Türkiye genelinde derinleşen ekonomik kriz, her geçen gün yurttaşların yaşamını daha fazla zorlaştırıyor. Artan enflasyon, düşen alım gücü ve fahiş kira fiyatları nedeniyle birçok kişi artık temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekiyor. Yükselen fiyatlar nedeniyle vatandaşlar, yeni mont, kazak veya bot gibi ürünleri mağazalardan almakta zorlanıyor.
Bu nedenle ikinci el pazarları ekonomik açıdan önemli bir seçenek haline geldi. İzmir’in Bornova ilçesindeki 2. El ve Antika Pazarı da uygun fiyatlı giyim ve ev eşyası bulmak isteyenlerin sıkça ziyaret ettiği yerlerden biri oldu. Pazara gelenler, sabahın erken saatlerinden itibaren alışverişe başlıyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan vatandaşlar, “eskiden geçinebildiklerini, şimdi ise ikinci el pazarı olmadan hayatın sürdürülemez hale geldiğini” dile getirdi.
Pazarda alışveriş yapan bir yurttaş, ekonomik krizin hayatın her alanına yansıdığını belirterek şunları söyledi:
“Burası ekonomik. Burası olmasa insanlar çok zorluk çeker. İyi ki var yani burası. Güzel. Ya kesene göre. Hani bir markadan gitmezsin, marka almazsın da, ne bileyim daha şehirden alırsın. Hani semt pazarlarından alırsın. Sonuçta yani kesene göre hareket edersin, yani kesene göre bulabilirsin. Burada da bulabilirsin” diye konuştu.
"Bu hükümet geldi geleli milletin, anası ağladı"
Pazarda esnaf olan Kazım Göner, “Satışlarımız idare eder. Kimsesizler, fakirler, efendim garibanlar, emekliler, memurlar onlar da dahil olmak üzere nerede parasızlar varsa burada. Paralı insanlar bu kolay yola, bit pazarına gelip de başkasının giydiğini giymez, aldığını almaz. Gider mağazadan alır paralı insanlar. Fakat para olmadığından dolayı. Eskiden böyle değildi. Bu hükümet geldi geleli milletin, afedersin, anası ağladı. Çoluğu çocuğu, gençlerin hayatı bitti. Çocuklarını okutamazlar, karınlarını doyuramazlar, gençler evlenemezler. Mümkün değil. Bunlar gitse de hiç olmazsa bu millet de şöyle bir nefes alsa. Hain bunlar, hain. Cumhurbaşkanı dahil bunlar vatan haini kızım. Bak, bunlar eğer bu parti gitti mi, anladın mı, bir tane 'ben AK Partiliyim' diye insan bulamayacaksın bak buralarda, bak unutma bu sözümü. 'Ben AK Partiliyim' diyemeyecek kimse. Neden? Onlara lanet gözüyle bakacak tüm millet. Onlara böyle lanet gözüyle bakacaklar” dedi.
"Alışveriş yapmak zor, mağazalara girmek bile çok zor"
Alıveriş merkezlerinden alışveriş yapmanın artık imkansız olduğunu dile getiren Nurgül Avalı, “Hayat gerçekten çok pahalı. İşin şakası bir tarafa, gerçekten her şeye yetişmek çok zor. Alışveriş yapmak zor, mağazalara girmek bile çok zor. O yüzden görüyorsunuz kalabalığı. Herkes buradan yapmayı tercih ediyor, ikinci elleri tercih ediyor. Yani gerçekten pahalılık çok yüksek seviyede yani. Ulaşmak, hiçbir şeye ulaşmak mümkün değil artık. Yani yıllardır öyle zaten. Son dönemlerde iyice arttı. Yani şurası mesela ben senelerdir burada oturuyorum, şurada üç beş tane esnaf oluyordu. Şimdi ihtiyaçtan dolayı insanlar eskiye yani ucuz malı alabilmek için ihtiyaçtan dolayı arttı. Şu anda kıpırdayamıyorsunuz pazar yerinin içinde” diye konuştu.
