21 Mayıs 2025 Çarşamba


12:06   CHP`LI HALıCı, SAVUNMA SANAYISINDE ÇALıŞAN IKI MÜHENDISIN ÖLÜMÜNÜ MECLIS GÜNDEMINE TAŞıDı   11:02   EKREM İMAMOĞLU: "NEREDE OLURSAK OLALıM DAYANıŞMAYı BÜYÜTECEĞIZ"   10:44   ÖZGÜR ÖZEL`DEN ÇERKES SÜRGÜNÜ PAYLAŞıMı: "BU BÜYÜK ACıNıN IZLERINI HALA YÜREĞINDE TAŞıYAN TÜM ÇERKES VATANDAŞLARıMıZıN DERIN KEDERINI PAYLAŞıYORUM"   10:54   ERHAN ADEM: “HAL DENETIM YETKISININ DEVRI DOĞRUDAN BIR GASP, AÇıK BIR DEMOKRASI VE EKONOMI DARBESIDIR”   10:50   CHP`LI GÜRER: “CUMHURBAŞKANLıĞı SISTEMI ÜLKEMIZIN HAYRıNA OLMADı, PARLAMENTER SISTEME GERI DÖNÜLMELIDIR”   10:50   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... CHP İSTANBUL İL BAŞKANı ÖZGÜR ÇELIK: DIKIŞ TUTMUYOR, TUTMAYACAK; KENDILERI DE BILIYORLAR   10:47   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... ENSAR AYTEKIN: "AMAÇ BELEDIYELERI HUKUKEN DE FIILEN DE ÇALıŞAMAZ HALE GETIRMEKTIR"   10:30   TBMM BAŞKANVEKILI KARACA`DAN NUMAN KURTULMUŞ`A TEPKI: "BU YALNıZCA BANA YÖNELIK BIR DıŞLAMA DEĞIL, ANAYASAL DÜZENIN TASFIYESIDIR"   10:07   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI ILE HAVADA, KARADA VE DENIZDE 19 MAYıS COŞKUSU YAŞANDı   10:05   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... GÖKHAN GÜNAYDıN: "TÜRKIYE`DE BIN 400 BELEDIYE VARKEN İBB ILE YATıP İBB ILE KALKıLMASıNıN NEDENINI BILIYORUZ"   09:51   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... GÖKAN ZEYBEK: "BELLI KI DÜN İZMIR MITINGIMIZ IKTIDARı ÇOK RAHATSıZ ETMIŞ"   09:46   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI, HALKKENT MERCEK`TE "ÇOCUK OYUN ODASı"Nı HIZMETE SUNDU   09:35   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... BURHANETTIN BULUT: "SANDıKTA KAYBEDECEĞINI BILENLER, HUKUKU SIYASETIN APARATı HALINE GETIRIP ALGı PEŞINDE KOŞUYOR"   09:35   TKP GENEL SEKRETERI OKUYAN: "GELIN ŞU HOLDING, TARIKAT DÜZENINDEN BIRLIKTE KURTULALıM. BURADAN TOPLUMA BIR FAYDA YOK"   09:24   BTP GENEL BAŞKANı BAŞ: "LOZAN`A `HEZIMET` DIYEN KURTULUŞ SAVAŞı`NA `HEZIMET` DEMEK ISTIYORDUR"   09:15   İBB`YE YÖNELIK 3. DALGA OPERASYONU... ALI MAHIR BAŞARıR: "BU, OLABILECEK BIR ŞEY DEĞIL. MASUMIYET KARINESI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ AYAKLAR ALTıNA ALıNMıŞ"   01:28   ESKIŞEHIR`DE CHP`NIN YÜRÜYÜŞÜNDE KONUŞAN ÜNIVERSITE ÖĞRENCISI: ANNEM YARALARıMı GÖRDÜ AĞLADı   01:15   EKREM İMAMOĞLU: BU ÜLKENIN KADERI YA DEĞIŞECEK YA DEĞIŞECEK   23:59   CHP`NIN İZMIR`DEKI "MILLET İRADESINE SAHIP ÇıKıYOR" MITINGI... AYLIN NAZLıAKA: AYAĞıMıZı GAZ PEDALıNA KOYDUK. SANDıK ÖNÜMÜZE, ADAY YANıMıZA GELENE KADAR AYAĞıMıZı GAZDAN ÇEKMEYECEĞIZ   23:43   DEVA PARTISI`NDEN ISTIFA ETTI “MILLET İRADESINE SAHIP ÇıKıYOR” MITINGINDE CHP ROZETI TAKTı... SEDA KAYA ÖSEN: CHP`YE SAHIP ÇıKMAYı BIR VATAN GÖREVI OLARAK GÖRÜYORUM  
 
