DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugünkü grup toplantısında, 'SDG/YPG’ye de İmralı'dan bir çağrı gelmesi gerekir' dedi. Doğrudan böyle bir çağrı olmalı mı? Komisyonun, İmralı'ya gitmesi konusunda bir açıklama yaptı. Bunun zamanlaması veya şekliyle ilgili öneriniz olacak mı?" sorusuna Hatimoğulları, şöyle yanıtladı:
"Sayın Bahçeli'nin bugün grupta yaptığı komisyonla ilgili konuşma gerçekten çok önemli bir konuşmaydı. Geçen senenin 1 Ekim'inde bu süreci başlatan bir yaklaşıma denk düşen, uygun düşen bir konuşmaydı. Sayın Bahçeli'nin, 'İmralı'ya komisyonun gidebileceği, bunun önünde bir engel olmadığını ve Türkiye toplumu adına istediği soruları sorabileceğini ve isterse çıkıp bunu kamuoyuyla paylaşabileceğini', bu anlama gelen bir şekilde özetledi. Biz tamamen bu görüşe katılıyoruz. Komisyon mutlaka İmralı'ya gitmelidir. Baş muhatap olarak Sayın Öcalan’la bu görüşmenin gerçekleşmesi, bir eşiğin aşılması bakımından önemli olacaktır.
SDG ile ilgili çağrı konusunda elbette onu biz bilemeyiz. Komisyon gitsin, kendisiyle görüşsün. Bu konuda görüşlerini alsın. Ama şunu belirtmeliyim: Bugün sizler de takip etmişsinizdir, Şam yönetimi ve SDG bugün bir araya gelmiş ve görüşmelerini sürdürüyorlar. Suriye için demokratik müzakere ve demokratik entegrasyon sürecini bizler sürekli destekledik. Şimdi de desteklediğimizin altını çizmek isteriz."
"Bizler bugün ya da yarın AİHM’in kararlarının yerine getirilmesini bekliyoruz"
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AHM'nin üçüncü hak ihlali kararının 8 Ekim'de itiraz süresinin dolmasına ilişkin bir soru üzerine Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Sayın Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani Kumpas davasından şu an tutuklu bulunan bütün arkadaşlarımızın zaten AİHM’in verdiği ilk karar göze alınarak bırakılmaları gerekiyordu. AİHM Büyük Daire üçüncü kez kararını açıklıyor ve Türkiye’ye verilen süre yarın doluyor. Bizler bugün ya da yarın gerçekten AİHM’in kararlarının yerine getirilmesini ve toplumun vicdanının rahatlamasını bekliyoruz. Ümit ediyoruz ki arkadaşlarımız saatler içerisinde bırakılsın diye canı yürekten talep ediyoruz, istiyoruz. Bu sadece bizim basitçe bir isteğimiz değil. Ortada AİHM Büyük Daire’nin çok önemli bir kararı var ve bu toplumun vicdanını yaralayan, haksız, hukuksuz bir yargılama var.
"Bu sürecin kolaylaştırıcı adımlarından ve iyi niyet adımlarından biri olarak görüyoruz bunu"
AİHM kararının hayata geçirilerek Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer tutuklu arkadaşların bırakılmasının şöyle bir anlamı olacaktır: Bu sürecin kolaylaştırıcı adımlarından ve iyi niyet adımlarından biri olarak görüyoruz bunu. Bu bakımdan da önemli bir adımdır ve atılmalıdır. Elbette bu adımlar çoğalmalı. AİHM kararı başka konularda da var. Osman Kavalalar için var. AİHM kararına bağlı olarak atılması gereken önemli adımlar var.
Sadece bu değil, bizim açımızdan bu süreçte atılması gereken en somut adım elbette ki biraz önce konuşmamızda da ifade ettiğimiz sürece ilişkin yasal ve hukuki sürecin ve yasa yapım sürecinin başlamasıdır. Elbette AİHM kararının hayata geçmesi, bütün Türkiye halklarına ve bizlere çok güzel bir armağan olacaktır. Ümit ediyoruz ki arkadaşlar saatler içerisinde bırakılır. Bütün umudumuz ve temennimiz budur."