CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Türkiye’de Cumhurbaşkanı olacak kişinin ne mezhebi, ne dini, ne cinsiyeti, ayrımcılıkla, mezhepçilikle tarif edilemez. Tam ve eşit bir anayasal yurttaşlıkla, tam ve eşit bir temsiliyete ihtiyaç var. Bunun için ne mezhep çatısı ne Amerika Birleşik Devletleri’nin emperyalist tariflerinin çatısı, 100 yıl önce çatılan sarsılmaz Cumhuriyet çatısı lazım bize. Kimseye demokrasi çatısını yıktırıp, mezhep çatısı üzerinden plan yaptırmayız, alan açmayız. Biz buradayız, kimse korkmasın. Kurduğumuz Cumhuriyet’e sonuna kadar sahip çıkacağız" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun özgürlüğü amacıyla "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" sloganıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, "19 Mart darbesinin üzerinden tam 125 gün geçti. Tek bir delil bulamadılar. Halen iddianameyi yazamadılar. İzmir Büyükşehir’e operasyon olmuştu… İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 9 günde iddianame yazdı. Yolladı mahkemeye. Bu vakitten sonra, tutuksuz yargılama olduktan, iddialar olduktan sonra savcı konuşur, avukat konuşur. Mahkeme dinler, bir karar verir. Suçu olan varsa cezasını çeker. Geri kalan kimsenin haysiyetiyle oynanmaz. Ben bugün İstanbul’daki kötü örnekten ayrışan, tutuksuz yargılamaları tekrar gündemine alan, okuduğu kitaba, vicdanına, adaletin terazisine saygı duyan bütün yargı mensuplarının önünde saygı ile eğiliyorum" diye konuştu.
Özel, şunları kaydetti:
"Bu İstanbul’da yapılsaydı, İstanbul’da tutuksuz yargılama olsa, gizli tanık iftirası olmasa, millet evladı ve çocuğuyla tehdit edilmese, iftiracılarla haysiyet cellatlığı yapılmasa, eşle, babayla, evlatla, aile kurumuyla uğraşılmasa ne işi var Bakırköy’ün bu akşam bu meydanda? Ama karşımızda 30 yıllık bir öğretmen. Emekli oluyor, 1 milyon lira veriyorlar. Karşımızda sadece kalacağı lojmana 46 milyon TL masraf yaptırılan şımarmış bir yapı var. Hanımefendi havuz istemiş, havuz yaptırmış. Bozdurup, bozdurup yaptırmış. Boğaziçi’nde villa, 46 milyon lira masraf. Önce sarayını hazırlamışlar, sonra o şımarığı oraya atamışlar. 80 yıllık maaşına denk gidip de yatlara bakan, lojman diye villalarda oturan, 46 emekli öğretmenin emekli ikramiyesini bir lojmana harcayanlar var. Ülkenin Cumhurbaşkanı öyle bir yapıyı şımarttı, başımıza bela etti ki. Şimdi çıkıyor, beyaz Toroslardan bahsediyor. O savcılardan biri, beyaz Toros’a elini koyup millete diyor ki ‘Mekânın sahibi biziz. Bizden korkun. Cumhurbaşkanı kim oluyor? Onu biz tutuyoruz. Korktuğu Ekrem’i içeriye biz attık. Biz olmasak Cumhurbaşkanı’nın ne hükmü var? Ben beyaz Toroscuyum.’ Ey Erdoğan, beyaz Toroslar JİTEM’deydi. AK Toroscular, milletin başına bela ettin, Çağlayan’da oturuyorlar. Yazıklar olsun hepsine.
