan olan insan yakmaz. İnsan olduğuna inanan bir takım insan kılıklı zavallının orman yaktığını ve can yaktığını biliyoruz ancak insan yakanını ilk kez Madımak Oteli'nde gördük.
  Utanıyorum. İnsan yakanlarla aynı fizyolojik özelliklerde olduğum için utanıyorum.
  İnsan yakanlarla yakılan insanların adlarının aynı statüde gösterilmesinden utanıyorum.
  İnsan yakmanın serbest yanan insanları anmanın yasak olduğu izlenimini veren uygulamalardan utanıyorum.
  Bir insan, bir eğitimci, bir baba, bir vatandaş olarak, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarının kurduğu bir ülkede, Pir Sultan Abdal'ın ve Aşık Veysel'in yetiştiği şehirde 21. yüzyılda insan yakılmasından utanıyorum.
  En çok da bize bu vahşeti yaşatan insanlık dışı, insan kılıklı zavallı yaratıklarla aynı ülkede, aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum.
  2 Temmuz 1993 yazdığım bir şiirin bir dörtlüğünde "Ağzı salyalı baktılar/Yobaz bir çakmak çaktılar/Aydınlarımı yaktılar/Pir Sultan'ımın şehrinde" diye yazmıştım.
  Pir Sultan Abdal'ın haksızlığa isyan ateşi yaktığı bir şehirde, her yönüyle karanlık yaratıklar tarafından bedenleri yakılan canları unutmadım, unutamadım, unutturmamak için elimden ne geliyorsa yapmayı sürdüreceğim.
  Aldığımız her nefeste hissettiğimiz o canların bedenleri yanarken içimiz yandı, yanıyor yanacak da.
  Kendilerinden önce giden aydınlık fikirli herkese bizlerden selam götürdüğüne inandığım o canları unutmayalım, unutturmayalım.

  Vatan şairi Nazım Hikmet'e de selamımızı götürdüğüne inandığın canlarımıza Nazım Hikmet'in kaleminden "Ben yanmasam/Sen yanmasan/Biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?" diyelim ama onları her zaman, her koşulda olduğu gibi unutmadığımız gibi unutmayalım, unutturmayalım.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 








 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA