CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, gözaltına alınan ve tutuklanan belediye başkanlarına ilişkin konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Neden burada olduğumuzu bir anlayalım. 19 Mart'ta bu milletin geleceğine bir darbe yaptılar. Hiç şüphe yok ki darbeler iktidara yapılır bunlar da iktidara yaptı. Yerelde iktidar olanlar ve gelecek seçimden sonra iktidar olacaklara. Geleceğin cumhurbaşkanına, adayımıza darbe yaptılar. Gelecekte bu ülkeyi yönetecek Cumhuriyet Halk Partisi'ne darbe yaptılar. Sandığın gücüne, demokratik siyasete karşı savaş açtılar. Milletin desteğini alamadıkları devleti milletin karşısına diktiler. Milletin rızası olmadan baskıyla ayakta durabileceklerini ve bu baskıyla iktidarlarını koruyabileceklerini iddia ediyorlar. Biz de buna karşı meydan meydan direnerek, bu darbeye karşı önce Saraçhane'de başlayan sonra her haftasonu bir Anadolu iline yayılan büyük destek gören bir mücadeleyi sürdürüyoruz.
"İtibarsızlaştırarak, kötü muameleyle gözaltına aldılar"
Daha bunun utancı sürerken 5 Temmuz günü yeni bir utancı yaşattılar. Bu sefer üç belediye başkanımızı şafak operasyonları ile gözaltına aldılar. Zeydan Karalar'ın evine gittiler, Zeydan Başkan yok. Gebze'ye ablasına gitti. Adresi Zeydan Başkanın eşinden aldılar, telefonu Zeydan Başkana açtılar. Gebze'den gözaltına aldılar. Kaçacak olsa adresi söylemez ama yine de bir telefonla ifadeye gitmesi gerekenleri bu milletin anla şanla seçtiklerini, güvenip bu şehrin emini sensin dediklerini itibarsızlaştırarak, koluna polis sokarak, kötü muameleyle gözaltına aldılar. Zeydan Karalar'a Adanalılar 'Adana gibi başkan' diyor. Adana'da her partiden insan Zeydan Karalar'a her seçimde daha yüksek oy veriyor. Anket yaptırıyorsun, rekorlar kırıyor.
"O gece taziye almak yerine o Abdurrahman başka enkazların başındaydı"
Abdurrahman Tutdere, bu grupla birlikte bizimle birlikte milletvekili seçildi. Her bir dakika söz aldığında Adıyaman'ın sorunlarını anlatır. Deprem yaşandı, 45-50 gün deprem bölgesindeydim. 3-4 günde bir Adıyaman'a gittiğimde Abdurrahman Tutdere'yi enkaz başında olmak dışında bir yerde hiç görmedim. Bir gün arkadaşları aradı, ben de Adıyaman'a 120 km uzaklıkta bir beldedeyim. Abdurrahman'ın ağabeyi, ablası, eniştesi ve beş yaşında yeğeni enkazdan çıkıyor. Gittiğimde üçüncü cenazeye erişiliyordu. Bir battaniyede sarıp verdiler. Eliyle arabaya koydu. Köylerine gittik, buz gibi bir havada elleriyle gömdü. Bu gruptan dağ gibi üç arkadaşı kar altında ağlamaktan buz tutmuştu. Koluna girip eve götüreceğiz dedik, 'olur mu abi' dedi. Yan taraftaki enkazın başına geçti, milletle beklemeye başladı. O gece taziye almak yerine o Abdurrahman başka enkazların başındaydı. Sonra seçim geldi Adıyaman'a aday gösterdik. Adıyaman'ı kazanacağımız da tek bir milletvekilini adaylaştırmak da aklımın ucundan geçmez. Gidenler geldiler, bazı yerde anket diyorlar baktım il raporuna Adıyaman'da ankete gerek yok' deyince seçim kazanma ihtimali yok sandım. 'Adıyaman kararını vermiş, Abdurrahman Tutdere'yi şimdiden seçmiş' yazmış parti müfettişi. 'Başka bir ihtimal yoktur, ikna edilip aday yapılmalıdır'. Çağırdım konuştum. 'Yok güzel adaylarımız olur' dedi. Abdurrahman halk karar verdi' diyorlar dedim.
"Tut ki depremzedenin boğazından geçen parayı ödetirmişler"
Adıyaman’da Türkçe bilmeyen analar Abdurrahman'ı görünce elini gözlerine sürüyorlardı. O analar istiyor diye bütün Adıyaman istiyor diye aday yaptık, rekor kırdı. Bütün Türkiye o gece şaştı. Şimdi o Abdurrahman'ı alıp içeri koymuşlar o Aziz İhsan Aktaş denilen herkesi suçlayan palavracı tutmuş diyor ki eskiden Adıyaman Belediyesi AKP'deyken çalışıyordu. Abdurrahman anlaşma yapmamış. AK Parti'den gelen parayı alacağım, gittim Abdurrahman'a, ispatlayamıyor, beni filancaya yolladı. O da 24 bin lira rüşvet istediler, bir asgari ücret. Abdurrahman Tutdere burada bu sıralarda oturuyor olsa bir aylık maaşı istenen paranın 7 katı. Burayı bıraktı gitti. Güya o parayla bir lokantanın hesabı kapatılmış. Depremzedelerin, konteynerde kalanların yemek kalmayınca gösterilen lokantalardan biri muhakkak. Tut ki depremzedenin boğazından geçen parayı ödetirmişler bundan almışlar, tutuklamak istiyorlar.
"AK Parti'nin CHP'yi geçtiği tek yüzde bu"
Abdurrahman bir ihale vermemiş, kendinden önceki AK Partili vermiş ama bakın bu Aziz İhsan Aktaş Yargıtay'dan Meclis'e, Devlet Hava Meydanları'ndan THY'ye, Pamukkale Üniversitesine farklı illerde 20'ye yakın kamu hastanesine halihazırda Trabzon, Kocaeli, Kahramanmaraş, Ordu'nun AK Partili Büyükşehir Belediyelerine, İstanbul'da ilçeler, Şanlıurfa, Elazığ, Hatay... Daha önceki dönemde Balıkesir, Şanlıurfa, Afyon, Kilis, Yozgat, Uşak onlardayken Adana Seyhan onlardayken Aziz İhsan Aktaş onlarla çalışmış. Seyhan Belediyesi onlardayken çalışmış, Zeydan Karalar'a geçmiş bir ödeme almış o ödemeyi alırken 11 yıl önce filancaya yolladı diye. Sonra yıllarca yok, Adana'yı kazanıyor, yok. Zeydan Karalar gözaltında. Aziz İhsan Aktaş'ın aldığı toplam ihale 388 ihale, bunun 300'ü kamu ve AKP'li belediyelerden. CHP'li belediyeden 88 tane yani yüzde 23'ü. Bu ihalelerdeki tüm belediye başkanlarım ya tutuklu ya gözaltında. Aziz İhsan Aktaş'tan A8 makam aracı alanlar var. Bunların bir tanesi içeride değil. AKP'nin, MHP'nin vicdan sahibi seçmenlerine sesleniyorum; hak mı reva mı bu? Bir suç varsa suçtan delili, delilden şüpheliyi bulur cezalandırırsın. Ama CHP'li belediyelerde bir şey bulmak üzere yapılan soruşturmanın sonucu bu. Tayyip Bey'e de bu rakamları göstereyim. AK Parti'nin CHP'yi geçtiği tek yüzde bu."
"Eserinle övünebilirsin AKP, bu senin eserin"
"Bir haftalık Türkiye" fotoğrafı gösteren Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu bir haftada halkın rekor oylarla seçtiği belediye başkanları gözaltına alındı. Rejimin bir bağımsız yargı olduğuna ikna etme derdi kalmadı. AK Parti'yi yenme suçu diye bir suç var. Tweet atan gazeteci Timur Soykan'ı gözaltına aldılar. Ona ve bütün gazetecilere bundan sonra öyle tweet atarken iki kere düşüneceksin' dediler. Ayşe Barım duruyor, Türkiye'nin bütün ödüllü sanatçıları dün menajerlerinin yanındaydılar. Ayşe Barım 'buraya neden geldim anlamıyorum' diyordu bundan 3-4 ay önce. Türkiye'nin ödüllü bütün oyuncularını ağlayarak geri döndürdüler. Yoksullukta Avrupa'da birinci sıradayız, gıda enflasyonunda dünyada birinci sıradayız. Hukukun üstünlüğünde dünyada 117'nci sıradayız. İşte size bir haftalık Türkiye fotoğrafı. Eserinle övünebilirsin AKP, bu senin eserin."