Maltepe Belediyesi, Türkiye Belediyeler Birliği ve European Committee of the Regions (Avrupa Bölgeler Komitesi) iş birliğiyle düzenlenen Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (CoR) 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı, İstanbul Küçükyalı’da bir otelde yapıldı. Açılış konuşmasını, İsveç/EPP’den Huddinge Belediye Meclis Üyesi Jelena Drenjanin gerçekleştirdi.
Toplantıya AB İlişkilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Şen video konferans yöntemiyle katılırken, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Maslahatgüzar Vekili Jurgis Vilcinskas, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, Denizli Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erbay Arıkboğa, emekli büyükelçi Mustafa Osman Turan ve çok sayıda katılımcı da toplantıda yer aldı.
Seçer: “Bu toplantı yalnızca diplomatik bir etkinlik değil”
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanvekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, toplantıda yaptığı konuşmada, Maltepe’de Avrupa’nın farklı yerlerinden gelen yerel temsilcilerle Türkiye’den belediye başkanlarını ve yerel yönetişim aktörlerini bir araya getirmekten memnuniyet duyduklarını söyledi.
Seçer, toplantının Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutuna işaret eden önemli bir buluşma olduğunu belirterek, “Bu toplantı yalnızca diplomatik bir etkinlik değil; aynı zamanda, Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunu ele aldığımız ve bizlere tematik alanlarda birlikte öğrenme ve deneyim paylaşımı fırsatı sunan önemli bir buluşmadır. Değerli misafirler,Türkiye Belediyeler Birliği, ülkemizdeki belediyelerin tamamını ulusal ve uluslararası düzeyde temsil eden dünyada benzeri az görülen bir yapıya sahiptir. Birliğimiz, bu benzersiz yapının beraberinde getirmiş olduğu siyasi çeşitliliği, coğrafi kapsayıcılığı ve temsil gücü sayesinde, Türkiye'de yerel yönetimlerin ortak sesi, koordinasyon ve öğrenme merkezi haline gelmiştir. Birlik olarak yerel yönetimler arasında iş birliğini geliştirmeyi, iyi yönetişim kültürünü yaygınlaştırmayı, katılımcılığı teşvik etmeyi ve yerel demokrasimizi güçlendirerek belediyelerimizin uluslararası alanda daha etkin birer aktör hâline gelmesini amaçlıyoruz” dedi. Seçer şöyle devam etti:
“Demokrasinin yeniden güçlenmesi, yukarıdan değil, tabandan tavana doğru olmalıdır”
“Hepimizin bildiği gibi dünyamız, savaşlar, jeopolitik değişimler, demokratik gerilemeler, iklim krizi ve toplumsal kutuplaşma gibi birçok zorlukla karşı karşıya. Tüm bunların çözümü ise kurumsallaşmış bir demokrasiden geçiyor. Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değil.
Ancak maalesef görüyoruz ki; bugün dünya çapında demokrasiler bir meşruiyet krizi yaşıyor. Kurumlara olan güven zayıflıyor, siyaset ile vatandaş arasındaki mesafe artıyor. Bu boşluğu doldurabilecek en güçlü aktörler ise yerel yönetimler. Çünkü belediyeler yalnızca yöneten değil, aynı zamanda dinleyen, danışan ve birlikte üreten kurumlardır. Vatandaşların doğrudan temas ettiği, sorunlarına en hızlı çözümler aradığı merciiler yerel yönetimlerdir. Demokrasinin yeniden güçlenmesi, yukarıdan değil, tabandan tavana doğru olmalıdır. Bu da yerel düzeyde çok katmanlı, çok paydaşlı bir yönetişim anlayışıyla mümkündür. Değerli katılımcılar, görüyoruz ki dünya genelindeki eğilimler de benzer bir yönü işaret ediyor, küresel ölçekte demokrasi yeniden tanımlanıyor, yerel yönetimlerin önemi ve yönetişim kavramı her geçen gün daha fazla ön plana çıkıyor. Birleşmiş Milletler'in 'Ortak Gündemimiz' adlı belgesinde de açıkça görüyoruz ki, demokratik yönetişim sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçası. Aynı şekilde Avrupa Konseyi de geçtiğimiz yıl yayımladığı 'Avrupa için Yeni Demokratik Pakt'a Doğru' Yol Haritası'nda ve Reykjavik Zirvesi'nde kabul edilen 10 Demokrasi İlkesi ile yalnızca Avrupa kıtasında değil, tüm dünyada demokrasinin geleceği açısından tarihî bir çağrıda bulundu. Demokrasinin yalnızca korunması değil öğrenilmesi, uygulanması ve gelişmesi gerektiği vurgulayan bu yaklaşım yerel yönetimlerin demokratik sistemdeki rolünü bizlere yeniden hatırlattı.