     
   

Nükleer enerji-radyasyon ilişkisinde doğru bilinen yanlışlar


Nükleer teknoloji günümüzde elektrik üretiminden gıdaları bakterilerden arındırmaya, pek çok hastalığın tedavisinden yeni petrol ve gaz sahaları bulmaya kadar akla gelebilecek her alanda kullanılıyor.

 

Tarih : 30 Kasım 2020 Pazartesi 15:58   Okunma : 350

Nükleer teknoloji günümüzde elektrik üretiminden gıdaları bakterilerden arındırmaya, pek çok hastalığın tedavisinden yeni petrol ve gaz sahaları bulmaya kadar akla gelebilecek her alanda kullanılıyor.

Sürdürülebilirliği ve güvenli olmasının yanı sıra çevreyi koruma özelliği ile gelişmiş ülkelerin en çok tercih ettiği enerji kaynaklarından biri olan nükleer enerji, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (IAEA) da aralarında olduğu sayısız yetkili kurum tarafından karbonsuz geleceğin inşasında önemli temel taşlarından biri olarak görülüyor.

Çok sayıda iklim bilimci için küresel ısınma ile mücadelede en büyük aktör olarak kabul edilmesine ve insanlığa sayısız fayda sağlamasına rağmen, nükleer enerji ile ilgili kalıplaşmış bazı önyargılar ve efsaneler insanları etkilemeye devam ediyor.

"Efsaneler gerçeklerle uyuşmuyor"

Dünyanın saygın basın kuruluşlarından BBC'de “nükleer santraller radyasyon yayar ve tehlikelidir” şehir efsanesini ayrıntılı bir makalede ele aldı. Çevre muhabiri Justin Rowlatt'ın kaleme aldığı “Nükleer Enerji: Radyasyonun riskleriyle ilgili fazla mı endişeliyiz?” başlıklı makalede, kanıtlanmış gerçeklere karşın nükleer enerji ile ilgili önyargıların çoğunun, hakkında en fazla şehir efsanesi türetilen kaza olan Çernobil kazasına dayandığının altı çizildi. Yazıda bu konudaki şu ifadeler oldukça dikkat çekici:

“İnsanların nükleer santraller konusundaki korkularını anlamak için HBO'nun nefes kesici dizisi Chernobyl'i izlemek yeterli olacaktır. O dizide Çernobil felaketinden kaynaklı ölümlerin sayısına dair tahminlerle karşılaşacaksınız. Bu sayılar hızlı bir şekilde binlere ulaşır. Peki direkt olarak Çernobil'le ilişkilendirebilir kaç ölüm var herhangi bir fikriniz var mı? Sıkı durun, Atomik Radyasyon Birleşmiş Milletler Bilimsel Komitesine (UNSCEAR) göre, maruz kaldıkları radyasyon sonucu yaşamını yitiren santral görevlilerinin ve ilk yardım çalışanlarının sayısı 28'dir.”

Rowlatt, yaşanan bu kaza sonrası uzun yıllar boyunca medyada yer bulan ve bölge sakinlerinin radyasyona maruz kalmaya devam ettiğini savunan haberleri de hatırlattı. Gazeteci, bu iddialara karşılık Birleşmiş Milletlerin yaptığı “Bugüne kadar genel popülasyonun sağlığını etkileyen radyasyona maruz kalmaya atfedilebilecek herhangi bir ikna edici delil bulunmamaktadır” açıklamasını referans gösterdi.

“Radyasyon bizim için hava kadar değerli”

Rowlatt'ın milyonlarca kişiye ulaşan ve oldukça dikkat çeken yazısının temelini oluşturan radyasyon, genellikle insan sağlığını olumsuz etkileyen bir olgu olarak görülse de aslında sanıldığı kadar tehlikeli değil. Hatta bilinenin aksine insan yaşamının “olmazsa olmaz” parçalarından biri.

Illinois Üniversitesi Nükleer Plazma ve Radyoloji Mühendisliği Bölümünde görev yapan Araştırmacı Dr. Mehmet Türkmen de insanlık olarak hepimizin aslında “doğal radyasyonlu” bir ortamda doğduğumuzu hatırlattı. İnsanoğlunun biyolojisinin radyasyonlu ortamda yaşamaya uygun şekilde geliştiğini söyleyen Türkmen, “Biyolojimiz nasıl ki atmosferinde oksijen-azot karışımından oluşmuş, belirli özelliklere sahip bir hava ortamına göre geliştiyse ve bu özelliklere sahip olmayan başka bir ortamda yaşama şansımız yoksa benzer olarak dünyamızın ürettiği doğal radyasyon içerisinde de aynı durumdayız. Doğal radyasyon bizler için hava gibi, su gibi değerli” yorumunu yaptı.

Burada önemli olan nokta ise maruz kalınan radyasyonun seviyesi. Türkmen, “Dünyanın her yerinde doğal radyasyon seviyesi aynı değil. Bazı bölgelerde dünya ortalamasının 100 katı doğal radyasyon seviyesi görülebiliyor. Böylece o bölgelerde yıllarca yaşayan insanlar radyasyonun olumsuz etkilerine karşı daha dirençli olabiliyor” dedi.

“Önemli olan süre ve doz”

Alman Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü Nükleer Mühendislik Bölümünde nükleer kazalar ve radyasyon güvenliği üzerine çalışan Nükleer Enerji Mühendisi Onur Murat da önemli olanın maruz kalma süresi ve doz olduğu görüşünü paylaşan isimlerden. Murat, bu konuda şunları söyledi:

“Radyasyon kelimesi köken olarak Latincedeki yaymak anlamına gelen eylemden türetilmiştir. Günlük hayatta görebildiğimiz güneş ışınları, göremediğimiz infra-red ve ultra-violet dalgalar, radyo dalgaları, kısacası yayılan tüm dalga ve parçacıklar radyasyon olarak tanımlanmaktadır. Bizler günlük yaşantımızda ortalama olarak 1-2 mSv civarında doğal radyasyona maruz kalıyoruz. Bu seviye yaşadığımız yere, yüksekliğe, beslenme alışkanlıklarımıza, ne kadar sık uçak seyahati yaptığımıza ya da geçtiğimiz tıbbi görüntüleme operasyonlarına göre değişiyor. Dünyanın neresinde yaşadığımız da aldığımız doğal radyasyonun dozu açısından önemli. Tüm bunlar göz önüne alındığında insanların yıllık olarak maruz kaldıkları ortalama radyasyon dozu 2 ila 7 mSv arasında gerçekleşiyor. Yapılan ölçümlere göre, nükleer güç santrallerinin çevresinde yaşayan insanların maruz kaldıkları radyasyonun dozu ise yılda ortalama 0,0001 mSv. Bu rakam da doğal radyasyon seviyesinin sadece binde 1'ine karşılık geliyor. Yani santral çevresinde yaşayan insanların sağlıklarını olumsuz etkileyecek dozda bir radyasyona maruz kalmadıkları açık. Tüm yaşamımız boyunca doğal radyasyon ile birlikte yaşadığımız düşünüldüğünde, kendimize sormamız gereken soru, radyasyonun hangi seviyelerde bizim için risk oluşturmaya başladığı olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütünün paylaştığı verilere göre, maruz kalınan doz seviyesi 100 mSv'nin üzerinde olduğunda kanser riski ciddi şekilde artıyor. Tabi bu noktada, bu doza ne kadar kısa bir sürede maruz kalındığı da önem taşıyor.”

Yani “radyasyon eşittir kanser” tezi aslında düşünüldüğü kadar doğru değil. Bu konu BBC makalesinde de şu sözlerle anlatıldı:

“Amerikan Kanser Derneği, sigara içmenin ABD'deki tüm ölümlerin beşte birine neden olduğunu tahmin ediyor ve bununla birlikte kötü beslenme, hareketsizlik, obezite ve alkol gibi şeylerin de kansere neden olabileceğini biliyoruz. Bu faktörlerin modern insan için nükleer kazalarda maruz kalabilecekleri düşük radyasyon seviyelerinin potansiyel etkisinden daha büyük bir risk taşıdığı sonucuna varılabilir.”






Paylaş :
Etiketler :  COVID-19, DEPREM, İZMİR, KORONAVİRÜS, PANDEMİ, MERSİN, İAEA, BBC, UNSCEAR, ÇERNOBİL

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA