CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel konuşmasında şunları söyledi:
"Geçen haftayı yoğun bir mesaiyle geçirdik. Öncesinde Sosyalist Enternasyonel'de Madrid'de çalıştık ardından Brüksel'de mitingimizi yaptık. Geldik Sarıyer'de 62. eylemimizi gerçekleştirdik ardından Hollanda'da Avrupa Birliği'ni oluşturan ülkelerdeki sol sosyal demokrat partilerin çatı örgütünün kongresine katıldık. Türkiye'yle Dayanışma oturumuna katıldık. Hem de Avrupa'nın önemli liderleriyle başbaşa görüşmeler gerçekleştirdik. Ardından ülkemize döndük. Dün MYK toplantımızı yaptık, Pazar günü hem memleketim Manisa'nın ardından bir büyük mücadeleyi hep birlikte verdiğimiz İstanbul örgütümüzün il kongrelerini gerçekleştirdik. Bugün Anadolu'da son il kongremiz sembolik olarak Kastamonu'yu Anadolu'daki gidemediğimiz bütün il kongreleri için ziyaret edeceğiz. Ardından yarın İstanbul'da bir yeni mitingimizi gerçekleştirecek ardından da bir günlük bir yurtdışı temasına gideceğiz haftasonu da mitingimizle yeni bir adımı atacağız.
"Yurtdışı temaslarından birileri rahatsız oluyorlar bundan büyük keyif alıyorum"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin yurtdışı temaslarından birileri rahatsız oluyorlar bundan büyük keyif alıyorum. Birileri tedirgin oluyorlar bunu ben de görüyorum çünkü hem Avrupa hem dünya Türkiye'nin Recep Tayyip Erdoğan'dan, AKP'den ibaret olmadığını; Türkiye'nin çağdaş medeniyetleri yakalama ve geçme vasiyetini aldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda Türkiye'yi yürütecek, dünyanın ayrılmaz bir parçası yapacak, gençleri için yasaksız Türkiye'yi, vizesiz Avrupa'yı inşa edecek iktidarın yaklaşmakta olduğunu bütün dünya görüyor ve CHP bu yolda ilerliyor. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çekemeyenlerin, karnı ağrıyanların, iktidarlarından önce gidip ABD'de, Avrupa'da başkanlarla görüştüklerini, o temaslardan kendi iktidarlarını müjdelediklerini unutmayalım. Bütün dünya Türkiye'nin birden büyük olduğunu ve bir tek adama teslim edilemeyeceğini, CHP'nin demokrasi mücadelesini görüyor.
"Bahçeli katılım üzerinden bir meşruiyet tartışması açmaya çalıştı"
Haftasonu KKTC'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Kardeş partimiz Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin lideri Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı olarak seçildi. CHP olarak kendisini bir kez daha yürekten kutluyoruz. Kıbrıs'ta kazanan Kıbrıs'ın halkı oldu, demokrasisi oldu. Öyle birtakım manipülasyonlara kimse bakmasın oy kullanma oranı yüzde 65 oldu. Bu oran bundan önceki iki seçimdeki katılım oranlarının üstündedir. Katılım oranları üzerinden bir tartışma yaratmaya çalışanlar seçim sonuçlarına bakarlarsa bugün kaybettiğine üzüldükleri adayın daha düşük katılım oranlarıyla seçildiğini görürler. Kıbrıs seçimlerinde CHP doğru bir yerde durdu ama Cumhur İttifakı iki büyük yanlış yaptı. Cumhur İttifakı'nın iki bileşeni AKP ve MHP Kıbrıs seçimlerinde Kıbrıs'a gittiler, kamp kurdular, otellerde temas noktaları açtılar. Türkiye'den popçular, topçular götürdüler, kendileri gittiler. Her türlü şeyi göze aldılar ve Kuzey Kıbrıs'ın seçimlerine müdahil oldular.
Ardından seçim akşamı Sayın Erdoğan seçim sonuçlarını kutlayan ve bundan sonra ilişkilerini seçilmiş Cumhurbaşkanı ile sürdüreceğini gösteren bir açıklama yaptı. Bu olması gerekendir. Ancak Sayın Bahçeli önce katılım üzerinden bir meşruiyet tartışması açmaya çalıştı. Bugün de maalesef Kıbrıs'a plaka numarası vermeye, Kıbrıs seçimlerini tanımamaya gayret gösteriyor. Bu fevkalade yanlıştır. Dünyaya 'Kuzey Kıbrıs'ı tanıyın' diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız. Oranın iradesine saygı duyacaksınız. Kendisini 'vatansever', herkesi 'vatan haini', kendisini ülkenin birliğinine, bütünlüğüne bağlı, herkesi 'bölücü' gören zihniyetin geçmişte Türkiye'de kime ne dediğinin bugün ne noktada durduğunu Türkiye görüyor. CHP, geçmişte de bölünmez bütünlükten yanaydı, terörün karşısındaydı ama hak ihlallerinin de karşısındaydı. Bugün de aynı çizgisinde devam ediyor.
"Vakti gelmiş bir değişimin önünde hiçkimse duramaz"
1974'te Kıbrıs'ta mezalim bitsin diye Barış Harekatı yapılırken ne kadar kararlıysak bugün Kıbrıs halkının kendi kararlarını vermeye, kendi yöneticilerini seçmeye duyduğumuz saygıda da o kadar kararlıyız. Kimse Kıbrıs'ı Türkiye'nin arka bahçesi olarak görmesin. AKP'nin genel sekreterlik makamında bulunan kişi Kıbrıs seçimleri için 'gördünüz mü CHP ne yapıyor' diyor. CHP ne yapıyor? CHP ne baştan karıştı ne sonunda olmadık bir şey söyledi. Kıbrıs'taki yenilgiyi kendi malubiyeti, CHP'nin galibiyeti olarak görüyor. Biz eğer bir galibiyet alacaksak önümüzdeki seçimlerde Türkiye'de alacağız. Öyle Kıbrıs'a plaka verirseniz siz Kıbrıs'ı vilayet görürsünüz. O zaman seçilmiş Cumhurbaşkanına vali muamelesi yaparsınız. Burada yavru vatan diye kimseye analık babalık taslayacak halimiz yok. KKTC bağımsız bir devlettir. CHP'nin kardeşi gibi sevdiği bağımsız bir Türk devletidir. Kıbrıs seçimlerinden kendimize bir galibiyet değil kendi kendileri mağlup edenlerin kompleksleri bir yana dursun Kıbrıs seçiminden alınması gereken ders; vakti gelmiş bir değişimin önünde kimse duramaz. Türkiye'de de kimse duramayacak."