CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, 20 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin öğretim üyesi alım ilanlarına ilişkin açıklama yaptı. Aksaz Şahbaz, söz konusu ilanın Türkiye’de akademinin nasıl adım adım çürütüldüğünün belgesi olduğunu söyleyerek "Üniversite kadroları artık bilimsel rekabetin değil, siyasi sadakatin karşılığı olarak dağıtılıyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi adı altında, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’ndan kaçırılarak kurulan ve İstanbul’dan Diyarbakır’a, Ankara, İzmir, Antalya’dan Bursa’ya kadar Türkiye’nin dört bir tarafında toplamda 60 adet Eğitim Araştırma Hastanesi, Şehir Hastaneleri ile ortak kullanım amaçlı, afiliye olan ucube bir yapı halindedir. Hiçbir üniversitede bulunmayan Sağlık Bakanlığı Mütevelli Heyetine bağlı olan bu üniversite ne kuş ne deve misali ucube bir yapıya sahiptir" diye konuştu.
"Bu ilanlar yarışmaya açık değil; kâğıt üstünde 'ilan', gerçekte 'atama listesi'dir"
20 Kasım tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 276 profesör ve doçent ilanı incelendiğinde tablonun dehşet verici olduğunu belirten Aksaz Şahbaz, "Her bir ilan, yalnızca tek bir kişinin özgeçmişine birebir uyacak biçimde hazırlanmıştır. Bir tek atanacak kişinin adı yazılmamıştır, ama kim olduğu ilanda açıkça tarif edilmiştir. Yani bu ilanlar yarışmaya açık değil; kâğıt üstünde 'ilan', gerçekte 'atama listesi'dir. Bir makale başlığına, bir laboratuvar tekniğine, bir spesifik çalışmaya indirgenen koşullar, eşitlik ve liyakat ilkesini açıkça ihlal etmektedir" dedi.
"Akademinin itibarı, siyasi sadakat uğruna kurban edilemez"
Şahbaz, Anayasa’nın 10. maddesi ve 70. maddesine atıfta bulunarak şunları kaydetti:
"2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, öğretim üyeliğinde objektif ve denetlenebilir kriterleri şart koşar. Yönetmelikler, kişiye özel ilanı yasaklar. Danıştay kararları nettir: Bir ilan yalnızca bir kişiyi işaret ediyorsa iptal edilmelidir. Bu durumda, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin 276 ilanının 276’sı da yok hükmündedir. Sayıştay’ın 2020 Yılı Genel Uygunluk Denetimi Raporu, SBÜ’de kadro ilanlarının objektiflikten saptığını, ilanların tek kişiye özel hazırlandığını yıllar önce tespit etmişti. Bugün aynı tablo devam ediyor. Hukuksuzluk kurumsallaşmış, liyakat aşınması sistematik hale gelmiştir. Kişiye özel kadro, yalnızca bir adaletsizlik değil, bir bilim cinayetidir.
Akademik rekabeti öldürür, genç bilim insanlarını dışlar, sağlık alanında kaliteyi düşürür. Bilimsel üretim değil, torpil üretimi teşvik edilir. Çağrımız açık ve kesindir, Sağlık Bilimleri Üniversitesi hukuka uygun bir şeklide özerk hale getirilmelidir. Bu ilanlar geri çekilmelidir. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, derhal Anayasa’ya, 2547 sayılı Kanun’a ve Danıştay içtihatlarına uygun biçimde süreci yeniden düzenlemelidir. Kadro belirleme süreçleri şeffaf, denetlenebilir ve liyakate dayalı hale getirilmeli, tıpta uzmanlık derneklerinin ve bağımsız akademik kurulların görüşlerinin alınması zorunlu tutulmalıdır. Akademinin itibarı, siyasi sadakat uğruna kurban edilemez. Liyakat biterse, bilim biter; bilim biterse, ülke çöker."