"Gülseren Teyzemin gözyaşlarında boğulacaksınız"
O iddianameyi yazacaksınız, o iddianame gelecek. Ondan sonra millet iftiraları da görecek. Bir tek kanıt bulamadılar. Milleti sağlığıyla, eşiyle, evladıyla tehdit ediyorlar. Biz teslim olmayacağız. Arkadaşlarımız teslim olmayacak. Biz yenilmeyeceğiz, biz teslim olmayacağız ama ant olsun siz Mehmet Murat Çalık’ın annesi Gülseren Teyzemin gözyaşlarında boğulacaksınız. Memlekette savcı var, ülkenin Cumhurbaşkanına ayar vermeye çalışıyor. Bu atanmışlar düzenini, bu şımartılmışlar, aşırı arkasında durup da olmayan yetkileri kullandırtılmışlar düzenini er ya da geç biz değiştireceğiz. Er ya da geç er ya da geç adaleti bu memlekete biz getireceğiz.
"İftira tutanağı düzenleyip dışarı salınmış"
Diyor ki Çınar isimli gizli tanık, ‘Serdar Haydanlı naylon fatura kesip İBB’den gelir elde etti.’ Bunu sabahleyin almışlar. Götürmüşler. Bu giderken telaş yapmış, Ankara‘yı aramış. İki telefon da doğru yere ulaşmış. Bunu şubeden salmışlar. Kimmiş bu Serdar Haydanlı? 4.5 G şirketinin sahibi. Teknofestleri yapan adam. Peki, naylon faturayı ne zaman kesmiş İBB’ye? AK Parti döneminde. Böyle olunca, bunu şubeden salmışlar. Bunları ben söyleyince mahkemeye çıkardılar, yalandan tutukladılar. O günden beri takip ediyoruz. Bu Serdar Haydanlı’yı geçen ay itirafçı yapıp saldılar. İletişim Başkanlığı buna özel yazı vermiş, ‘Bu adama vereceksiniz, kampanyayı bu yapmaya yetkilidir’ diye 1 milyar dolara yakın, Türk parasıyla 35 milyar lira para alan adam, geçen ay Ekrem Başkan ve arkadaşlarına iftira tutanağı düzenleyip dışarı salınmış. Bu adam eğer suçluysa ilk gün neden saldın? Suçsuzsa neden tutukladın? Dün eski İletişim Başkanı açıklama yaptı. Benim Saraçhane’de söylediğim her şeyi doğruladılar bu adamla ilgili.
"Bu milletin iki eli, bu dünyada da sandıkta da ahirette de yakanızda"
Bakın 600 milyon liralık evde oturan bozuk tohum, bir oğlana televizyon kanalı, bir oğlana spor kulübü. Bunun için kullandığı kalemlerden sadece birisi Ankara Büyükşehir’in hafriyat işi. Bu hafriyatta önce Anfa’ya, oradan Osmanlıspor’a, oradan bozuk tohumun arkadaşı Nispet A.Ş.’ye paraları devretmiş. Kendinden sonra gelen Mustafa Tuna açıkladı. Hafriyat gelirinden zarar o günkü kurla 47 milyon dolar, bugünkü kurla 1.9 milyar lira. Bunu Mansur Başkan ortaya çıkardı. Mansur Başkan 97 dosya ile birlikte çıkardı, ama Süleyman Soylu geldi, el koydu. O günden beri ne bozuk tohumun babasına, ne Nispet A.Ş.’ye, ne Osmanlıspor yönetimine, ne o dönemin Anfa’daki yetkililerine tek soru soran yok. Bizim arkadaşlarımıza 126 gündür daha iddianame koyamıyorlar. Hem vallahi hem billahi bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bu milletin iki eli, bu dünyada da sandıkta da ahirette de yakanızda.
"Tam ve eşit anayasal yurttaşlık"
İstanbul’da nerelisin derseniz, ben Bakırköylüyüm. Biricik teyzem, Nuran Teyzem, bu Bakırköy metro istasyonunun olduğu sokak. O sokakta, bir başında Esnaf Kefalet Kooperatifi, bir başında metro istasyonu. Teyzem o sokakta bir apartmanın dördüncü katına bundan 67 sene önce gelin geldi. Halen yaşıyor. Ali Eniştemi bu sene kaybettik. İkisi diş hekimi, bir tane eczacı üç ablam var. O yüzden Özgür Özel nereli derseniz? Biraz da Bakırköylü’yüz. Bakırköy birkaç seçimdir bize sesleniyordu. Bu seçim duyduk. Ölçtük, biçtik. Öz eleştiri yaptık. Ve bu Bakırköy’e hem istediğiniz gibi, hem de partiye yakışır bir kadın adayı getirdik, siz de yüzde 65’le arkasında durdunuz.
Bugün bir anlaşma imzalandı ve nihayet 14 yıl sonra filomuza uçak katılacak, Eurofighter. 19 Mart’a kadar hep birlikte söyledik, iyiye gidiyordu. 19 Mart'ta Ekrem Başkan’a yapılanlardan dolayı Alman Sosyal Demokratlar durdurdu. Son gittiğimde konuştum, hem Şansölye Yardımcısıyla, SPD’nin Başkanıyla, hem Milli Savunma Bakanı’yla, nihayet vetoyu kaldırdılar ve Eurofighter anlaşması yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığında, ışık hızıyla Türkiye Avrupa Birliği üyesi olacak, gençler için yasaksız Türkiye, vizesiz Avrupa geliyor. Birileri yeni, gönülsüz ittifaklar arayadursun, başta dediğim gibi biz hep beraber Türkiye İttifakı’yız. Bu ülkenin bütün renklerini hep birlikte kucaklıyoruz. Biri çıkıyor ‘Türk, Kürt, Arap’ diyor. 11 kere bunu söylüyor. Bunun üzerinden bir çatı tarif ediyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanı olacak kişinin ne mezhebi, ne dini, ne cinsiyeti, ayrımcılıkla, mezhepçilikle tarif edilemez. Tam ve eşit bir anayasal yurttaşlıkla, tam ve eşit bir temsiliyete ihtiyaç var. Bunun için ne mezhep çatısı ne Amerika Birleşik Devletleri’nin emperyalist tariflerinin çatısı, 100 yıl önce çatılan sarsılmaz Cumhuriyet çatısı lazım bize. Cumhuriyet çatısı. Kimseye demokrasi çatısını yıktırıp, mezhep çatısı üzerinden plan yaptırmayız, alan açmayız. Biz buradayız, kimse korkmasın. Kurduğumuz Cumhuriyet’e sonuna kadar sahip çıkacağız.
"Ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatıyız"
Lozan’ı tartışmaya açanlarla, Sevr kapısıyla yatıp bölük pörçük fikirlerle kalkanlara diyoruz ki; bu ülke Türk’ü Kürt’ü ile Laz’ıyla Çerkes’i ile göçmeniyle Gürcü’sü ile ülkenin tüm renkleri ile, tüm cinsiyetler, Türkiye’de var olan bütün renkler ile ve Türkiye’de var olan tüm inançlar ile tüm mezhepler ile omuz omuza, gönül gönüle, ayrılmadan, bölünmeden, birbirine düşmeden kimseye kulluk etmeden Cumhuriyet’e sahip çıkacağız. Barış sürecinin de teminatı biziz. Oturacağımız masaya oturmasını da biz biliriz. Yüzde 29’lukların devri bitti, çoğunluk biziz. Ve yüzde 100’ü kucaklayacağız. Yüzde 28,5’tan 29 Tayyip Erdoğan otur yerine, sınıfta kaldın sen, otur. Baba evi hepimizin evi, Atatürk’ü seven herkesin yeri Cumhuriyet Halk Partisi. 28,5’tan 29 Tayyip’in bir planı varsa, bu milletin çok daha güçlü bir planı var. Birlik planı var. Omuz omuza mücadele planı var. Kardeşlik planı var, barış planı var. Masaları kurmak da onun tekelinde değil, bozmak da. Cumhuriyet Halk Partisi barışı da, kardeşliği de savunuyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatı da o."