Demokrasi en görünür hâliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat buluyor. Vatandaşın yönetime dokunabildiği, karar süreçlerine katılabildiği her fırsat, demokrasinin yeniden nefes aldığı bir alan haline geliyor. Türkiye Belediyeler Birliği olarak, biz de bu anlayışla geçtiğimiz eylül ayında, Avrupa Konseyi ile iş birliği içinde 'Yeni Yerel Demokrasiye Doğru' başlıklı bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayda demokrasimizin bugününü ve geleceğini yerel yönetim perspektifinden tartıştık. Çalıştayın ikinci bölümünde ise 'demokrasi için yenilikçilik' konusu ele alındı. Katılımcılar, demokrasinin ancak yenilenerek yaşayabileceğini, vatandaşın sesine kulak veren, dijital araçları ve yeni müzakereci yöntemleri kullanan bir yapıya dönüşmesi gerektiğini vurguladılar.
“Demokrasi bir miras değil; emek isteyen canlı bir yapıdır; yenilenmesi ve çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir”
Türkiye Belediyeler Birliği olarak, çalıştaydan elde ettiğimiz geri bildirimleri, önümüzdeki dönemde hem belediyelerimize vereceğimiz destek için hem de çeşitli kamu kurumları ve uluslararası kuruluşlarla sürdürülen iş birlikleri ve faaliyetler için temel bir referans olarak görüyoruz.
Bu bağlamda, belediyelerimizi Avrupa Konseyi'nin Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası (ELOGE) gibi çeşitli araçlarla bu dönüşüme hazırlamak için çabalıyoruz. Bunu, yalnızca bir ödül süreci değil, aynı zamanda belediyelerin kendi yönetimlerini vatandaş gözüyle değerlendirebilmeleri için güçlü bir mekanizma ve iyi yönetişimin yerelde kurumsallaşmasına katkı sunan güçlü bir fırsat olarak görüyoruz.
Çünkü demokratik sistemin sürdürülebilirliği, vatandaşın güveninin kişilere değil, kurumlara dayandığı bir yapıdan geçiyor. Bu güvenin tesis edilmesi ise şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık gibi ilkelerin yönetim anlayışımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle mümkün olabilir. Vatandaş bütçeyi, harcamayı ve karar alma süreçlerini görebildiğinde; yerel yönetimlerin sözlerinin yanında icraatlarını da takip edebildiğinde, demokrasi yerelden güç kazanır. Ancak tüm bu mekanizmaların etkin işlemesinin seçilmiş iradeye saygıdan geçtiğini düşünüyoruz. İşte tam da bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz bu toplantının teması olan 'Katılım Sürecinin Temel Taşı Olan Demokratik Yerel Yönetişim' konusu gerek Türkiye'nin yerel yönetişim vizyonu gerekse Avrupa ile ilişkilerimizin geleceği açısından özel bir anlam taşımaktadır. Biliyoruz ki AB Müktesebatı'nın büyük bir oranı yerel yönetimler tarafından uygulanmaktadır. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki iş birliği, yalnızca merkezi kurumlar arasında yürütülen teknik süreçlerden ibaret değildir; kentlerimizde, belediyelerimizin projelerinde, ortak ağlarda ve iyi uygulama paylaşımında her gün yeniden inşa edilen çok katmanlı bir ilişkidir. Bu nedenle demokratik yerel yönetişimi güçlendirmeye yönelik her adım, aynı zamanda Türkiye- AB ilişkilerinin niteliğini ve derinliğini doğrudan etkileyen stratejik bir yatırımdır. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyı, Türkiye ve Avrupa'nın yerel yönetimleri olarak ortak geleceğimizi inşa etmek ve demokratik yönetişimi güçlendirmek adına son derece kıymetli buluyoruz.
Sözlerimi, Reykjavik Zirvesi'nin ruhuna uygun bir ifadeyle tamamlamak istiyorum: Demokrasi bir miras değil; emek isteyen canlı bir yapıdır; yenilenmesi ve çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye Belediyeler Birliği olarak, 'Daha iyi bir gelecek yerelden gelecek' anlayışıyla Avrupa'nın ve dünyanın demokratik geleceğine yerelden katkı sunmaya, değerlerimizi paylaşmaya ve birlikte öğrenmeye devam edeceğiz.”
Köymen: “Gülşah Durbay’ın erken kaybının hüznüyle başlıyoruz”
Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen de konuşmasına, toplantının üyesi olan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın “erken kaybının hüznü ve burukluğu” ile başladıklarını belirterek, “Hepimizin başı sağ olsun” dedi.
Köymen, yerel ve bölgesel aktörlerin Avrupa Birliği’nin karar alma süreçlerine katılımını güçlendirmeyi amaçlayan Bölgeler Komitesi’nin, demokratik süreçlerin işletilmesi açısından önemli bir mekanizma olduğunu ifade etti. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik hedefi doğrultusunda, Bölgeler Komitesi bünyesinde Çalışma Grubu düzeyindeki iş birliğinin geliştirilmesinin önemine işaret eden Köymen, bu iş birliğinin önümüzdeki dönemde daha da derinleşeceğine dair umutlarını dile getirdi.
“Yerelden merkeze yetki devirleri yaşanıyor, demokratik süreçler sınırlı”
Köymen, Türkiye’de yerel yönetimler alanında birden fazla yasanın yürürlükte olduğunu, “merkez-yerel dengesi açısından yerelden merkeze yetki devirlerinin yaşandığı süreçlere tanık olunduğunu” söyledi. Belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin doğrudan halk tarafından seçildiğini hatırlatan Köymen, görev ve yetkilerin demokratik süreçlerin işletilmesi açısından sınırlı olduğunu ifade etti.
“Tutuklu belediye başkanları derhal serbest bırakılmalı”
Köymen, konuşmasında 31’inci Dönem Toplantısı’nda konuşmacı olarak yer alan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile toplantıya ev sahipliği yapan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın “bugün tutuklu” olduğunu söyledi. Köymen, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekilliğine seçilen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da “halen tutuklu bulunduğunu” dile getirdi.
Köymen, “Bugün partimize mensup 15 belediye başkanımızın yanı sıra çok sayıda meclis üyemiz ve belediye bürokratımız siyasi saiklerle tutuklanmış durumdadır” dedi. CHP ve DEM Parti’nin kazandığı 13 belediyenin ise “tüm seçilmiş organları devre dışı bırakılarak” kayyumlar tarafından yönetildiğini belirten Köymen, “Ülkemiz demokrasisi açısından yaşadığımız bu büyük krizin bir an önce sona ermesi ve tutuklu belediye başkanlarımızın derhal serbest bırakılması çağrısını bu vesileyle bir kez daha yineliyoruz” ifadelerini kullandı.
Maltepe vurgusu ve belediyecilik ilkeleri
Köymen konuşmasında Maltepe’nin İstanbul Anadolu Yakası’nda yer aldığını ve yaklaşık 525 bin nüfusa sahip olduğunu belirterek, ilçenin yoğun ve dinamik kentsel yapısıyla önemli bir yerel yönetim alanı olduğunu kaydetti. 31 Mart 2024’te göreve geldiklerini söyleyen Köymen, katılımcılığı, iş birliğini ve diyaloğu esas alan bir yönetim anlayışını hayata geçirmeye çalıştıklarını ifade etti.
Köymen, belediyecilik hizmetlerini “demokratik ve katılımcı yönetim, dayanışma ve kapsayıcılık, üretici belediyecilik, planlı kalkınma, afetlere dirençli kentler, kentsel dönüşüm, sosyal konut politikaları, doğal ve kültürel varlıkların korunması, yenilikçi yerel yönetim anlayışı” gibi başlıklar üzerine inşa ettiklerini dile getirdi.
Mahalle buluşmaları yaptıklarını, mahalle evleriyle doğrudan diyaloğu güçlendirmeyi hedeflediklerini söyleyen Köymen, karar süreçlerine katılımın artırılmasının hem demokratikleşmeye hem de kamu hizmetlerinin etkinliğine katkı sunduğunu ifade etti.
“Dünyanın bütün demokratlarına sesleniyoruz”
Köymen konuşmasının sonunda, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti alanında zorluklar yaşadığını belirtirken, “Biz Türkiye’de yaşadığımız bütün krizler karşısında demokratik mücadeleden ve adalet talebinden vazgeçmiyoruz. Ve dünyanın bütün demokratlarına sesleniyoruz: Daha iyi bir dünya için birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.
Köymen, toplantının yerel demokrasilerin gelişimine ve ülkenin Avrupa Birliği sürecine katkı sunmasını dileyerek katılımcıları selamladı ve “Tekrar Maltepe’mize hoş geldiniz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.