"Halkı fakirleştirmeye yönelik bir sistem var"
2’nci el pazarının yoğun olmasının sebebinin ekonomi olduğunu dile getiren Cevat Yol, “Ekonomideki istikrarsızlığa, insanları şu anda sürüklendikleri durumdan kaynaklanıyor. İnsanların sürüklendiği durum bir nehir gibi düşünün; sağa sola çarpa çarpa gidiyor. Kontrolsüz bir kayık gibi. Bu kontrolsüz kayığın da aslında bir dümeninde kaptan olması gerekir. O kaptanın var olduğuna inanıyoruz. Fakat var olduğuna inandığımız kaptan ısrarla dümeni tutmamakta kararlı. Çünkü kendi kendine gitsin ki o gemi bir yerlere çarpsın, bundan faydalanalım. Bundan faydalanan insanlar da var. Döviz yükselir, ekonomiden dolayı alım gücü düşer. Alım gücü düştüğü zaman insanlar daha çaresiz olur, daha biatkar olur. Yani biat etmeye başlarlar. Çünkü emeklilerimize bile baktığımızda ya da asgari ücretlilerimize bile baktığımızda şunu görüyoruz: Onların hakkı olanı istediğinde onlara sanki cebinden veriyormuş gibi bir sistem var. Halkı fakirleştirmeye yönelik bir sistem var. Sistem yürüyor. İşte gördüğünüz kıyafetler, ikinci eller. Bunlara eskiden derlerdi ki, 'eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı' derler. Ama buradan nur hiç gitmiyor. Bu insanlar hep burada. Çünkü neden? İhtiyaçlı olanlar ihtiyaçlarını buradan karşılıyor” şeklinde konuştu.
Ekonomik sıkıntılarının artması nedeniyle ilk defa ikinci el pazarına geldiğini dile getiren Derya Alkan, “Şimdi her şey çok pahalı belli bir kere. 800’den aşağı bir şey yok. Yani burada kaliteli de oluyor bazen. Yurtdışından falan gelmeler oluyor, bayağı kaliteli yani. Bayağı ihtiyacımızı karşılıyoruz. Alım gücü düşüklüğünden dolayı pazar kalabalık. Öğrenciler biliyorsun, masrafı çok. Emekliler sınırlı, kiralar çok. Ben de yeni yeni geldim buraya. Vallahi alışveriş merkezinden de alıyoruz ama bazı açığımızı buradan kapatmak daha güzel oluyor” dedi.
"Buradan yapacağım kış alışverişimi"
Üniversite öğrencisi Muharrem Gözütoğlu, “Bakıyoruz, büyük ihtimalle buradan yapacağız alışverişimizi. Fiyat daha uygun, mağazalarda falan daha pahalı. Burada bir ayakkabıya 500 diyorlar, mağazalarda yaklaşık 10 katı, dediği gibi 5 bin, 4 bin mesela bir ayakkabı. Kıyafetler, sweatler bin liradan aşağı değil, burada 250-300 lira. Öğrenci zaten bu devirde çok zor alışveriş yapıyor, geçmiyor bir ay. Başka bir şehirde, ben Mersin’den geliyorum yani, hem masrafım çok fazla, burada her şey daha uygun. O yüzden buradan büyük ihtimalle yapacağım kış alışverişimi” ifadelerini kullandı.
Melih Bulut, “Tüm alışveriş değil ama şu an düşünüyorum, öğrenciyiz, yurtta kalıyoruz, o yüzden ekonomik olsun diye öyle bir bakınıyorum. Ne zaman ufak tefek çoraptır, içliktir, şudur budur o tarz şeyleri almaya düşünüyorum. Arada çok güzel şeyler de görüyoruz. Mesela bunlar 10 liraymış, alayım dedim, kazak ve tişört” diye konuştu.
"Hak, hukuk, adalet olmadığı sürece ekonomi de böyle olacak"
Ekonominin kötü olduğunu ifade eden Hakan Görkem Büyük, “Genel amaçlı geldik, sadece kış için gelmedik ama o şekilde gelenlerin de çok olduğunu görüyoruz. Ekonomik yetersizlikler kesinlikle baş sebep bence. Onun dışında belki kendine göre bir şey çıkarır diye de insanlar burada, yani tarzına uygun bir şey bulur diye ama baş sebep bence ekonomik yetersizlikler. Yani serbest piyasa ama hiçbir denetim olmayan bir serbest piyasa, dolayısıyla açgözlülüğe bağlı. Vurdumduymazlığa bağlı. Dolayısıyla iyileşmesi için de epey zemin ve süreç lazım. Ama her şeyin başında hak, hukuk, adalet olmadığı sürece ekonomi de böyle olacak, geri kalan tadımız da olmayacak” şeklinde konuştu.