19 Temmuz 2025 Cumartesi


19:27   GÜLNAR KıRSALıNDA ULAŞıMıN KALITESI BÜYÜKŞEHIR İLE ARTıYOR   19:22   TOROSLAR’DA PARKLAR DAHA CANLı, YEŞIL ALANLAR DAHA TEMIZ   19:18   TBMM GENEL KURULU’NDA AK PARTILI VARANK ILE CHP’LI BAŞARıR ARASıNDA "AYı" TARTıŞMASı   19:17   BÜYÜKŞEHIR’IN ÜCRETSIZ YÜZME KURSLARıYLA MERSIN’DE YÜZME BILMEYEN KALMAYACAK   22:24   TBMM GENEL KURULU’NDA "LGS" TARTıŞMASı...CHP’LI BAŞARıR: GÖREVDEN ALıNAN BILIŞIM SORUMLUSUNUN 2022’DE ÇOCUĞU DA TÜM SORULARı TAM YAPMıŞ   22:10   KAMU IŞÇILERI, İSTANBUL’DA SES YÜKSELTTI: “İŞÇILERIN BIRLIĞI SERMAYEYI YENECEK”   22:10   EKREM İMAMOĞLU: TERÖRÜN BITMESI ADıNA BAŞLATıLAN SÜREÇ, MILLETLE BIRLIKTE YAPıLMALıDıR   21:45   CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN: MEMURLAR, DOĞUMDAN ITIBAREN ILK ÖĞRETIM ÇAĞıNA BAŞLAYANA KADAR YARı ZAMANLı ÇALıŞABILECEK   20:30   TBB HEYETI, SAVUNMA HAKKı IÇIN AVUKATı TUTUKLU BULUNAN İMAMOĞLU’NUN KARAR DURUŞMASıNA KATıLDı   19:04   ZEYDAN KARALAR: "BEN IYIYIM, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN OLDUĞU GÜNLER ÖZLEMIYLE..."   19:01   TBMM ZIRAI DON KOMISYONU DEĞERLENDIRME TOPLANTıSı... CHP’LI GÜRER: "NISAN AYıNDA YAŞANAN BIR DONA KASıM AYıNDA VERECEĞINIZ DESTEĞIN ARTıSı OLMAZ"   18:57   TBB BAŞKANı SAĞKAN, SILIVRI’DE EKREM İMAMOĞLU VE ZEYDAN KARALAR’ı ZIYARET ETTI   18:50   CHP’LI EMIR : TÜRKIYE’NIN FAILI MEÇHULLERLE ANıLAN BEYAZ TOROSLAR YERINE BARıŞLA, ADALETLE ANıLMASı GEREKIYOR   18:46   CHP’DEN KONGRE KARARı!   16:56   İMRALı HEYETI, ÖZGÜR ÖZEL ILE GÖRÜŞTÜ...   15:39   YENI ÖMERLI MAHALLESI’NDE YOL VE KALDıRıM ÇALıŞMALARı TAMAMLANDı   15:34   MERSIN BAROSU BAŞKANı ÖZDEMIR, İMAMOĞLU DURUŞMASıNA KATıLDı   11:10   BÜYÜKŞEHIR’IN SULAMA BORUSU DESTEĞIYLE ÜRETICI SUSUZ KALMıYOR   11:05   CUMHURBAŞKANLıĞı’NDA KAMU IŞÇILERININ BEKLEDIĞI ZAM GÖRÜŞMESI... TÜRK-İŞ, RESMI OLMAYAN YÜZDE 22’LIK TEKLIFI KABUL ETMEDI   10:25   EMEP GENEL BAŞKANı ASLAN: "TÜRK-İŞ YÖNETIMI, IŞÇININ GREV TALEBINE KULAK VERMEK YERINE, TARIHI ERTELEYEREK HÜKÜMETIN GÖNLÜNÜ HOŞ TUTUYOR"  
 
     
   

SABRİ TEKİR: "CUMHURBAŞKANI`NIN HATAY`DA SARF ETTİĞİ CÜMLELER OLDUKÇA YERSİZ VE TALİHSİZDİR"


Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, "Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ın yerel seçimler arefesinde deprem bölgesinde, Hatay`da sarf ettiği cümleler oldukça yersizdir ve talihsizdir. Bunu ifade etmeyi siyasi sorumluluk gereği olarak görürüm. Sayın Erdoğan`ın bu ifadeleri bir itiraf mıdır, yoksa 31 Mart öncesi bir tehdit midir? Bunu kamu vicdanının takdirine bırakıyoruz. Saadet Partisi olarak, bu yaklaşımı son derece sakıncalı ve yanlış buluyoruz. Afetlere hazırlık sürecinde ve meydana gelen her türlü afet sonrası müdahalelerde siyasi tercihler asla belirleyici olamaz ve olmamalıdır. Umarım bu söz bir zühul eseri olarak söylenmiştir" dedi.

