TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer, Silivri'de tutuklu bulunan CHP'li belediye başkanlarını ziyaret etti. Daha önce de Silivri'ye ziyaretler yaptığını ancak TBB Başkan Vekili sıfatıyla ilk kez geldiğine değinen Seçer, "Şu anda 17 belediye başkanımız cezaevinde. Ne istiyor bu insanlar? İçeride ne talepler var? Bir an önce iddianamelerin yazılmasını ve mahkeme karşısına çıkmak ve orada herkesin gözü önünde neyle suçlandıklarını bilmek istiyorlar" dedi.
"Eğer hukuk işler ve tarafsız bağımsız mahkemeler yoluyla bu dosyalar bir karara bağlanırsa, tahliye olacaklarını düşünüyoruz"
Seçer, sürecin Ahmet Özer ile başladığını hatırlatarak "Dokuz aydır süren bir süreçten bahsediyoruz. Çok sayıda sadece belediye başkanı değil, meclis üyeleri, belediye bürokratları, siyasiler cezaevinde. Şimdi böyle bir ortamda zaten hukuki bir zeminde tartışmamız gerçekten çok anlamsız kalır. Çünkü zaten bu sürecin hukuk dışı bir süreç olduğunu iddia ediyoruz. Bu sürecin siyasi bir süreç olduğunu iddia ediyoruz. Birbirine benzeşir gerçekten çok boş iddialarla ve ilk duruşmalarda eğer hukuk işler ve tarafsız, bağımsız mahkemeler yoluyla bu dosyalar bir karara bağlanırsa, tahliye olacaklarını düşünüyoruz. Şehirlerinin başına geçecekler, hizmetlerine kaldıkları yerden devam edecekler" diye konuştu.
Karalar, Adana'da yargılanmak için başvuruda bulundu
Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar'a isnat edilen suçun 2016'lı yıllara gittiğini belirten Seçer, durumu şöyle açıkladı:
"Bugün İBB dosyasıyla alakası yok aslında İBB dosyası isnat edilen bir örgütten bahsediyor. O tarihlerde zaten böyle bir örgüt iddiası yok ortada. Az önce görüşmemizde anlattı, kendisine isnat edilen suç birikmiş bir borca karşılık erken ödeme yapmak için para talep edildiği yönünde. Çok düzenli ödemelerin olduğu dökümünü çıkardı. Orada bu tip yasa dışı bir talebi gerektiren bir zemin yok. Yani niçin böyle bir şeyi istesin bir başkan ya da bir bürokrat? Çok tutarsız iddialar var. O da şunu diyor, 'Ben Adanalıyım, ben Adana'ya gideyim. Adana'da yargı karşısına çıkarsınlar. Adana'da cezaevinde tutuklu mahkeme sürecimi bekleyeyim. Benim İstanbul'da Silivri'de ne işim var' diyor. Zeydan Başkanımızın talebi bu, zaten başvuruda bulunmuş. Umut ediyorum kısa sürede hem iddianameler konusunda hem de Zeydan Başkan'ın bu özel talebi konusunda bir mesafe alırız."
"Kurucu partinin masada olması bu süreci farklı bir boyuta getirir"
Seçer, bir gazetecinin "Sayın İmamoğlu'nun mesajı oldu mu?" sorusuna "Genel değerlendirmelerimiz oldu. Tabii ki Türkiye genelinde bazı değerlendirmeler oldu" diye cevap verdi.
Türkiye'nin iç dinamiklerden dolayı bugün siyasetin konuşulamadığına dikkati çeken Seçer, "Bölgede ve dünyada çok önemli gelişmeler var. Türkiye'de paradoksal bir durum var. Bir taraftan 'Terörsüz Türkiye' süreci başladı, bir komisyon oluşturulsun, parlamentoda olsun, herkesin gözü önünde olsun ama CHP'siz bir komisyonun kıymet-i harbiyesi yok. CHP'nin tarihi misyonu var. Kurucu partinin masada olması bu süreci farklı bir boyuta getirir. Üzülerek ifade edeyim olmaması ise sonuçta bir başarının gelmesini zorlaştırır diye düşünüyoruz. Bir taraftan Cumhuriyet Halk Partisi masada olsun, bir taraftan Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik sistematik operasyonlar, sistematik saldırılar..." diye tepki gösterdi.
"Bizimle rekabetin sandıkta olması gerektiğini iktidarın bilmesi lazım"
Seçer, belediye başkanlarının kentlere hizmet edilsin diye seçildiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Çok önemli bir başarı da elde ettik. Ama bugün kentlerimiz belediye başkanları olmadan Silivri'de ya da diğer cezaevlerinde 15 metrekarelik hücrelerde kalıyorlar. Buradan şu çağrıda bulunmak isterim. Türkiye'de artık hukukun normalleşmesi lazım. Her şeyden önemlisi bizimle rekabetin sandıkta olması gerektiğini iktidarın bilmesi lazım. İktidarın gücünü kullanarak yargı vesayeti üzerinden eğer hesaplaşma, bizi hizaya getirme, bize parmak sallama ya da sindirme gibi bir hesabı varsa bu gerçekten başta ülkemize çok büyük bir haksızlık ve kötülük olur diye düşünüyorum. Umut ediyorum Türkiye bu alanda normalleşir. Türkiye'nin çok sorunları var. Bu nedenle uzlaşmaya ihtiyaç var. Bir arada olmaya ihtiyaç var. Siyasi parti gözetmeksizin buna ihtiyaç var. Türkiye'nin çok yoğun çalışmaya, her şeyden önemlisi birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var."