Gülcan Kış, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin yıllardır uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının ülkeyi iflasa sürüklediğini belirterek, "100 yıllık fabrikaları, kurumları, bankaları sattınız; ülkenin tüm üretim damarlarını kuruttunuz. Etibank’tan Sümerbank’a, TEKEL’den SEKA’ya, Telekom’dan limanlara kadar sattığınız her şeyin bedelini şimdi halk ödüyor. Üretimi bitirdiniz, planlamayı yok ettiniz, liyakati tasfiye ettiniz. Şimdi de çözümü halkın maaşından kesinti yapmakta buldunuz. Sattınız, yediniz; hesabı vatandaşa ödetiyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Kış, TBMM Genel Kurulu gündeminde bulunan kanun teklifiyle prim borcu bulunan yaklaşık 1,2 milyon emeklinin maaşından yüzde 25’e kadar kesinti yapılmasının öngörüldüğünü belirterek anımsatarak, "14 bin liralık maaşla geçinemeyen emekli zaten açlık sınırının yarısında yaşıyor. Şimdi bir de prim bahanesiyle maaşına el konuluyor. Bu vicdani değil, adil hiç değil" dedi.
"Tasarruf değil, soygun: Maaşlardan yüzde 3 zorunlu kesinti geliyor"
Kış, 2026’da yürürlüğe girecek TES düzenlemesiyle çalışanların net maaşlarından yüzde 3 zorunlu kesinti yapılacağını, sistemden 10 yıl boyunca çıkılamayacağını belirtti. "Asgari ücret 22 bin lira, açlık sınırı 27 bin 970 TL, yoksulluk sınırı 91 bin TL. Vatandaş zaten geçinemiyor. Şimdi maaşına yüzde 3 kesinti koymak, ‘tasarruf’ değil, soygunun yeni adıdır" ifadelerini kullandı.
"Saray iktidarının yeni ekonomi modeli: Emeklinin cebine çökmek"
Kış, iktidarın kamu kaynaklarını tükettiğini belirterek, "Merkez Bankası rezervleri eksiye düştü, 128 milyar dolar buharlaştı, Varlık Fonu’yla kamu kurumları ipotek altına alındı. Bu halkın vergileriyle kurulan kurumları sattınız, şimdi de maaşlara göz diktiniz. Saray iktidarının yeni ekonomi modeli budur: Emeklinin cebine çökmek" dedi.
"Yönetemiyorsunuz, gerçekler gün gibi ortada"
Kış, açıklamasını "Emekliyi, memuru, asgari ücretliyi yoksulluğa mahkûm ettiniz. Vatandaşın cebinde beş kuruş kalmadı, borcu katlandı, alım gücü eridi. Yönetemiyorsunuz, gerçekler gün gibi ortada. Sizde istifa erdemi yok biliyoruz ama bari affınızı dileyin. Cumhuriyet’in 100 yıllık emeğini, üretim mirasını, kamu kurumlarını birer birer yok ettiniz. Bu ülkenin işçisi, emeklisi, memuru artık dayanacak gücü kalmadı. Bu düzen halkı değil, sarayı yaşatıyor. Halkın sırtından inin artık" sözleriyle tamamladı.