 

Tarih : 7 Şubat 2024 Çarşamba 13:03   Okunma : 164

Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, "Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ın yerel seçimler arefesinde deprem bölgesinde, Hatay`da sarf ettiği cümleler oldukça yersizdir ve talihsizdir. Bunu ifade etmeyi siyasi sorumluluk gereği olarak görürüm. Sayın Erdoğan`ın bu ifadeleri bir itiraf mıdır, yoksa 31 Mart öncesi bir tehdit midir? Bunu kamu vicdanının takdirine bırakıyoruz. Saadet Partisi olarak, bu yaklaşımı son derece sakıncalı ve yanlış buluyoruz. Afetlere hazırlık sürecinde ve meydana gelen her türlü afet sonrası müdahalelerde siyasi tercihler asla belirleyici olamaz ve olmamalıdır. Umarım bu söz bir zühul eseri olarak söylenmiştir" dedi.

Saadet-Gelecek Partisi TBMM Ortak Grup toplantısı yapıldı. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu`nun özel bir programı nedeniyle Genel Başkan Vekili Sabri Tekir konuştu. Tekir, şunları söyledi:

“Bugün 7 Şubat. Geçen yıl 6 Şubat`ta meydana gelen, Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan merkezli, 11 ilimizi etkileyen depremlerin üzerinden tam 1 yıl geçti. Acılarımız hâlâ taze. Yüreğimiz hâlâ yanıyor. Yitirdiğimiz canları hatırlamamak mümkün değildir. Ancak, şehirlerimizdeki yıkımı gördükçe de kalbimiz sızlıyor. Depremde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah`tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Cenâb-ı Hak, ülkemize bir daha böylesi acılar yaşatmasın.

Deprem öncesi hazırlıklarda, deprem sırasındaki ve sonrasındaki müdahalelerde ve afet yönetiminde büyük eksikliklerimiz oldu. Bu nedenle depremi daha acı şekilde yaşadık ve tecrübe ettik. Şehirlerimizi inşa ettik; imar planlarını yaptık; ancak rant daha cazip, daha tatlı geldi ve deprem gerçeğini tamamen göz ardı ettik. Böylece, haksız kazanç ve yeterli düzeyde duyarlı olmayışımızın acı gerçeği ile karşılaşmış olduk. Halbuki, imar bir yerin yaşanabilir hale getirilmesi anlamına geliyordu. Depremin yaşandığı yerlerde ise tam tersi oldu. Yaşanabilecek afetler karşısında, başta ordumuz olmak üzere gerekli ve yeterli insan kaynağımız vardı aslında. Fakat vahim olanı bu imkanları koordine edecek mekanizmalar geliştirilememiş, maalesef gerekli inisiyatif de gösterilememişti. Deprem sonrasında ise, ne yazık ki hâlâ vatandaşlarımız, barınma problemi başta olmak üzere, birçok konuda büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.

"ERDOĞAN`IN YEREL SEÇİMLER AREFESİNDE DEPREM BÖLGESİNDE, HATAY`DA SARF ETTİĞİ CÜMLELER OLDUKÇA YERSİZDİR VE TALİHSİZDİR"

Hiçbir zaman `hiçbir şey yapılmadı` demek bizim şanımıza yakışmaz. Ancak, yaraların sarılabilmesi için yapılacak daha çok işin bulunduğunu herkes bilmesi gerekmektedir. Aslında iktidar da bunu kabul etmelidir. Çünkü, problemin varlığını kabul etmek, çözümün ilk şartıdır. Herkes bilir ki deprem, siyasi parti ayrımı gözetmez. Depremle ilgili tedbirler alınırken de siyasi parti ayrımı gözetilmemelidir. Bu, bütünüyle siyasi sorumsuzluk olur. Yerel yönetimler ve merkezi yönetim el ele vermelidir. Bu doğrudur. Ancak, Bu noktada, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan`ın yerel seçimler arefesinde deprem bölgesinde, Hatay`da sarf ettiği cümleler oldukça yersizdir ve talihsizdir. Bunu ifade etmeyi siyasi sorumluluk gereği olarak görürüm. Sayın Erdoğan`ın bu ifadeleri bir itiraf mıdır, yoksa 31 Mart öncesi bir tehdit midir; bunu kamu vicdanının takdirine bırakıyoruz. Saadet Partisi olarak bu yaklaşımı son derece sakıncalı ve yanlış buluyoruz. Afetlere hazırlık sürecinde ve meydana gelen her türlü afet sonrası müdahalelerde siyasi tercihler asla belirleyici olamaz ve olmamalıdır. Umarım bu söz bir zühul eseri olarak söylenmiştir.

