Okunma : 354
Tarih : 8.10.2025
E-Mail : mehmed.ok33@gmail.com
Mehmet OK
Meclis Müzakere Yeri mi, Tribün mü?
Demokrasinin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), halkın temsilcileri aracılığıyla iradesini yansıttığı, yasaların yapıldığı, denetlemenin gerçekleştiği ve kamuoyunun bilgilendirildiği bir kurumdur. Ancak son yıllarda, özellikle siyasi partilerin grup toplantıları üzerinden sergilenen tutumlar, Meclis’i olması gereken fonksiyonlarından uzaklaştırmakta; onu adeta bir siyasi sahneye ya da taraftar tribününe çevirmektedir.
— Grup Toplantıları:
-,Ne Olmalıydı?
- Grup toplantıları, siyasi partilerin haftalık olarak yaptığı, milletvekillerine ve kamuoyuna seslendikleri toplantılardır.
—Temel amacı:
- Partinin o haftaki siyasi gündemini açıklamak,
- Politika önerilerini paylaşmak,
- Gerekirse hükümetin uygulamalarını eleştirmek ya da desteklemektir.
- Bu toplantılar, aynı zamanda halkın bilgi edinme hakkı açısından da önemlidir.
- Çünkü kamuoyuna yönelik yapılan bu konuşmalar, sadece partilileri değil, tüm milleti ilgilendirir.
— Ancak Bugün…
- Meclisteki grup toplantıları artık olması gereken çizgiden uzaklaşmış, birer siyasi gösteri alanına dönüşmüştür.
- Özellikle şu olumsuz eğilimler dikkat çekmektedir:
- Sloganlar, tezahüratlar ve alkışlar konuşmaların önüne geçmektedir.
- Liderlerin konuşmaları siyasi polemiklerle doludur, çözüm yerine karşılıklı suçlamalar öne çıkar.
- Toplantı salonları futbol tribünleri gibi hareketlenmekte, sağduyudan uzak bir atmosfer oluşmaktadır.
- Meclisin ciddiyetini zedeleyen hitaplar ve hedef göstermeler, toplumsal kutuplaşmayı da beslemektedir.
— Bu Tutum Ne Anlama Geliyor?
- Bu atmosfer, aslında üç temel sorunu yansıtmaktadır:
- Demokratik kültürün erozyona uğraması:
- Siyasi rekabet yerini karşılıklı düşmanlaştırmaya bırakmaktadır. Bu da uzlaşma kültürünü yok eder.
- Meclisin kurumsal işlevinin zayıflaması:
- Yasama ve denetleme faaliyetlerinin önüne şov, gösteri ve propaganda geçmiştir.
- Halkla aradaki temsil bağının zayıflaması:
- Temsilciler artık halk adına değil, parti adına ve çoğu zaman “liderin gözüne girme” adına konuşmaktadır.
— Sonuçları Neler?
- Meclisin itibarı azalır.
- Genç kuşak siyasete yabancılaşır.
- Gerçek sorunlar (ekonomi, eğitim, adalet) tartışılamaz.
- Kutuplaşma derinleşir, toplumsal barış zarar görür.
— Çözüm Ne Olabilir?
- Siyasi parti liderleri, söylem dillerini değiştirmelidir.
- Tribünlere değil, millete konuşmalıdırlar.
- Grup toplantıları şeffaf ama seviyeli bir dille yürütülmelidir.
- Eleştiri olmalı; ama hakaret değil, öneri ve vizyon içermelidir.
- Meclis Başkanlığı ve içtüzük denetimleri yeniden gözden geçirilmelidir.
Kurumun saygınlığını koruyacak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Medya, bu toplantıları sadece sansasyonel başlıklarla değil, içerik analiziyle aktarmalıdır.
— Son Söz
- Meclis, bir kavga yeri değil; ortak aklın buluştuğu yerdir.
- Grup toplantıları, siyasetin halkla buluşma kanalıdır; propaganda meydanı değil.
- Bugün bu tutum değişmezse, yarın Meclis’e güven kalmaz.
- Ve Meclis’e güvenin olmadığı bir yerde, demokrasi yaşayamaz.