Ankara’da yaşayan 30 yaşındaki Gülhan Taş, 2024-2025 yılları arasında dört ayrı uzaklaştırma kararı aldırdığı, ısrarlı takip ve tehdit suçlarından dava açtığı Mehmet Say isimli erkek tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Keçiören’de Taş’ın öldürüldüğü yerde “Gülhan’ın hesabını soracağız” diyerek basın açıklaması düzenledi. Açıklama sırasında kadınlar “Gülhan’ın hesabı sorulacak”, "Asla yalnız yürümeyeceksin" sloganları atıldı. Açıklama, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Ankara Temsilcisi Işıl Kurt tarafından okundu.
Kurt açıklamasına, “Gülhan Taş şu an bulunduğumuz evinin önünde Mehmet Say tarafından bıçaklandı. Biz Gülhan’ın yaşam mücadelesi verdiği hastaneyi ziyaret etmek, ona geçmiş olsun dileklerimizi iletmek için hazırlık yaparken; ailesine ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ demek isterken öğrendik ki Gülhan, verdiği yaşam savaşını kaybetmiş. Gülhan’ın ailesi, Gülhan’ın cenazesi için Çorum’da; biz ise buraya, Gülhan’ın hesabını sormak ve Gülhan’ın ailesine Asla ‘yalnız yürümeyeceksin’ demek için geldik” dedi.
"Eğer Gülhan ciddiye alınsaydı, yetkililer görevini yapsaydı belki Gülhan dün bu kapıdan çıkıp işine gidebilirdi"
Taş’ın fail hakkında defalarca uzaklaştırma kararı aldırdığını ancak her defasında failin bu kararları ihlal ettiğinin altını çizen Kurt, şunları söyledi:
"Kadınları koruması gerekenler hiçbir şey yapmamış. Her zaman dediğimiz gibi, Gülhan’ın cinayeti de önlenebilir bir cinayetti. Çünkü Gülhan defalarca kez uzaklaştırma kararı için başvuru yapmış, uzaklaştırma kararlarının ihlal edildiğini bildirmiş, o dilekçeleri yazmış, o yolları aşındırmış ama görevini yapması gerekenler hiçbir şey yapmamış. Gülhan, failden kurtulmak için Batıkent’e taşınmış; fail Batıkent’teki evini bulmuş. Mamak’a gitmiş; Mamak’taki evini bulmuş. Etlik’e gitmiş; Etlik’tekini bulmuş. Hatta Çorum’daki köydeki evlerini bile bulmuş. Gülhan daha köydeki ev adresini bilmezken o bulmuş. En son ise, sırf Gülhan’ın başvuruları ciddiye alınmadığı için, sırf Gülhan yetkililerin kapısından geri döndürüldüğü için burayı bulmuş ve Gülhan işe gitmek için evden çıktığı sırada onu bıçaklamış. Gülhan ihlal edilmiş uzaklaştırma kararlarıyla, tam 2 senedir yetkililerin kapısına gidip mücadele veriyordu. Eğer Gülhan ciddiye alınsaydı, dilekçeleri okunsaydı, 6284 etkin uygulansaydı, yetkililer görevini yapsaydı belki Gülhan dün bu kapıdan çıkıp işine gidebilirdi.
"Bir tane polis dahi, bir tane yargı görevlisi dahi bu mücadeleye kulak vermiyor"
Gülhan’ın ölümü ve öldürülen diğer kadınların ölümü bir tesadüf değil; bir anda olmuyor bunlar. Gülhan’ın ölümü, bu ülkedeki kolluğun, yargının, iktidarın iki senedir Gülhan’ı görmezden gelmesinin sonucudur. Sadece fail değil, siz de suçlusunuz. Kadınlar haklarını biliyor; nereye başvuru yapması gerektiğini, yaşamak için hangi mücadeleyi vermesi gerektiğini biliyor ve bu mücadeleyi veriyor. Ama bir tane polis dahi, bir tane yargı görevlisi dahi bu mücadeleye kulak vermiyor. Gülhan da 2 senedir ısrarla her yere başvurdu, mücadele verdi; ama tıpkı Serpil gibi, tıpkı Hülya gibi, tıpkı Döne gibi tüm mücadelesine rağmen, sırf görevini yapması gerekenler görevini yapmadığı için göz göre göre öldürüldü.
Peki bu görevini yapmayan; uzaklaştırma kararlarının uygulanması için hiçbir şey yapmayan, failin Gülhan’ın bir sürü farklı adresini bulup onu ısrarla takip etmesini, taciz etmesini engellemek için kılını dahi kıpırdatmayan, uzaklaştırma ihlallerini görmezden gelen ankara polisi neyle meşgul biliyor musunuz? Yıllardır kadınların öldürüldüğü yerlerde onların sesi olan; öldürülen kadınların aileleriyle adliyelerde nöbet tutan; 'Kadın cinayetlerini durduracağız' diyen ve bunun için her gün mücadele eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun üyelerinin ailelerini aramakla, 18 yaşından büyük mücadele arkadaşlarımızı babalarına 'şikayet etmekle' meşgul.
"Türkiye’de kadınların, yalnızca nefes almak anlamında bile yaşam hakları korunmuyor"
Siz arkadaşlarımızın ailelerini aramakla, onları tehdit etmekle uğraşacağınıza; 6284’ü uygulayın, koruma kararlarını uygulayın, Gülhan gibi defalarca kez size yaşam hakkı için başvuran kadınları ciddiye alın. Görevinizi yapın. Türkiye’de kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkı bile devletin ihmaliyle ellerinden alınıyor. Türkiye’de kadınların, yalnızca nefes almak anlamında bile yaşam hakları korunmuyor.
Gülhan’ın ölümünün ve davasının takipçisi olacağız. Fail alması gereken cezayı alacak, evet; ama o koltuklarında oturanlar, Gülhan’ı ciddiye almayıp öldürülmesine sebep olanlar… O koltuklarda rahat rahat oturmaya devam edeceğinizi, başınıza hiçbir şey gelmeyeceğini zannetmeyin.çünkü yargılanacaksınız, hesap vereceksiniz. Açın bakın Hülya Şellavcı’nın dosyasına; görevini yapmayanlar nasıl hesap veriyor görün. Bu sürecin de en yakından takipçisi olacağız. O dilekçeleri hangi sorumlu görmezden gelmiş, neden elektronik kelepçe kararı yok, fail her seferinde Gülhan’ın adresini nasıl buluyor, nasıl uzaklaştırma kararına rağmen her adresine gidebiliyor, nasıl 7 kez ihlal edilen uzaklaştırma kararına rağmen fail elini kolunu sallayarak gezebiliyor, 6284 neden etkin uygulanmamış, tüm bunların hesabını soracağız. Yetkililerin peşinde olacağız; mücadelemizle 6284’ü uygulatacağız, kadın cinayetlerini durduracağız, Gülhan’ın hesabını soracağız.”