"DAHA İYİ BİR YAŞAM İNSAN OLARAK HAKKIMIZDIR"

Düzce ve Gölcük`te yaşanan 99 depremleri bir milat olmalıydı, ne yazık ki olmadı, olamadı. Van, Elazığ ve İzmir depremleri bir milat olmalıydı, maalesef yine olmadı, olamadı. Deprem nedeniyle getirilen vergilerden sağlanan gelirler, maalesef amacına uygun kullanılamadı. Diyoruz ki, en azından 6 Şubat depremleri ülkemiz için artık gerçekten bir milat olmalıdır. Ülke olarak, topyekun bir zihniyet değişimine ihtiyacımız vardır. Şehirlerimiz betondan nefes alamaz hale gelmiştir. Şehirlerimizi bu hale getiren ilkel, bencil, gayr-i medeni, görgüsüz, sorumsuz ve vahşi anlayış son bulmalıdır. 31 Mart yerel seçimleri, bu anlamda yeni bir dönemin başlangıç tarihi olmalıdır. Rantı değil insanı önceleyen bir yönetim her zaman mümkündür. İnsanımız bunu hak etmektedir. Tıpkı, gelişmiş medeni ülkelerde olduğu gibi. Nedeni ne olursa olsun, hak ettiğimiz yaşam bu değildir. Hak ettiğimiz şehirler de bu değildir. Daha iyi bir yaşam insan olarak hakkımızdır. Daha iyi bir afet yönetimi de hakkımızdır. Tekrar ediyoruz.

Son yıllarda iktidarın yönetim tarzını yansıtan bir deyim, moda haline geldi, `Görevden affını istemek.` İstifa mı edildi, görevden mi alındı; o bile belli değil. Öylesine bir muğlaklık, ikisi ortasında duran öylesine bir ifade. İstifa ettiyse, neden etti? Görevden alındıysa, neden alındı? Cevabını bulabilene aşk olsun... Yaşadığımız bunca hayat pahalılığının sorumlusu kimdir? Şimdiye kadar hiç yaşamadığımız kira fiyatlarının asgari ücretle yarışır hale gelmesinin sorumlusu, sorumluları kimlerdir? Milyonlarca insanımızı açlık sınırına, emeklilerimizi ise açlık sınırının da altında bir ücrete mahkum eden veya edenler kimlerdir? Onlarca, yüzlerce soru var cevap bekleyen. Aslına bakılırsa cevabı herkes biliyor. Cevap öylesine açık ki, iktidar milletvekilleri dahil, hepimiz biliyoruz. Ülkemizde 22 yıldır tek başına iktidarda bulunan bir siyasi parti var. Son 7-8 yıldır da ülkemizi tek başına yöneten bir irade var. Bu iki siyasi iradeyi bilmeyen var mı? Yok. 

"LİMANLARIMIZDAN İSRAİL`E HALA HER GÜN GEMİLER GİDİP GELİYOR"

Dün Miraç gecesinde hep birlikte ellerimizi açıp zalimlere lanet ettik. Mazlum Filistin halkı için Cenâb-ı Hak`tan yardım diledik. Peki, limanlarımızdan hâlâ gidip gelen gemiler için söyleyecek sözümüz de mi yok? 7 Ekim`den bu yana, tüm dünyanın gözü önünde; 27 binden fazla kardeşimiz şehit edildi, bunların en az 12 bini daha çocuk yaşlarda. 100 bine yakın kardeşimiz de İsrail`in saldırılarında yaralandı. Günde ortalama 10 çocuğun bacağı kesiliyor. Böyle bir vahşet düşünebiliyor musunuz? On binlerce ev tarumar edildi. Binlerce kayıp var. 1 milyondan fazla insan suya ve gıdaya erişemiyor. Bu şartlar altında limanlarımızdan her gün gemiler İsrail`e hâlâ gidip gelmeye devam ediyor. 

Durumumuz işte budur. Saadet-Gelecek Grubu olarak bizler, hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Zalime zalim diyeceğiz; işgalciye işgalci diyeceğiz; caniye cani demeye devam edeceğiz. Biz mazlumların yanında saf tutmaya devam edeceğiz. Biz Gazze`nin yanında olmaya devam edeceğiz. Hem sözlerimizle, hem eylemlerimizle. Herkes susabilir, biz susmayacağız. Bizler, insanımızın problemlerine odaklanmaya, çözüm yollarını göstermeye devam edeceğiz. "






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA